• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Ekrem lehine bir haftada üç mahkeme kararı!

25 Ekim 2025
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Ekrem lehine bir haftada üç mahkeme kararı!

ALİ KARAHASANOĞLU

Ekrem bir haftada üç davayı birden kendi lehine bitirdi..

Birincisi, iki savcıya yaptığı hakaretlerle ilgili idi.. Savcılara söylediği sözler, çok net hakaretler..

“Kumpas ve pusu düzenini kuran iki savcı”, “terör örgütü üyeliğini ortaya koyan kişiler meslek şereflerini, meslek namussuzluklarını kaybetmiş kişilerdir”, “terör örgütü deneyimlerine de sahip olduklarını düşünüyorum”, “bu tür pusu ve kumpas işi terör örgütü üyesi olmakla başarılabilir”, “meslek namusunu, meslek ahlakını yitirmiş insanlara meydan vermeyin, şeref yoksunu bu insanlar”..

Bunların yüzde birini solculara söyleyin, anında iddianameyi elinizde bulursunuz..

Ama bu sözlerden dolayı, hakim Anayasa Mahkemesi kararını da çarpıtarak, Ekrem İmamoğlu’na önödeme yazısı çıkardı, o da teklif edilen cezayı ödedi, dava düştü..


Bir hafta önceki bu karardan sonra, dün de iki gelişme yaşandı..

CHP kurultayı hakkında açılan dava, dün Ankara’da reddedildi..


Asliye Ceza Mahkemesindeki davanın duruşması ise, önümüzdeki haftalarda sürecek.

Daha önemli olan, ceza mahkemesi..


Çünkü asliye hukuk mahkemesinde verilecek karar, olsun olsun kurultayın iptali yönünde olacaktı..

Ceza mahkemesinde ise, kurultaya hile karıştırıldığı iddiası yönünde karar verilecek olursa, sanıklar yatarı olmasa da hapis cezası alacaklar.. Siyaset yapmaları zorlaşacak..

Kaldı ki, ceza mahkemesinde mahkumiyet çıkarsa, asliye hukuk mahkemesi kararı ya istinaftan dönmesi için kuvvetli bir delil olacak ya da yeniden açılacak bir dava ile ceza mahkemesi kararı gerekçe gösterilerek, kurultay iptali mümkün olacak. Çünkü, ceza mahkemesi kararı, yeni delil statüsünde yeniden yargılamayı gerektirecek..

Ve tek adam diktatörlüğü denilen Türkiye’de, “Cumhurbaşkanı adaylığım açıklandığı için bana operasyon düzenleniyor” diyen Ekrem İmamoğlu, aslında kendisi para ile kurmuş olduğu bir tek adam diktatörlüğünü yönetiyor olmalı ki, dünkü bir başka dosyada ise, beraat aldı..


İhaleye fesat karıştırma davasında, ne yapmak istiyor ise, şantaj altında mıdır, yoksa başka bir sebebi mi vardır, bilemediğimiz bir sebeple, savcı bir senedir rapor alarak, hazır değilim diyerek uzattığı dosyayı, yine uzatmaya kalktı.. Ve hakim de, pek alışık olmadığımız tepki ile beraat kararını bastırdı..

Oysa, böyle olsun anlamında söylemiyorum. Başımızdan geçen onlarca dosyada olduğu üzere, dosyadaki deliller mahkumiyete yeterli olmadığı halde, savcıların mahkumiyet istediğini, ancak hakimin beraat kararı verdiğini çok gördük..


Bu savcı ise, sanki cezalandırma istiyormuş gibi yapıyor, ancak bir türlü mütalaa vermeyerek, dosyayı sürekli erteletiyordu.. Oysa, gerçekten dosyada kesin bir delil yok ise, beraat talep edebilirdi. Dosyada yeterli delil yok ise, ama toplanabileceği yönünde kanaati var ise, bunları bir sene içinde toplatabilirdi..

Hiçbirisini yapmadı. Mahkemeden süre talep etti. Hakim de kızıp, aslında kendisinin de delil toplama yetkisi olduğu halde, niyeti beraatten yana olduğu için, o kararı verdi..

Ben bu üç karar sonrasında, hem kararı veren hakimlere, hem Ekrem İmamoğlu’na, hem avukatlarına, hem Ekrem İmamoğlu yanlılarına ve tüm kamuoyuna soruyorum..

İki savcı için sarfedilen cümleleri yukarda aktardım.

Bu sözlerin suç olmadığı kanaatinde misiniz?


Ön ödeme kararını veren hakime soruyorum..

Aynı hakaretler sizin için yapılsa, sizin saygı gösterdiğiniz savcı-hakimler için yapılsa, aynı kararı verir miydiniz.. 

Dün neticelenen kurultay davası hakimine soruyorum..

Gerekçeli kararda, büyük ihtimalle konunun esasına hiç girmeden, kenardan sıyrılıp, davada iddiaların ispatlanamadığını belirtip, red kararı verdiğinizi yazacaksınız.

Peki, “pavyonda para alışverişi olmamıştır” diyecek misiniz..

