• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Uğur Dündar ile ilgili 'FETÖ' şüphesi! Neden 'İntihar ederim' dedi?

Yeniakit Publisher
2019-03-10 22:40:00 - 2019-03-11 00:31:51

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in övgü dolu mektup yazdığı, kendisinin de iyi niyet duyduğunu belirttiği Uğur Dündar'ın eşinin yurt dışına tek başına çıktığına dair iddialara anlamsız şekilde ateş püskürtmesinin nedeni hala gizemini koruyor.

 yeniakit.com.tr 

Prof. Mustafa Erdoğan Sürat, yeniakit.com.tr'ye açıklamalarda bulunarak Uğur Dündar'ın gizemli ilişkileriyle ilgili konuştu.

"Uğur Dündar'ın 'Eşimin bensiz yurt dışına çıktığını ispatlarsanız intihar ederim' gibi iddialı bir sözü neden sarfettiğini açıklar mısınız?" sorusuna cevap veren Mustafa Erdoğan Sürat şu çarpıcı açıklamalarda bulundu:

"Uğur Dündar'ın Türkiye'nin en güvenilir insanı olduğunu ve bunun bir araştırma merkezi tarafından ispatlandığını kabul edersek -ki bilimsel olarak bunu kabul etmek mümkün değildir- o zaman elimizdeki bazı yazışmalara bakarak aile konusunda hassas birisi olması gerektiğini kendisinin de çevresinin de anladığını farzedebiliriz. Nitekim elimizde çok güvenilir belgeler olduğu için bazı cümleleri verebiliriz.

İlhami Yangın'ın Fetullah Gülen'den Uğur Dündar'a gelen mektuplar konusundaki araştırması herkes tarafından bulunabilir. Burada Gülen, Uğur Dündar'ı mert, vefalı ve gerçek aydın olarak nitelendirdiğini görürüz. Ahmet Hakan da bunu teyit etmekte, Fetullah Gülen'e katılmakta ve Uğur Dündar'ın çok değerli, saygıdeğer yapımcı ve gerçek aydın olarak belirtmektedir. 
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Gülen'in Uğur Dündar'ı dokunulmaz kıldığı anlaşılıyor

Fetullah Gülen, Uğur Dündar ile alakalı gazetenizin yaptığı yayına adeta linç kampanyası gözüyle bakıyor. Halbuki gazeteciliğin temelinde, Uğur Dündar bunu serbestçe hür bir şekilde yapıyorsa, olaylara tarafsız ve hür bir biçimde bakma kendiliğinden anlaşılır. Madem ki bu kadar güvenilir bir insandır, neden intihar etmemiştir? Cevap, intihar etmemesi Uğur Dündar'ın toplum üstü bir kişiymiş gibi gösterilmesiyle izah edilebilir. Toplumun uyduğu kurallara ben uymam deme hakkını ona verebilir. Bu nitelendirmelerde Gülen'in yine başını çektiği, hem kendisini övdüğü, hem de Uğur Dündar'ı dokunulmaz kıldığı anlaşılıyor.

Gülen kendisini Uğur Dündar eliyle temizlemeye çalıştı

İlhami Yangın'ın belgelerinde Gülen şunu söylüyor: "Herkes gibi akan zaman ve süratle değişen hadiseler çerçevesinde bazı görüş ve tavırlarında değişmelerin görülmesi tabii olmakla birlikte bu fakiri yakından tanıdığınızı sandığım biri olarak, hiç bir zaman kimseyi, hele bir milleti aldatmayacağımı takdir edersiniz."

Yani bir ülkede kan dökmüş Fetullah Gülen, temizliğinin ancak Uğur Dündar eliyle ispat edileceğini söylüyor. Bu temizlik, aile müessesinden habersiz birine nasıl yakıştırılır. Bununla birlikte aile kurmakta da dürüst davranmayan, "Nişanlanıyor, evlenecek" sözlerini dahi kendi basını aracılığıyla duyuran, böylece İslami bazı kesimlerde evlenmeyen bazı hocaefendilerden çok farklı olarak işin şovuna ve artistliğine kaçtığını yakından tespit ettiğimiz Fetullah Gülen, belki aile konusunu çiğneme derecesinde saygısızlık gösterebilmekte, kendisinin tersine çok güvenilir ve saygıdeğer olduğu Uğur Dündar üzerinden ispatlayabileceğini belirtmektedir.

