• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Aile Bakanı’ndan aileyi dinamitleyenlere: “Geçmiş olsun!”

06 Kasım 2018
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Aile Bakanı’mız Zehra Zümrüt Selçuk şarkıcı Sıla’yı arayıp, geçmiş olsun demiş.

Doğrudur, değildir bilmem..

Görüşme haberini veren kaynaklar, Sayın Bakan’ın, “şiddete sessiz kalmadığı için Sıla’ya teşekkür ettiğini, toplumun her kesiminde şiddetle mücadelede kararlı olunduğunu ve bakanlık olarak ünlü sanatçının yanında oldukları"nı ifade etmişler.

Görüşme iki gün önce ama.

O tarih itibari ile sıradan vatandaşların bilemedikleri.

Ama bu ülkede bakanlık yapan birisinin..

Mutlaka bilmesi gereken..

Olayın farklı bir boyutu daha açıklandı..

Meğerse..

Sayın Bakan’ın "geçmiş olsun" dileğinde bulunduğu bayan..

Aile Bakanlığı’nı, feminist kadınlar derneğine çevirmek isteyen Mor Çatı Vakfı’nın; öncelikle normalleştirmeye, meşrulaştırmaya, daha sonrasında da yaygınlaştırmaya çalıştığı "kadın kadına ilişki" ile suçlanma sonrasında şiddete muhatap olmuş..

Aile Bakanımız kendisi bilmeyebilir..

Ama..

Emniyet Müdürlüğü’nü arayıp..

Savcılığı arayıp..

Bir teknik bilgi istemekten de mi aciz?

Bir sorsa..

“Medyaya intikal edenlerin dışında, olayın bir özelliği var mı? İntikal eden açıklamalar, pek tutarlı değil.. Olaya gereksiz yere maydonoz olmayalım” dese..

Belki emniyet..

Belki savcılık..

“Siz bilirsiniz ama.. İş karışık, Sayın Bakanım” diyecektir..

Ona göre de..

Sayın Bakan tavır belirler iken..

Gayrı ahlaki ilişkilerin içinde olup..

Sonra da..

Bir erkeğe, kendisini zorla beğendirmeye çalışmasına..

“Psikolojik bir vaka.. Madem bir bayanla ilişkin var.. Geceyarısı bir erkekle niye dolaşıyorsun?” diye soracak..

“Yok ben bu işten biraz uzak kalayım.. Her şiddet iddiasında biz sahneye çıkarsak.. Birilerinin konu mankeni haline gelebiliriz. Burası Türkiye.. Burada Mor Çatı var. Burada Çağdaş Yaşam var.. Burada Atatürkçü Düşünce var.. Var oğlu var.. Var kızı var.. Bunların hakim olduğu bir ülkede, numara da bitmez, senaryo da bitmez” diyecek ve biraz temkinli hareket edecekti..

Bakanlık koltuğuna yeni oturmasından mıdır?

AK Parti’nin içindeki bazı kişilerin ilk yıllardan bu yana yaşadığı ezikliği yenememesinden midir?

Şiddet gördüğünü, mağduriyet iddiasındaki kişinin ağzından duyar duymaz, “Geçmiş olsun” telefonunu açıp, Türk Medeni Kanunu’na da..

Müslüman Türkiye’nin dinine de..

Örf adetlerimize de..

Taban tabana zıt fiillerin içindeki bir bayana, “Geçmiş olsun” dileğinde bulunuyor..

Geçmiş olsun..

Olsun da..

Geçmiş olsun dileğinde bulunmada..

Çıta buraya kadar geldi ise..

Sayın Bakan sabah 8.00’de telefon başına otursa..

Akşam 22.00’de kalksa..

Yine “mağdur olduğu” iddiasındakilere geçmiş olsunları bitiremez..

Emniyet kayıtlarında, LGBTİ diye tanımlanan kesimin dünyasında yaşanan şiddet olayları masaya yatırılsa..

Bakanımız hiçbir icraat yapamadan, ömrünü "geçmiş olsun" dilekleri ile geçirir..

O dünyanın doğasında bu var..

Toplumun genel ahlakını bozmaya çalışıyorsanız..

Psikolojik rahatsızlıklarınız var demektir..

“Sizi psikolojik açıdan tedavi edelim” dediğinizde..

“Hasta olan ben değilim, sensin” diye karşılık buluyorsanız..

Yapılması gereken..

Hasta olmadığını söyleyen bu kesimi.. Gerekiyorsa, kendilerine de çaktırmadan tedavi etmekten başka bir şey değildir..

Bu kapsamda, “geçmiş olsun” dileğinde bulunuluyorsa..

Ona da..

“Peki” diyebiliriz ama..

Sayın Bakan’ın sözleri, bunun hiç de tedavi gören bir kişiye yapılmış bir “geçmiş olsun” dileği olmadığını gösteriyor..

Toplum ne hale gelmiş, görebiliyor musunuz?

“Dolar 7 TL oldu, iflaslar kapıda” diye bağırışırken..

Ne büyük iflaslar yaşıyormuşuz da, haberimiz yokmuş, değil mi?

Kadın, bir yandan bir başka kadın ile..

Bir yandan da bir erkekle ilişkisini sürdürmeye çalışıyor..

Ne kadını, “Ben bir kadını seçtim.. Daha bir de, erkekle ne arıyorum?” diyor..

Ne de erkeği..

“Kafayı mı yedim ben.. Kadın onla bunla olacak. Sonra bir de geceyarısı, şoför kapıda, bana gelecek. Ben de bu psikolojik vaka bayanla konuşup, sorun çözeceğim.. Ne konuşması? Ne sohbeti? Ne tavsiyesi?” diyor..

Al birini..

Vur ötekine..

Erkeği de iflas etmiş.. Kadını da..

Toplumu da bütün olarak iflas ettirmek için kolları sıvamışlar..

Arkalarına da..

Aile Bakanı’nı almışlar..

Ne diyelim böyle bir durumda?

“Türk aile yapısına geçmiş olsun”dan başka..

Sıla, zaten bu yolun yolcusu olmuş..

Dün o şarkıcı ile..

Bugün bir oyuncu ile..

Yarın bir başka kişi ile..

Veya birden fazla kişi ile..

“Özel hayatıdır” der geçeriz de..

Aile Bakanı’mız devreye girince..

Diyemiyoruz işte..

Aileler çatırdarken..

Mor Çatı tam mesai yapıp, kadınları ifsad ederken..

Dizi filmlerde, tiyatrolarda, sahnelerde.. Aile yapısını dinamitleyen söylemler pervasızca dillendirilirken..

Bir de, aileyi koruması gereken bakanımız, aileyi dinamitleyenlerle oturup kalkarsa..

Onlara “geçmiş olsun” dilekleri ile, “çok büyük bir mücadele”nin içinde imişler, “büyük kahramanlık yapmışlar” gibi kamuoyuna sunumda bulunursa..

O bakanlıkta bir gün bile oturmasının bir anlamı kalmamıştır..

Ya, kendisine o telefonu ettiren yardımcısını bulur, “Haydi arkadaşım, uğurlar olsun” der..

Ya da..

Kendisi “Bana uğurlar olsun” der..

Demiyorsa da..

Ağa keyfi bilir..

Bu millet, kimseyi, Aile Bakanlığı koltuğuna, aileyi dinamitleyenlere geçmiş olsun demesi için oturtmamıştır..

Oturtmaz..

Bizden hatırlatması..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23