• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Virüslerdeki Ufak Değişimler Bile hastalığı Tekrar...

Yeniakit Publisher
2016-01-17 14:58:55 -
Virüslerdeki Ufak Değişimler Bile hastalığı Tekrar...

İş yerinde, okulda, ya da evde, grip olmayan, öksürüp hapşırmayan, yok denecek kadar az. Salgın haline gelen ve herkesi yatağa düşüren, hatta hayatına son verinceye kadar giden grip, genellikle sonbahar aylarında başlayıp, ilkbahara kadar azalarak devam ediyor.

İş yerinde, okulda, ya da evde, grip olmayan, öksürüp hapşırmayan, yok denecek kadar az. Salgın halinde devam eden ve herkesi yatağa düşüren, hatta ölüme kadar giden grip, genellikle sonbahar aylarında başlayıp, ilkbahara kadar azalarak devam ediyor. Sebebi ise İnfluenza virüsleri. Her yıl, bir anlamda kılık değiştiren virüsler, hayatı kabusa çevirebiliyor. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Asya Banu Babaoğlu, her yıl hastalığa karşı bağışıklık kazanmamıza rağmen, virüslerdeki ufak değişimlerin bile tekrar tekrar hastalığın pençesine düşmemize neden olduğunu, işte bu yüzden risk grubunun aşılanmasının şart olduğunu söyledi.

Halk arasında grip ile soğuk algınlığının (nezle) sıklıkla karıştırıldığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Babaoğlu, soğuk algınlığına, yaklaşık 200 farklı virüsün sebep olduğunu ve gribe oranla, daha hafif seyirli bir üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu ifade etti. Babaoğlu, "Soğuk algınlığında şikayetler, daha çok burun akıntısı ve burun tıkanıklığı şeklinde oluyor. Grip belirtileri ise yüksek ateş (koltuk altından ölçülen 38 derece ve üzeri), öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve tıkanıklığı, baş ağrısı, vücut ağrıları, titreme, nadiren kusma ve ishal olarak özetleniyor. İkisinin kesin olarak ayırt edilmesi ise ancak mikrobiyolojik incelemelerle mümkün. Gripte risk grubunda yer alan ve mutlaka aşı yapılması gerekenler, 65 yaş ve üzeri kişiler, hamileler, bakımevi ve huzurevinde kalanlar, kronik böbrek yetmezliği olanlar, astım, kronik akciğer hastalığı, kalp-damar sistemi hastalığı, kan hastalığı, şeker hastalığı, nörolojik hastalığı, metabolik hastalığı, kronik karaciğer hastalığı olanlar, aşırı kilolular, sağlık çalışanları, 6 ay-18 yaş arasında olup uzun süre aspirin kullanması gerekenler ve bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar." dedi.

Korunma ve kontrol için en etkili yöntemin aşı olduğunu belirten, Yrd. Doç. Dr. Babaoğlu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) referans merkezlerinde her yıl virüs tiplerinin belirlendiğini, bir sonraki yılda ortaya çıkabilecek virüs tiplerinin tespit edilip, uygun aşı kombinasyonlarının hazırlandığını, antibiyotiklerin ise gribin tedavisinde kesinlikle etkisiz olduğunu kaydetti.

GRİP ÜÇ YOLLA BULAŞIYOR

Grip virüsünün temel olarak üç yolla bulaştığını açıklayan Babaoğlu, bunların infekte kişi ile doğrudan yakın temas (tokalaşma, yakın konuşma, öpüşme vb.), virüs bulaşmış eşyalara dokunma (kapı kolu, çatal-kaşık vb.), konuşma, öksürme, hapşırma sonucu yayılan damlacıklarla olduğunu ifade etti.

ÖNLEMİ ELDEN BIRAKMAYIN!

Babaoğlu, "Henüz hastalığa yakalanmamış kişilerin; risk grubunda ise aşı olması, ellerini su ve sabun ile sık sık yıkaması, kalabalık ortamlardan ve hasta kişilerle temastan kaçınması, genel hijyen ve sağlıklı beslenme kurallarına uyması hastalığa yakalanma riskini azaltacak en önemli noktalar. Hastalığa yakalanmış kişilerin; evde istirahat etmesi hem iyileşme süreci için, hem de hastalığın daha çok kişiye bulaşmasının önlenmesi için önemli. Hasta kişilerin öksürürken mendil kullanması veya ağızlarını kol içi ile kapatması (ellerini kullanmaması) gerekiyor. Nefes darlığı, göğüs ağrısı, bilinç bulanıklığı, yüksek ateş, öksürük gibi belirtilerin ortaya çıkması /ağırlaşması durumunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Antibiyotiklerin gribi tedavi etmeyeceği konusunda ise tıp dünyası hemfikir." diye konuştu.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23