Nitekim Ahmet Hakan da bu kategorilerde yer alan bir kişi portresiyle şunları sıralıyor: "Uğur Dündar gerçek ve sorumlu bir aydındır. Uğur Dündar cesur ve demokrattır. Uğur Dündar evrensel insan haklarının savunucusu ve civanmert bir insandır. Uğur Dündar nesiller boyu örnek alınacak hasletlere sahiptir.

İşte burada ittifakı yakalıyoruz. Yani aile denilen kurum, yeni nesiller üzerinden yaşıyor. Yeni nesilleri kime emanet edin diyor bu üçlü? Uğur Dündar'a emanet edin diyor. Böyle yıkıcı bir düşüncenin Türk toplumun savaştan çok daha kolay yok edeceğini anlamamak mümkün değildir" açıklamasında bulundu.

Diploması hakkındaki iddialara cevap verdi

Diplomasını da paylaşan Prof. Sürat, kendisinin diplomasının olmadığı iddiasına cevap verdi. Sürat "Fetullah Gülen sadece Tayyip beyin diploması ile ilgili değil, benim diplomalarımla alakalı da namussuzca iftira ve karalama yolunu seçmiştir." açıklamasında bulundu. 

İşte Prof. Sürat'in o diploması:

Olaylar zinciri nasıl gelişti?

2009 yılında 2. Ergenekon iddianamesinde İlhami Yangın isimli şahıstan Akşam Gazetesi yazarı Gülay Kömürcü’ye gönderilen, Kömürcü’den de Turhan Çömez’e aksettirilen bir e-postada Uğur Dündar ile eşi hakkında bazı iddialar yer almıştı. Gülay Kömürcü’ye gönderilen mailde Uğur Dündar’ın eşi Yasemin Baradan’ın sık sık Brezilya'ya gittiği ve birtakım fotoğraflar olduğu öne sürülmüştü.

Uğur Dündar, iddianamede eşi Yasemin Baradan'ın (Jasmin Mroz) Brezilya'ya gittiğine dair iddiaların yer alması üzerine sunuculuk yaptığı Star TV'de aşırı bir tepki vermişti.

Uğur Dündar'dan kimsenin anlam veremediği aşırı tepki

66 yaşında olan Uğur Dündar, kendisinden 28 yaş küçük olan 1971 doğumlu eşi Yasemin Baradan ile ilgili bazı iddiaların yer alması üzerine haber sunduğu televizyon kanalında Ergenekon iddianamesini hazırlayan savcılara ateş püskürmüş ve “Benim eşim evlendikten sonra hiç tek başına yurtdışına çıkmadığı gibi hiç Brezilya'ya gitmedi. Eğer eşimin evliliğimiz döneminde Brezilya'ya gittiğini birisi ispat etsin ben şu anda görevi bırakacağım. Hatta intihar bile ederim. Bu namus meselesi. ” demişti. Uğur Dündar'ın bu konuyu namus meselesine çevirmesine ise kimse anlam verememişti.

O dönem Uğur Dündar'ın meydan okumasına cevap veren Vakit; Yasemin Baradan’ın, Uğur Dündar ile 30 Ekim 1993 tarihinde evlendikten sonra, yanında Dündar olmadan defalarca yurt dışına çıktığını ortaya çıkarmıştı.

Ancak Uğur Dündar'ın eşi Yasemin Baradan'ın sık sık yurt dışına çıkışları iddianameye yansımasının ardından mahkeme intikal etmemesi ve sorgulanmaması ise dikkat çekti.