“Döviz büfesinde milyon dolarlar bozdurulup, delegelere dağıtıldığına ilişkin iddiaların doğru olmadığını, kesinlikle tespit ettim” diyebilecek misiniz..

CHP kurultayında hiçbir hileli işlem olmadığı, delegelere para vaad edilmediği, mobil telefon taahhütü ile kullandıkları oyların görüntüsü çekilip atılmadığını; kararınıza yazabilecek misiniz?

Hiç sanmıyorum..


Yazacağınız şey şu:

“CHP, kendiliğinden olağan kurultay sürecini başlattığından, mahkememizin önceki kurultayı iptal sebebi kalmamıştır.”

Affedersiniz ama, bilmiyor musunuz, bilmezlikten mi geliyorsunuz?

Üyelerin ihraç edildiği, delegelerin değiştirildiği bir süreçte, yeniden kurultay yapılsa da, mevcut delege yapısı ile yeniden seçim yapılsa bile, bu legal olamaz ki..

İddianın kendisi, delegelerin satın alındığı, bazılarının değiştirildiğine ilişkin..

Yeni delegeler, zaten sorunlu delegeler..

Siz, 2023 kurultay öncesindeki delege yapısına dönmediğiniz takdirde, otuz defa seçim yapın, yine aynı sakatlık devam eder..

Gelelim ihaleye fesat karıştırma davasına.. Ekrem İmamoğlu için, mahkeme hakimi, “Gönül rahatlığı ile kararımı verdim. İhalede fesat yok. İhaleye katılma yetkisi olmayan şirketlerin ihaleye katıldıklarına dair iddia yanlıştır. Bahsedilen şirketin ihaleye girme yeterlik şartı vardır” diyebilecek mi?


Tahminim o ki, diyemeyecek..

Diyeceği şu:

“Suçun maddi ve manevi unsurları oluşmadığından, Ekrem İmamoğlu’nun beraatine, masrafların kamu üzerinde bırakılmasına..”

Affedersiniz ama..

Türkçe konuşuyoruz..

“İhaleye girme yeterliliği olmayan bir şirket, ihaleye alınıyor ve o şirket ihale kazanıyor” diyoruz..

Beraat kararı verebilmeniz için, bu söylediğimizin aksinin ispatlanmış olması gerekiyor..

Bekleyelim, görelim bakalım, o şirketin ihaleye girme yeterliliği olduğuna dair, mahkeme kararında bir ifade olacak mı?


Eeee.

Son iddianamede ve hazırlanmakta olan iddianamenin soruşturma evrakları içindeki bilgilerde neler yer alıyor?

Ekrem İmamoğlu’nun, milyarlarca liralık sistem kurduğu, sistem için ihaleye giren şirketlerden rüşvet alındığı ve paraların bir havuzda toplandığı belirtiliyordu.

CHP İstanbul İl Binası satın alınırken tapuda gösterilmeyen 20 milyon TL’lik fark, işte bu “sistem”den karşılandı. Delili ortada. Kamera kayıtlarında açıkca, bavullarla para taşındığı, bunların resmi kayıtları olmadığı kesinleşmiş durumda..

Ekrem İmamoğlu’nun 500’er milyon TL’lik iki villayı, İBB’den ihale alan firmadan para ödemeden aile şirketine devrettirdiği şirket kayıtları ile kesinkes ortada..

İlçe belediye başkanlarının, daha bir yıllık başkanlıkları döneminde, kendilerine, eşlerine, hatta eşlerinin eniştelerine 200 milyon TL’lik villalar aldırdıkları ortada..

Haydi bakalım.. Bu dosyalardan da Ekrem bey beraat etsin de görelim..  

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Müşteki

Bu kahrolası ekrem nasıl bir şeytan,nasıl bir iblis ki,aylardır tutuklu olan bu aşa

Müşteki

Muhterem akşam televizyonlarda şeytan ekremin yine kendisi gibi şeytan olan,Tele 1'in genel yayın yönetmeni merdan ile beraber casusluk haberi vardı!Ekremde ne şeytanlık biter ne alçaklık,yıllar önce yaşadığımız ve etkisini 2 yıldan fazla sürdüğü pandemi döneminde,milyonlarca istanbullunun kişisel verilerini yurt dışına sızdırmış!Evet akşam haberlerde bu olayı hayretler içinde izledik,meğer hırsızlık ve yalan söylemekten başka hünerlerini de öğrenmiş olduk bu melun ve lanet ekremin!Akit televizyonu bu olayı aslında o dönem uzman birisiyle programda konuşmuştu,ama dikkate alınmamış veya ilgi görmemiş sanırım!Belki de casus ekremin Akit televizyonuna öfkesi bu yüzden,doğru habercilik işine gelmez zaten tekfur ekremin!Tele 1'in genel yayın yönetmeni merdan akşam gözaltına alındığında kendi kendime,ulan bu angut hiç akıllanmayacak demiştim!Çünkü daha önce tutuklanmıştı bu hain,umarım yine tutuklanır da ömür boyu içerde kalır,hoş tekrar televizyonda eskisi gibi şeytanlık yani program da yapamaz gibi!Program yaptığı televizyona tmsf kayyum atandı,ohh iyi oldu zira bana göre şer odağı olan bu ksna
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23