Trabzon'dan ismini alan meyve kadınların elinde değerleniyor
Kadınların girişimleriyle 6 yıl önce kurulan Vakfıkebir Kadınları Güçlendirme ve Dayanışma Derneği üyeleri, ismini Trabzon'dan alan, A vitamini ve antioksidan bakımından zengin meyvenin tüketimini artırmak amacıyla kurutmasını da yaparak, aile ekonomisine katkı sağlıyor.
Bahçelerinde yetiştirdikleri Trabzon hurmasından reçel, sirke ve pekmez hazırlayan Vakfıkebir Kadınları Güçlendirme ve Dayanışma Derneği üyeleri, meyveyi atölyedeki makinede kurutarak yıl boyu tüketilmesini sağlıyor - Derneğin başkan yardımcısı Akar: - "Trabzon hurması şehrimizin ismini taşıyor. Meyveden farklı ürünler elde etmeye çalışarak, yıl boyunca kalıcı olması için yeni çözümler bulduk ve müşteriler edindik"
Trabzon'un Vakfıkebir ilçesinde kadın çiftçiler, sonbaharda bahçelerinde yetişen Trabzon hurmasından reçel, pekmez ve sirke yaparken, makinede de kurutarak meyvenin yıl boyu tüketilmesini sağlıyor.
Kadınların girişimleriyle 6 yıl önce kurulan Vakfıkebir Kadınları Güçlendirme ve Dayanışma Derneği üyeleri, ismini Trabzon'dan alan, A vitamini ve antioksidan bakımından zengin meyvenin tüketimini artırmak amacıyla kurutmasını da yaparak, aile ekonomisine katkı sağlıyor.
Bahçelerinden "cennet hurması" olarak da bilinen meyveleri topladıktan sonra derneğin atölyesine götüren kadınlar, meyveden pekmez ve reçel, kabuklarından da sirke yapıyor, hava şartlarından dolayı güneşte kurumadığı için dilimleyerek makinelerde kurutuyor.
Derneğin başkan yardımcısı Aygün Akar, kadınlara çeşitli konularda eğitim verdiklerini söyledi.
Atölyede unlu mamuller, süt ve ürünlerinin yanı sıra çeşitli meyvelerden pekmez, kurutma, reçel ve sirke yaptıklarını belirten Akar, "Köylerde yetiştirdiğimiz elma, kokulu üzüm, taflan kurusu, mandalina gibi çeşitli meyveleri işlemlerden geçirerek, kurutmaya çalıştık. Son olarak Trabzon hurması üzerinde çalıştık. Birçok kez meyveyi kurutmak için denemeler yaptık ve sonunda dilimlere ayırarak, makinede kurutmayı başardık." dedi.
Akar, meyvenin sağlık açısından önemine vurgu yaparak, "Bu meyveyi Karadeniz'in havasının nemli olmasından ve çabuk bozulmasından dolayı değerlendiremiyorduk. 'Nasıl yapabiliriz' diye düşünürken makinede kurutmayı denedik. Kurutması ilk başlarda pek sevilmedi, 'yaşı varken kurusunu yemeyiz' diyenler oldu ama tadına bakınca çok beğendiler. Farklı ilçelerden de meyvesini getirenler oldu. Böyle bir şeye vesile olduğumuz için çok mutlu olduk. Duyulunca herkesin çok hoşuna gitti, geri dönüşler güzel olunca biz de iyi bir şey yaptığımızın farkına vardık." diye konuştu.