FETÖ'ye iyi niyet beslediği itirafı

Ergenekon sürecinin yaşandığı dönem olan 2010'da İşte Hayatım adlı bir kitap yayınlayan Uğur Dündar, Fetullah Gülen'e karşı iyi niyet beslediğini ve bunda Bülent Ecevit'in etkisi altında kaldığını belirten satırları şu ifadelerle kaleme aldı:

"Fethullah Gülen’e bakış açımda Bülent Ecevit’in etkisi büyük olmuştur. Merhum Ecevit’in Atatürk ilke ve devrimlerine, laik, demokratik cumhuriyetin kazanımlarına yürekten bağlılığı konusunda en ufak bir kuşkuya sahip değilim. Ecevit, Fethullah Gülen ve cemaatini, Türkçeyi çok uzak ülkelerde öğreten, dilimize dinimize hizmet eden, Türklüğün tanıtımı için âdeta bir misyoner gibi gayret gösteren olumlu bir hareket olarak görüyordu. Hatta bir görüşmemizde, “Elinizde devletin istihbarat raporları var. Bunlara niçin itibar etmiyorsunuz?” diye sordum. Bana, “Uğur Bey, istihbarat raporları her zaman gerçeği yansıtmaz. Ayrıca ben resmi seyahatlerimde yurtdışındaki okullarını ziyaret etme fırsatını buldum. Zararlı bir faaliyette bulundukları kanısında değilim” demişti.

Ben de dürüst bir siyasetçi olan merhum başbakanın etkisinde kalarak, Fethullah Gülen hareketine onun gibi bakmaya başlamıştım. Bu nedenle gelen ihbarları ciddiye almıyordum. "

Gülen'den Uğur Dündar'a övgü dolu mektup

İşte Hayatım adlı kitabında belirttiği iyi niyet üzerine Nurettin Veren'i Arena programında konuşturmayan Uğur Dündar'ın bu davranışı her nasılsa FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in kulağına gider. Buna karşılık Gülen, Uğur Dündar'a övgü dolu şu mektubu yazar:

“Çok değerli, saygıdeğer yazar, yapımcı ve gerçek aydın Sayın Uğur Dündar Beyefendi...

Her zaman olduğu, şu son aylarda bir linç kampanyasıyla üzerime gelindiği bir dönemde de ortaya koyduğunuz demokrat tavır, gerçekçi anlayış ve cesaret örneği, son derece takdire şayan ve mucib-i teşekkür olmuştur.

Herkes gibi akan zaman ve süratle değişen hadiseler çerçevesinde bazı görüş, düşünce ve tavırlarımda birtakım değişmelerin görülmesi tabii olmakla birlikte, bu fakiri yakından tanıdığınızı sandığım biri olarak, hiçbir zaman kimseyi, hele bir milleti aldatmayacağımı takdir edersiniz. Hakkımda bir linç kampanyası başlatanların da esasen bunu bildiğini, fakat maksatlarının başka olduğunu da, mutlaka herkesten çok iyi biliyorsunuz.

İlk günden bu yana, gerçek ve sorumlu bir aydın sıfatıyla daima demokrasinin, evrensel insan haklarının ve insani özgürlüklerin müdafii olarak gösterdiğiniz performans, inanıyorum ki, nesiller için örnek olacak mahiyettedir.

Gösterdiğiniz civanmertlik ve ortaya koyduğunuz vefadan dolayı en içten teşekkürlerimi ve bu münasebetle kalbi hürmetlerimi arz eder, Cenab-ı Allah’tan sıhhat, afiyet ve mutluluklar dilerim.
Fethullah Gülen”

Uğur Dündar'ın Kemalistlerin FETÖ'ye ateş püskürdüğü 2010 yılında böyle bir mektubu yayınlaması, iyi niyetini vurgulaması ve Bülent Ecevit'i de bu yönde kullanması manidar karşılandı.

Uğur Dündar'ın FETÖ ile ne gibi bir bağlantısı var?

Uğur Dündar'ın eşi Yasemin Baradan'ın sık sık yurt dışına çıkması, her insan gibi yurt dışına çıkmasına bir engel yokken aşırı tepki vermesi ve 'intihar ederim' diyecek düzeye gelmesi, eşinin adının iddianameye girmesi ve ardından dosyadan çıkarılarak mahkemeye intikal etmemesi, 2010 yılında Ergenekon davaları devam ederken FETÖ elebaşı Gülen'e iyi niyet beslediğini kitabında vurgulaması, Uğur Dündar'ın FETÖ hakkında hiç konuşmaması, hala gizemini koruyor.

Tüm bu yapboz parçalarının birleştirilmesiyle "Uğur Dündar ile FETÖ arasında nasıl bir ilişki var?" soruları cevabını bekliyor.

