• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Silahlar kim hesabına toplatılıyor?

09 Ağustos 2025
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Silahlar kim hesabına toplatılıyor?

Ahmet Varol

Lübnan hükümeti, ülke genelindeki tüm silahların toplanarak sadece Lübnan ordusunun tekelinde olmasını isteyen ve sadece askeri açıdan değil siyasi açıdan da muhtelif tartışmaları beraberinde getiren bir karar aldı. Bu karar, Lübnan ile İsrail arasında son dönemde kabul edilen ateşkes anlaşması doğrultusunda şekillendirildi. Görünürde bu adım, devletin otoritesini güçlendirmeyi, ordudan bağımsız silahlı güçleri ortadan kaldırmayı ve ülkenin iç barışını pekiştirmeyi hedefliyor. Ancak uygulamada, bu kararın ülkenin güvenliğini zayıflatabileceği yönünde ciddi endişeler söz konusu.

Kararın en dikkat çekici yanı, Lübnan’ın ateşkes şartlarına harfiyen uymaya çalışırken İsrail’in bu şartlara riayet etmemesi. İsrail, ateşkes sürecine rağmen zaman zaman Lübnan topraklarına yönelik hava saldırılarını, katliamlarını, yıkımlarını, cinayetlerini ve sınır ihlallerini sürdürüyor. Buna rağmen Lübnan, uluslararası meşruiyeti koruma adına, anlaşmayla ilişkili taahhütlerini sadakatle yerine getirmeye çalışıyor. Oysa İsrail’in anlaşmaya uymaması, Lübnan’ın da itirazda bulunmasına ve ateşkesin bağlayıcı olabilmesi için işgal rejiminin de riayet etmesi konusunda ısrarlı davranmasına gerekçe teşkil edebilirdi. Öyle yapsaydı en azından milis güçlerin elindeki silahları işgal rejimini anlaşmaya bağlı kalmaya zorlamak için bir baskı aracı olarak kullanması mümkündü. Ama onurlu bir duruşu değil teslimiyeti tercih ettiğinden, bu konuda elinde bulunan kartı değerlendirme cesareti gösteremedi.

Silahların toplatılması ve ordunun tekelinde olması kararıyla ilk akla gelen silahlar tabii ki Hizbullah’ın askeri kanadı durumundaki “İslami Direniş” isimli gerilla örgütünün elindeki silahlar. 1989 yılında imzalanan ve 1990’da, 15 yıldan fazla süren Lübnan iç savaşını sonlandıran Taif Anlaşması’nda, tüm milis güçlerin silahsızlandırılması kararlaştırılmıştı. Ancak Hizbullah’ın elindeki silahlar müstesna tutulmuştu. Gerekçe ise Hizbullah’ın İsrail işgaline karşı direniş gücü olarak faaliyet göstermesiydi. Bu istisna, uzun yıllar boyunca Hizbullah’a siyasi ve askeri bir ayrıcalık kazandırdı.

Ancak son ateşkes anlaşmasıyla birlikte bu istisnanın da son bulması kararlaştırıldı. Hizbullah dahil olmak üzere tüm silahlı güçlerin silahlarını teslim etmesi ve silahlı savunmanın sadece ordu tarafından yapılması hükme bağlandı. Bu gelişme, ülke içinde devletin otoritesini yeniden tesis etme açısından önemli bir dönüm noktası olarak görülse de, bölgesel güvenlik dinamikleri açısından çok daha karmaşık sonuçlar doğurabilir.

Zira Lübnan ordusu, teknik imkanlar, donanım ve savunma stratejisi açısından, siyonist işgal rejiminden kaynaklanan tehdit karşısında ülkesini ve halkını savunabilecek kapasiteye ve yapıya sahip değildir. Lübnan ordusu özellikle hava savunması zayıf, modern silah sistemlerinden mahrum ve uzun süredir bütçe yetersizliğiyle karşı karşıya bir askeri güç. Bu durumda, gerilla savaşı verebilecek bir potansiyelin de tamamen ortadan kaldırılması ülkenin siyonist tehdit karşısında daha da savunmasız ve güçsüz hale gelmesi sonucunu doğuracaktır.

Bu bağlamda, silahların devlet tekelinde toplanması kararının, pratikte ülkenin direniş kapasitesini zayıflattığı ve İsrail tehdidi karşısında Lübnan’ı daha kırılgan bir pozisyona sürüklediği yönünde ciddi eleştiriler var. Devletin resmi silahlı gücü olan ordunun, halkı koruyacak güçte olmaması, bu eleştirileri haklı çıkaran en önemli neden.

Dolayısıyla Lübnan hükümetinin aldığı bu karar, devlet otoritesini güçlendirme amaçlı gibi lanse edilse de güvenlik politikaları açısından ciddi bir boşluk oluşturma riski taşıyor. Siyonist işgal rejiminin ateşkesin şartlarına hiçbir şekilde riayet etmediği ortamda Lübnan hükümetinin silah toplatma kararı gerçekte devletin otoritesinin güçlendirmeyeceği gibi ülkeyi istikrara kavuşturmayacak, bilakis siyonist tehdit karşısında daha da acze sokacaktır. Karar da zaten Lübnan’ın çıkarları için değil siyonist işgal rejimi hesabına alınmıştır.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ömer

Lübnan diye bir devlet var mı ordusu var mı ? Kaç parçaya bölünmüş yutulmaya hazır lokma gibi duruyor . Hizbullah da ayrı bir bela . Güya İT raille mücadele ediyor . İtrail hiç bir anlaşmaya uymaz seni silahsızlandırır sonra ezer geçer . Hem silah olsa ne olacak havadan koruma yok ki .

Vay vay

Amaç Hizbullahi etkisizlestirmek zaten...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23