• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Kimlik siyaseti

25 Temmuz 2022
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

Hiç kuşkusuz dünya gündeminin en önemli maddesi tahıl ve terör koridorudur. 

Dünyadaki aç insanlar için tahıl koridoru anlaşmasının önemi çok büyük. 

Tabii bunda da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarısını unutmamak ve tebrik etmek gerekiyor. Türkiye ve BM sayesinde Rusya ve Ukrayna anlaşarak “Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi”ni imzaladılar. 25 milyon ton buğday Boğazlardan dünyaya ihraç edilecek. Buğday fiyatlarının düşmesi kaçınılmazdır. Gıda fiyatları da sıkı bir şekilde denetlenirse, bunun halka yansıması olumlu yönde olur. Dünya basını Erdoğan’ı tahıl koridoru sorunundaki başarılı arabuluculuğundan dolayı takdir ediyorlar. 

Ama bizdeki muhalif cephe kör ve sağır.

Altılı masanın aktörleri “kimlik siyaseti” ile dev projelere imza atan, 20 yıldır girdiği her seçimi zaferle sonuçlandıran Ak Parti’nin bu kez enflasyon ve ekonomik kriz nedeniyle yenilgi yaşayacağını söylüyorlar. 

Savundukları en güçlü argüman ise Demirel’in engin tecrübesine dayandırdıkları, “kaynamayan tencerenin her iktidarı devireceği” tezi. Vatandaşın bakkala, markete, petrole gittiğinde cebi sanıyorsa, ülkede enflasyon ciddi boyutlardaysa şikayetçi olması ve bunun faturasını iktidar partisine kesmesi doğaldır. Nitekim tecrübe ve yaşanmışlıkla sabittir, Ak Parti öncesindeki koalisyon iktidarlarını deviren de enflasyon, hayat pahalılığı olmuştu. 

Yaklaşık iki yıldır (pandemi, savaşlar, dünyadaki kriz)enflasyon ile mücadele eden ve sürekli Merkez Bankası Başkanı ve ekonomiden sorumlu bakanları değiştiren Ak Parti iktidarı, gıda fiyatlarındaki artışa henüz kesin bir çözüm bulamadı. 

Dolara endeksli olarak ve küresel piyasada da artan ve zaman zaman tekrar düşüşe geçen petrol fiyatlarındaki dalgalanma da öyle. Normalde bu enflasyonun ve hayat pahalılığının getirisi ve sonuçları Ak Parti’nin oylarını ciddi olarak geriye çekmeliydi. Lakin Ak Parti açık ara önde ve hâlâ Türkiye’nin en büyük partisidir. İktidar partisinden ayrılan oylar muhalif partilere gitmiyor. Dolayısıyla altılı masa ne yaparsa yapsın bir türlü Ak Parti’yi bloke edemiyor. Ne siyaset mühendisliği, ne algı operasyonları ve ne de yüksek enflasyon muhaliflerin çıtasını yükseltmiyor. Ak Parti’nin üst perdeden yürüttüğü kimlik siyaseti, tüm olumsuz tabloya galebe çalıyor. 

Ak Parti’nin yüzde 35’lik sosyolojik kitle tabanı, olumsuzluğun tek sebebinin iktidar olduğunu düşünmüyor. Ekonomik kırılganlık, hayat pahalılığı ve krizin altında başka sebeplerin yattığına inanıyor. Tabii bu durumdan muhalefet hoşnut olmuyor. Bekledikleri çözülme bir türlü gerçekleşmiyor. Bu gidişle seçime kadar da Ak Parti’de ciddi manada bir çözülme ve seçmen aritmetiğinde gerileme yaşanmayacağa benziyor. 

Muhalefetin henüz bir Cumhurbaşkanı adayı bile yok. Altılı masa, vizyon, misyon, inandırıcılıktan uzak, gelecek vaad etmeyen bir siyaset yürütüyor. 

Liberal demokraside devlet halkın geçimini sağlamakla mükellef değildir. 

Ak Parti 20 yıldır kendi halkının geçimini direkt sağlamada da sosyal fon yardımları, öğrencilere verilen burslar, bedava dağıtılan okul kitapları, kışlık odun kömür yardımları, yaşlı ve kimsesizlere sağlanan ekonomik desteklerle milletin yaşamına ciddi katkılarda bulunuyor. Ak Parti’nin mazlum halka sağladığı kazanımlar saymakla bitmez. 

Bu kazanımların  iktidar değişikliği ile elinden alınacağını düşünen kararsız seçmen, sandığa gittiğinde sizce tercihini kimden yana yapar? 

İhtiyaç sahibi ailelere hem devlet bakmakta, hem de STK’lar destek sunmaktadır. Ak Parti’nin başarılı olmasında kimlik siyasetinin etkisi büyüktür. Sadece bunlar da değil, eğitim ve sağlık hizmetlerinden tutun da sosyal devlet anlayışı doğrultusunda işsizlere, göçmenlere, yoksullara da yardım eden devletin sırtı yere gelir mi? 

Kimlik siyaseti ile dar gelirlilere umut oldu. Asgari ücreti çözdü. Taşerona kadroyu verdi. Emekliye bayram ikramiyesi verdi. TRT payını kaldırdı. 3600 ek gösterge sözünü yerine getirdi. KYK borçlarının faizlerini sildi. 

Şimdi sırada EYT var. Onu da ancak Ak Parti çözer. Enflasyonu da düşürdüğü taktirde kim tutar Ak Parti’yi? Elbette bunların hayata geçirilmesinde muhalefetin de etkisi var. Olacaktır da. Yapıcı ve iktidar erkini harekete geçirici muhalefete bu yüzden ihtiyaç var. Yalnız, iktidarın muhalefeti umut haline getirmesi kendi aleyhine dönebilir. Muhalefet bir sorunu dillendirmeden iktidar yapabilmeli. İktidar, “Kılıçdaroğlu söylemese Erdoğan yapmazdı” dedirtmemeli. İktidar ve muhalefetin rekabetinden kimin kazançlı çıkacağını kestiremezsiniz. 

Dolayısıyla önceki sloganımızı değiştirelim.  “Onlar konuşur, Ak Parti yapar” diyorduk, onlar konuşmadan, Ak Parti yapmalı.

Dış politikaya gelince.. Suriye’de Münbiç ve Tel Rifat bölgesinde terör örgütü PKK/YPG’nin saldırıları arttı. Yine sürekli şehid vermeye başladık. Bu bölgeye harekat kaçınılmaz oldu. ABD, Rusya ve İran bu operasyona karşı olsa da, Türkiye kendi göbeğini kendisi kesmeye muktedirdir. Türkiye, ABD’nin terör koridorunu Akdeniz’e bağlama çabasını boşa çıkarmalıdır. Bu durumlarda diploması iyi bir sığınaktır. Türkiye’nin Tahran ziyareti, İran ve Rusya’nın yumuşamasına kapı aralayabilir.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Bahadır Ersönmez

Sayın yazarın "ABD, Rusya ve İran bu operasyona karşı olsa da, Türkiye kendi göbeğini kendisi kesmeye muktedirdir." Cümlesi hamasetten uzak,gerçekçi bir soylemdir.... İşte bana göre neden Suriye'de bulunuyor olmamızın cevabı...

Haydar Kireçci

Terör,kimlik siyaseti ve sosyal devlet AKP'nin başarılı olduğu adeta siyaset arenasi
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23