Aralık ayında FETÖ davasına dahil olmuş ve takipsizlik kararı verilmişti

Uğur Dündar geçtiğimiz Aralık ayında Sözcü Gazetesi'nde suça karıştığı iddia edilen sahibi Burak Akbay'ın yargılandığı davaya ikinci bir iddianame hazırlanarak dahil edilmişti. 'Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek – isteyerek yardım etmek' suçlamasıyla hazırlanan iddianamede şüpheli olarak Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Sözcü Gazetesi İnternet Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin, Sözcü Gazetesi İnternet Haber Koordinatörü Yücel Arı, Yazar Necati Doğru ve Yazar Emin Çölaşan isimleri yer almıştı.

Ancak dosyada şüpheli olarak bulunan Sözcü Gazetesi yazarları Uğur Dündar ve Saygı Öztürk hakkında ise 'Örgüte üye olmamakla birlikte bilerek isteyerek yardım etme' suçu kapsamında ise takipsizlik kararı verildi.

Aile hayatını bitirdiği vatandaşın intiharına neden oldu

Aile hayatımızla oynanıyor diyerek yaygara koparan ve birçok vatandaşın hayatıyla oynayan Uğur Dündar’ın Arena programında hedef gösterilen Şerafettin Yardımedici adlı 69 yaşındaki vatandaş, onurunun zedelendiğini söyleyerek 25 Eylül 1999’da intihar etti. Uğur Dündar tarafından 1 Kasım 1996 tarihinde 'büyücü hoca' denilerek hedef gösterilen Şerafettin Yardımedici, kısa bir süre sonra gözaltına alınmış, ancak daha sonra serbest bırakılmıştı. Şerafettin Yardımedici serbest bırakıldıktan sonra, Uğur Dündar’ın kendisini hedef göstererek komplo kurduğunu ve onuruyla oynadığını söylemişti. Şerafettin Yardımedici’nin oğlu Ahsen Yardımedici daha sonra yaptığı açıklamada şunları söylemişti: “Bir devi yok ettiler. Bu bir yargısız infazdır. Babamı bütün mahalleli 40 yıldır tanır. Babamı hedef gösteren ve ölümünü teşvik eden insanların vicdanı şimdi rahat mı? Bunların vicdanı varsa, bundan sonra nasıl yaşayacaklar?”

2003: Kendilerini yaktılar

Yardımedici’nin intihar etmesi Dündar’ın tek vukuatı değil. Yine 2003 yılında İstanbul Haliç Köprüsü’nün korkuluklarına çıkan ve Uğur Dündar’ın Arena adlı programında yayınlanan haber yüzünden yetiştirme yurdundan atıldıklarını söyleyen 8 genç, üzerlerinden çıkardıkları giysilere tiner dökerek yakmışlardı... Gençler, söz konusu programa bu şekilde tepki göstermişlerdi...

Tansu Çillere ahlaksız şantaj!

Herzeleri saymakla bitmeyen Dündar'ın 28 Şubat sürecinde Tansu Çiller'e çıplak fotoğrafları üzerinden şantaj yaptığı ortaya çıkmıştı.

Emin Çölaşan'ın Sakıncalı Gazeteci kitabında aktarılan bilgilere göre: Uğur Dündar bir gün, Çiller'in doktorundan çalınmış yarı çıplak fotoğraflarını Emin Çölaşan'a gösteriyor. Bu ayıp daha sonra Ertuğrul Özkök'le tekrarlanıyor.

Dündar'ın en yakın arkadaşlarından olan Çölaşan kitabında, çıplak fotoğrafların nasıl elden ele dolaştığını ayrıntıları ile anlatıyor.

28 Şubat döneminde Tansu Çiller'in Başdanışmanı olan Hüseyin Kocabıyık; "Tansu Çiller'in doktorundan onun çıplak fotoğraflarını çalıyorlar. Ertuğrul Özkök, Uğur Dündar, Mesut Yılmaz, Emin Çölaşan birbirlerine gösteriyorlar, birbirlerine o fotoğrafları ikram ediyorlar. Kendisi yazıyor, bunu ben söylemiyorum, dikkat edin! Nerde oluyor bütün bunlar? "Benim gazetelerim, gazetecilerim şereflidir" diyen Aydın Doğan'ın gazetesinde oluyor ve bu insanlar Çiller'i tehdit ediyorlar bu resimleri yayınlamak için, istifa et diye. Bu bir hükümet devirme, bir siyasi tasfiye değil midir?" sözleriyle Aydın Doğan ve yazarlarının suç işlediklerini söylemişti.

