Ramazan bir dezenfektan havuzu
Ramazan bir dezenfektan havuzu
Ahmet Tâlib Çelen
Gözümüzün aydınlığı Ramazan günlerine yine eriştik. Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Hem Ramazan nimeti, hem de bizi ona bir daha kavuşturduğu için.
Besicilik yapanların koyunlarını su dolu bir havuzun bir ucundan itekleyip havuzun öbür ucundan çıkardıklarını hepimiz televizyonlarda görmüşüzdür. Amaçları koyunlarını çeşitli mikrop ve hastalıklardan korumaktır. Bu havuzlara “dış parazit havuzu” da derler. Havuzdaki suyun içine mikrop ve parazitleri yok edecek ve koyunları sağlıklı bir şekilde yaşatacak ilaçlar konulur. Bu suyun içine bütün vücûduyla batıp çıkan hayvanlar birçok parazit ve mikroptan korunur. Şimdi bu havuzun mobil olanı yapılmış. Besiciler çok mutlu.
Düşünüyorum da, Ramazan da insanlar için böyle bir parazit ve mikrop havuzu değil mi? Cenab-ı Hak on bir ay boyunca üzerimizde, zihnimizde, kalbimizde biriktirdiğimiz mikrop ve parazitleri temizlememiz için bir havuz yaratmış ve bizi onun içine atarak tertemiz çıkarmayı murat ediyor. Bu havuzun ismini de Ramazan koymuş.
Ramazan, baştan sona bir temizlenme ayıdır. Bu ayda yapılması tavsiye edilen her iş ve ibâdet Müslümanları bir açıdan temizlemeye-arındırmaya yöneliktir. Bu havuzdan hakkıyla geçenler gelecek yıla kadar kendini dezenfekte etmiş olacaktır. “Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir Ramazan diğer Ramazana hep kefarettirler. Büyük günah işlenmedikçe aralarındaki günahları affettirirler.” (Hadis)
Ramazan havuzuna hangi mikrop ve parazit kırıcı ilâçlar konulmuş, bir bakalım:
Ramazan Kur’ân ayıdır. Kur’ân Ramazan’da nâzil olmuştur. “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrâk edenler onda oruç tutsun.” (Bakara, 185) Bu ayda Kur’ân okumayı artırmamız lâzım. Hem okuyup hem mânâsı üzerinde tefekkür etmeliyiz. Efendimiz buyurdu: “Demir paslandığı gibi şu kalpler de paslanır!’ buyurdu. ‘Cilâsı nedir yâ Resûlallah?’ diye sorulunca, ‘Kur’ân okumak ve ölümü hatırlamaktır!’ buyurdu.” Kalplerin paslanması bir hastalıktır. Bu pastan kurtulmanın çâresi de görüldüğü gibi Kur’ân’ı çokça okumaktır. Kur’ân mahzâ şifâdır: “Biz Kur’an’ı mü’minlere şifâ ve rahmet olarak indiriyoruz.” (İsra, 82) Kur’ân-ı Kerîm’in kalpteki mânevî hastalıklara şifâ olduğu aşikârdır. Bununla birlikte onun bedendeki zâhirî hastalıklara da şifâ olduğu, mü’mini muhtelif belâ ve hastalıklardan muhâfaza ettiği de bildirilmiştir. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v), “Devânın en hayırlısı, Kur’ân’dır” buyurmuşlardır. Görüldüğü gibi Ramazan’da en çok meşgûl olacağımız Kur’ân bizzat bir mikrop kırıcı ve şifâ kaynağıdır.
Ramazan’ın ayrılmazı oruç… Oruç da nefs ve şeytanın oyunlarını bozan müthiş bir silâh ve mikrop kırıcıdır. Hem maddî hem mânevî şifâdır: “Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz!” (Hadis) Yerli yabancı birçok bilim adamı orucun maddî olarak da nasıl bir şifâ kaynağı olduğu üzerine araştırmalar yapmakta ve çok çarpıcı netîcelere ulaşmaktadırlar. “Oruç tutun. Şüphesiz oruç cehennem ateşine ve dünyânın kötülük ve musîbetlerine karşı kalkandır.” (Hadis) “Oruç perdedir.” hadîs-i şerîfi de birçok hikmetler barındırmaktadır. Perde, koruyucudur, arada engeldir. Bütün maddî ve mânevî mikrop ve parazitlerle aramızdaki perde. Bu perdeye sâhip olursak hepsinden sıhhat bulacağız demektir.
Namaz… Ramazan’da namaz mevzûunda dikkatlerimizi keskinleştirmeliyiz. Beş vakit namaz her zaman üzerimize farz. Bunu -başta terâvih olmak üzere- diğer nâfile namazlarla takviye etmeliyiz. Nâfile namazlar da her zaman kılınabilir ama çeşitli sebeplerle başka zamanlarda gevşek davranabiliyoruz. Ramazan nâfile namaz husûsunda iç kuvvet ve kararlılığımızı pekiştiren bir ay olmalıdır. Bakınız namazın dezenfektan vasfına: “Şübhe yok ki namaz, çirkin işlerden ve kötülüklerden (insanı) alıkoyar.” (Ankebut, 45) Âyetteki fahşâ kelimesi, Arapça’da aynı kökten olan fuhuş kelimesiyle eş anlamlı olup genellikle çirkin sözler ve fiiller için kullanılır. Daha genel olarak başta zinâ olmak üzere edep, iffet, hayâ gibi erdemlerle çelişen söz ve davranışları ifâde eder. (Diyanet Tefsiri). Şüphesiz bunlar cemiyet hayâtını komaya sokacak mikroplardır. İşte Ramazan’da biraz daha hassas olarak yapacağımız namaz ibâdeti ferdi ve toplumu bu kötülüklerden koruyacaktır.
Zekât da tam bir temizleyici ve parazit yok edicidir. Şüphesiz zekât her zaman verilebilir. Ama Ramazan’da her ibâdete kat kat sevap verileceği gerçeğinden hareketle halkımız zekâtını Ramazan’da vermeyi âdet hâline getirmiştir. Bu hâliyle zekât da Ramazan havuzunun mühim bir dezenfektanı olmuştur. Zekât, malın kirini temizler ve millet hayâtına müthiş bir birlik-beraberlik şuuru getirir. “Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı...” (Hadis) Temizlenmiş mal temizlenmiş lokmadır; temiz (helâl) lokma da temiz millet ve ümmet demektir.
Bir de sadaka-i fıtır var. “Sadaka/zekât vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder...” (Hadis) Ateş, kötülükler, günahlar; sadaka bunları yok ediyor. Hele “Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır.” hadîs-i şerîfi mevzûmuz bakımından çok enteresan değil midir? Ömür, belâların, kötülüklerin, hastalıkların yok edilmesi ile uzar. İşte Ramazan havuzunun mühim bir dezenfektanı da fitre sadakası oluyor.
Oruç ile doğru sözlü olmanın da sıkı bir münâsebeti vardır. Yalan, millet hayâtını sarsan bir virüs gibidir. Ramazan bunu dezenfekte eder: Hadis: “Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse, onun yemesini içmesini terk etmesine Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.”
Son olarak: “Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.” (Hadis)
“Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün.” (Hadis)
Allah önümüze böyle bir temizlenme havuzu koymuşken bu havuzda temizlenmeyi düşünmemek ne büyük nasipsizlik…