AB’ye girmemesi için yıllarca elinden gelen her türlü engeli çıkaran Avrupa ülkeleri, şimdi de, Türkiye’nin Çin’den füze savunma sistemi alma kararı karşısında, “61 yıldır NATO üyesi olan Türkiye, Batı ile ilişkisini kesti mi?” feryatlarına başladı. Özellikle İngiliz gazetelerinde son günlerde çıkan haberlerde MİT Müşteşarı Hakan Fidan hedef alınarak, Başbakan Erdoğan hükümetini karalayıcı haberler üretiliyordu. Dün de Ankara hükümetinin kararlı ve tavizsiz duruşundan rahatsız olan İngilizlerin ünlü ekonomi gazetesi Financial Times, “Türkiye Batı’ya sadakatini göstermeli” diye yazdı.
Özellikle İngiliz basınında çıkan haberlerde, “61 yıldır NATO üyesi olan Türkiye, Batı ile ilişkisini kesti mi?” yorumları dikkati çekerken, diğer yandan da, Türkiye’deki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümeti ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında karalayıcı ve suçlayıcı haberlerin arkası kesilmiyor.
TÜRKİYE’nin SADAKAT GÖSTERMESİNİ İSTİYORLAR!
AB kriterlerine uymadığı halde birçok Avrupa ülkesini hemen AB’ye alan Avrupa ülkeleri, yıllarca Türkiye’nin AB’ye alınmaması için engeller çıkartırken, Ankara’nın Çin’den füze savunma sistemi alma kararı karşısında şoke oldu. Çıkarları zedelenen ve Türkiye’yi çantada keklik gören Avrupa ülkeleri, füze ihalesinin Çin’li bir şirkete verilmesini hazmedemedi. Özellikle İngiliz basını, Türkiye’nin Batı ile ilişkisini kesmeye başladığını belirterek, feryada başladı. Bir yandan Türkiye’yi suçlayan haberler üreten İngiliz basını, Türkiye’nin Batı’ya sadakatini göstermesini istedi.
Son günlerde MİT Müşteşarı Hakan Fidan’a yönelik karalayıcı ve suçlayıcı haberler üreten İngiliz basını, dün de Türkiye ile ilgili tehdit dolu bir habere imza attı. İngilizlerin ünlü ekonomi gazetesi Financial Times’ın dünkü sayfalarında, Türkiye’nin Batı’yı dışlayıp, doğuya yöneldiğini ileri sürerek, “61 yıldır NATO üyesi olan Türkiye, Batı ile ilişkisini kesti mi?” başlığı ile makele yayımlandı.
Financial Times yazarlarından Daniel Dombey, dünkü makalesine Türkiye’nin müttefiklerinin tam da bu soruyla yüzleşmeye başladıklarına dikkat çekerek başlıyor. Daniel Dombey’e göre bu şüphe, üç meselenin bileşimine dayanıyor: Ankara’nın Çin’den füze savunma sistemi alma kararı, Suriye’deki el Kaide’yle ilişkili savaşçılara yönelik belirsiz tutum sergilediği iddiası ve son olarak da Türkiye’nin İsrail adına Tahran’da casusluk yapan İranlılara ihanet ettiği iddiaları. Dombey, kimi bölge uzmanlarına göre Ankara’ya karşı suçlamalar listesinin inkâr edilecek gibi olmadığını yazarken, Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nden Steven Cook’un “Türkiye’nin sicilini göz önüne alırsak Obama yönetimi, nasıl Türkiye’yi model bir ortak olarak lanse etsin, hatta ona müttefik gibi davranabilsin ki?” şeklindeki sözlerini hatırlatıyor.
Ancak FT yazarına göre kesin bir sonuca varmak için henüz çok erken. Dombey, füze anlaşması için sözleşmenin henüz düzenlenmediğini, Ankara’nın iç savunma sanayiini geliştirme isteğiyle hareket etmiş göründüğünü belirtiyor. Dombey’e göre bu olaydan çıkarılacak “asıl stratejik ders, Türkiye’nin kendisini stratejik değerlendirmelere mecbur hissetmemiş olması.”
Ancak Daniel Dombey, Financial Times’daki makalesini şöyle tamamlıyor:
“Türkiye’nin bu üç tartışmalı meseleye verdiği karşılığa bakarsak: füze alımının kesinleşmiş bir anlaşma olmadığındaki ısrarı, cihadçıları kınaması ve İran’la gizli anlaşma iddiaları karşısındaki öfkesi, bu ülkenin Batı’daki ittifaklarına değer verdiğine işaret ediyor. Ama şimdi tüm bunlar gündemdeyken, lafa değil icraata bakılacak.”
Başbakan Erdoğan, “Artık ithal eden değil ihraç eden ülke olacağız” demişti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,füze ihalesini Çin’li bir şirketin kazanmasından sonra Avrupa ve ABD’den yükselen tepkilere, Denizli’den karşılık vermişti. Başbakan Erdoğan, Denizli’de halka seslenirken, füze ihalesine değinmeden, Türkiye’nin dünyanın en güçlü savunma sanayilerinden biri olacağını belirtirken, ‘Artık ithal eden değil, ihraç eden ülke olacağız’ demişti.