Sivas'ta gizli çekim yaparak vatandaşa komplo kurdu

23 Ocak 2000’de Sivas’ın Koyulhisar ilçesi Ortaseki köyü Bostandere mahallesinde yaşayan 100 yaşındaki Bekir Pehlivan’a “komplo” düzenleyerek, kanunlara aykırı olarak “gizli çekim” yaptırdığı gibi, hiç yaşanmayan olayları bile meydana gelmiş gibi gösteren Uğur Dündar ve ekibine yüklü tazminat davası açıldı. Daha sonra Bekir Pehlivan’a iftira atıldığı mahkeme kararıyla kesinleşti. Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi, Kanal D televizyon kanalında yayınlanan Arena isimli programda Bekir Pehlivan ve arkadaşlarının kişilik haklarına hakaret ettiğine karar vererek, hatanın düzeltilmesi için tekzip yayınlanmasına karar verdi.

Özel hayatında başörtüsü takan doktoru hedef gösterdi

18 Aralık 2006’da Hürriyet’te İ. Uğur Dündar imzasıyla yayınlanan haberde, “tesettür”le hiç alâkası olmayan bir olay “tesettür faciası” şeklinde sunarak bir ahlâksızlığa imza atıldı.

Hürriyet gazetesi, manşetinde ‘Tesettür faciası” ifadesini kullandı ve sadece Opr. Dr. Celal Tütüncü’nün ifadelerine yer vererek, Konya Numune Hastanesi’ndeki perukla görev yapan radyoloji uzmanlarının, testislerinden rahatsız olan 16 yaşındaki bir erkek hastanın ultrasonunu çekmediklerini ve hastanın bu yüzden bir testisini kaybettiğini iddia etti.
Olayı aydınlatmak için iddia sahibi Opr. Dr. Celal Tütüncü, Konya Numune Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Rıza Sarıbabıççı, Doğumevi Hastanesi Başhekimi Dr. Adnan Tekin, 16 yaşındaki hasta A.G, hasta A.G’nin yakınları, Konya-Karaman Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ömer Karahan ile Numune Hastanesi’nin uzman doktorları ve Sağlık İl Müdürlüğü yetkilileri, “Haberde iddia edildiği türden kesinlikle türbanla ilgili bir durum söz konusu olmadığı gibi, bayan radyoloji uzmanları ile ilgili bir sorun da bulunmamaktadır” dediler. Hürriyet’in tesettürle uzaktan-yakından ilgisi olmayan bir olayı çarpıtıp, “başörtüsü düşmanlığı”na malzeme yapması, hastane bünyesinde büyük tepkiye yol açtı.

'Öğretmen yok' de 50 TL al

Geçtiğimiz Ekim ayında “Aktütün’de öğretmen olmadığı için eğitim verilmediği” iddiasının altından da Dündar çıkmıştı. 11 yaşındaki bir öğrencinin bu yönde açıklamalarda bulunmaya parayla razı edildiği ortaya çıkmıştı. Dündar ve ekibi, “Öğretmensiz okulunu anlattı” diye ekranlara taşıdığı ilköğretim 5. sınıf öğrencisi Çiçek Aysal’a “öğretmenimiz yok” demesi için 50 YTL vermişti.

Terörist baskın sonucu 17 şehit verdiğimiz Hakkari Şemdinli’deki karakolun yakınındaki Aktütün Köyü’nden olan Çiçek Aysal’ın yakınları “para olayı”nı doğrulamış, Dündar’ın ipliğini pazara çıkarmıştı.. Çiçek Aysal’ın amcası İmran Aysal, “Köyümüzün okulunda öğretmen sıkıntısı yok. Okul Jandarma tarafından 2005’te yapıldı. Bu tarihten bu yana hizmet veriyor. Okulumuzun öğretmeni olmadığı yönündeki iddialar doğru değil. İki öğretmen görev yapıyor. Yeğenime ‘Öğretmenimiz yok’ açıklamasından sonra 50 milyon vermişler” demişti.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23