Yargıtay üyesine kumpas çöktü! Mahkemeden indirimsiz hapis cezası
Eli kanlı FETÖ'cü hain darbecilere yönelik ilk gözaltı kararlarını veren Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner, kendisine kurulan kumpas ve iftira girişimlerine karşı verdiği hukuk mücadelesini kazandı.
15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturmalarda kritik roller üstlenen ve darbecilere yönelik ilk gözaltı kararlarını veren Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner, kendisine kurulan kumpas ve iftira girişimlerine karşı hukuk mücadelesini kazandı. Ankara’da görülen davada, sanıklar Suna Öztaş Dönderen ve Arzu Kayaoğulları, “iftira” suçundan 2’şer yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, cezalarda herhangi bir indirime gitmezken, “hakaret” ve “suç uydurma” suçlarından ise beraat kararı verildi.
Kumpasın arka planı: Dolandırıcılıkla başladı
Davanın temelini oluşturan olaylar, 2018 yılında Marmaris’te bir konut satışı ile başladı. O dönem İzmir Cumhuriyet Başsavcısı olan Ömer Faruk Aydıner, Marmaris Yapı Limited Şirketi aracılığıyla bir daire satın almak için sözleşme yaptı ve şirkete 500 bin TL ödeme gerçekleştirdi. Şirket ortakları arasında ticari anlaşmazlık çıkınca, sanık Arzu Kayaoğulları, Aydıner’in satın aldığı daireyi 750 bin TL karşılığında başka birine sattı.
Durumu fark eden Aydıner, kendisine alternatif bir daire önerildiğini, ancak bu dairenin ipotekli olduğunu öğrendi. Bunun üzerine, ödediği paranın tamamının iadesini talep etti. Ancak sanıklar, ödeme yapmak yerine Aydıner’i oyalayarak süreci sürüncemede bırakmaya çalıştı.
Aydıner’in hukuki yollara başvuracağını açıklaması üzerine, sanıklar ödemenin bir kısmını banka üzerinden, bir kısmını ise elden şoför aracılığıyla gecikmeli olarak gerçekleştirdi. Ancak bu aşamadan sonra sanıklar, asıl kumpası devreye sokarak Aydıner’i suçlamaya başladılar.
Kumpasın kurgulanışı ve sahte suçlamalar
Ödemenin üzerinden iki ay geçtikten sonra, sanık Arzu Kayaoğulları ve avukatı Suna Öztaş Dönderen, Aydıner’in çete ve örgüt kurduğu, kendilerinden parayı baskı ve tehdit ile zorla aldığı yönünde asılsız suçlamalarla savcılığa başvurdu. Üstelik bu suçlamaları, kamuoyunda büyük etki yaratması için bir dizi medya operasyonuyla desteklediler.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı iddianame, bu suçlamaların hiçbir somut delile dayanmadığını ve tamamen hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ortaya koydu.
İddianamede şu çarpıcı detaylara yer verildi:
• Sanıklar, Aydıner’in daire için aldığı paranın bir kısmını banka aracılığıyla, kalanını ise bizzat şoför aracılığıyla kendileri teslim etmişti. Baskı ve tehdit iddialarına rağmen, Aydıner’in paranın alındığına dair makbuz verdiği belirlendi.
• Ödeme sonrası sanığın, Aydıner’e bir buçuk ay sonra bayram mesajı attığı ortaya çıktı. Savcılık, “Baskıya maruz kaldığını iddia eden biri, baskı uyguladığını iddia ettiği kişiye iyi niyet mesajı atmaz.” diyerek iddianın çelişkili olduğunu vurguladı.
• Sanıklar, suçlamaların dikkat çekmesi için Aydıner’in kurduğu iddia edilen suç örgütüne, MİT ve emniyet mensuplarını da dahil ettiklerini öne sürdü.
FETÖ bağlantılı medya operasyonu
İddianameye göre, sanıklar tarafından yapılan suç duyurusunun hemen ardından, FETÖ ile bağlantılı internet sitelerinde, Aydıner’i itibarsızlaştırmaya yönelik haberler servis edilmeye başlandı.
Savcılık, bu haberlerin FETÖ firarisi Adem Yavuz Arslan ve Doğan Ertuğrul’a ait platformlar üzerinden yayıldığını tespit etti. Yapılan araştırmalar, sanıkların iddialarını desteklemek amacıyla, sistemli bir itibar suikasti operasyonu yürütüldüğünü gösterdi.
Yargıtay’dan kesin karar: Delil yok, iftira Var
Sanıkların suç duyurusu, Aydıner’in Yargıtay üyesi olması nedeniyle, dosya Yargıtay’a gönderildi. Yargıtay, yapılan incelemeler sonucunda sanıkların suçlamalarının tamamen temelsiz olduğuna ve hiçbir somut delile dayanmadığına hükmetti. Bunun üzerine, Aydıner’e iftira atan sanıklar hakkında soruşturma başlatıldı.
Mahkeme: Suçları sabit, ceza kaçınılmaz
Ankara’da görülen dava, sanıkların “iftira” suçunu işlediklerini sabit görerek, her birine 2’şer yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, cezaların:
• Ertelenmeyeceğini,
• Herhangi bir iyi hal indirimi uygulanmayacağını,
• Sanıkların “hakaret” ve “suç uydurma” suçlarından ise beraat ettiğini açıkladı.
15 Temmuz’un kritik ismi: Ömer Faruk Aydıner
Ömer Faruk Aydıner, 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye’de darbecilere yönelik ilk gözaltı kararını veren isim olarak tarihe geçti. Hukuk kariyerinde terörle mücadelede kilit görevler üstlendi ve FETÖ’nün yargı yapılanmasına karşı önemli soruşturmaları yürüttü.
Görev aldığı kritik pozisyonlar arasında:
• İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği,
• Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı,
• İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı,
• Yargıtay 9. Ceza Dairesi Üyeliği (Terör Dairesi) bulunuyor.
Aydıner, 17-25 Aralık yargı darbesine karışan hâkim ve savcılara yönelik soruşturmalarda etkin rol oynadı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ise terörle mücadelede stratejik kararların alınmasına katkı sundu.
Sonuç: Adalet yerini buldu
Sanıklar, Yargıtay üyesi Ömer Faruk Aydıner’e yönelik asılsız suçlamalarla bir kumpas kurmaya çalıştı, ancak mahkeme süreci boyunca tüm deliller bu kumpasın gerçek yüzünü ortaya çıkardı.
Mahkeme, sanıkların haksız ve kasıtlı olarak iftira attığını tescilledi ve cezalarında herhangi bir indirime gitmeden hapis cezası verdi. Böylece, Türkiye’nin yargı sistemine yönelik kumpas girişimlerinden biri daha boşa çıkarılmış oldu.