Güney Lübnan’daki Yaroun köyünde yaşayan 70 yaşındaki Najwa Ghacham, savaş boyunca evini terk etmeyi reddetti. Ancak savaşın bitiminden iki ay sonra, evinde kurşunlanmış ve dövülmüş halde ölü bulundu.
Güney Lübnan’daki Yaroun köyünde yaşayan 70 yaşındaki Najwa Ghacham, savaş boyunca evini terk etmeyi reddetti. Ancak savaşın bitiminden iki ay sonra, evinde kurşunlanmış ve dövülmüş halde ölü bulundu.
Najwa’nın oğlu Nour Ghacham, annesinin yıkılmış evinin molozları arasında, küçük siyah ayakkabılarını buldu. Onları elleriyle aldı, sevgiyle tuttu ve uçlarından öptü. Bu an, yalnızca bir annenin değil; bir ülkenin, bir toprağın, bir yaşamın yok oluşunun sembolüydü.
Annesi Najwa, savaş boyunca köyünü terk etmeyi reddetmiş, terörist İsrail’in bombardımanlarına rağmen Yaroun’daki mütevazı evinde kalmayı seçmişti. Nour, annesinin evine olan bağlılığını, “Orayı gerçekten sahiplendiği çok belliydi” sözleriyle anlattı.
Najwa’nın evi, beyaz taşlardan yapılmış, kiremit çatılı ve gök mavisi panjurluydu. Ön bahçesinden mor çiçekli bir çalı sarkıyor, kaldırımdan bir çam ağacı yükseliyordu. Komşuları, onu neredeyse her gün kapısının önünü süpürürken ya da bahçesiyle ilgilenirken görürdü.
Yaroun’un muhtarı Muhammed Chahine, savaş boyunca Najwa’ya yiyecek, sebze ve özellikle de gofret götürürdü. “Her ay beş altı kutu gofret isterdi. Çay ve gofretle yaşıyordu,” diyordu gülümseyerek.
Zeytin Ağaçlarının Kadını
Najwa’nın oğlu Nour, 1991’de ailesiyle birlikte Venezuela’ya göç ettiğinde henüz 14 yaşındaydı. Ancak annesi, işgale rağmen köyünü terk etmedi. Her yıl kendi elleriyle zeytinlerini toplar, sekiz büyük teneke zeytinyağı üretirdi. Nour, “O toprağın kadınıydı. O toprakta kalmak istedi,” diye anlattı annesini.
Ateşkesin Ardından Gelen Katliam
Savaş sürerken sağlık ekipleri zaman zaman Najwa’yı kontrol edebiliyordu. 27 Kasım’da ilan edilen ateşkese rağmen terörist İsrail köyden çekilmedi. Sağlıkçı Muhammed Salman, köye her girmeye çalıştıklarında askerlerin ateş açtığını ve bu engelin 30 gün sürdüğünü belirtti.
27 Aralık’ta nihayet köye ulaşabildiklerinde, Najwa evinde ölü bulundu. Üç kurşunla vurulmuştu, vücudu morluklarla doluydu; darp edilmiş, hatta üzerinden geçilmişti. “Yaşlı bir kadındı. Onu vurmalarına gerek yoktu,” dedi Salman.
Tebnine Devlet Hastanesi’nin hazırladığı raporda, Najwa’nın baş, karın ve göğüs bölgesine aldığı yaralar ve sol uyluk kemiğindeki açık kırık sonucu hayatını kaybettiği belirtildi. Ölüm nedeni açıkça “terörist İsrail saldırısı” olarak ifade edildi.
‘Yarın Geliriz’ Deyip Gidemediler
Ateşkesin ilk gününde Najwa’nın hayatta olduğu görüldü. Komşuları, “Yarın tekrar geliriz,” diyerek evinden ayrıldılar. Ancak ertesi gün köye girişleri yine terörist İsrail tarafından engellendi. İki hafta sonra ulaştıklarında, Najwa’nın cansız bedeniyle karşılaştılar.
Muhtar Chahine, “İçimde bir boşluk var. Çok özlüyorum. Eminim iyi bir yerdedir, çünkü kimseye zarar vermedi,” dedi.
Komşusu Laila Tahfa, “Silahsızdı. Evinde yalnızdı. Direnişten kimse yoktu. Neden onu evinin ortasında öldürdüler?” diye isyan etti. Najwa’nın ölüm haberi köyde adeta yıldırım gibi çarptı. “Selam vereceğimiz günü bekliyorduk,” dedi.
Ateşkes döneminde terörist İsrail, Yaroun köyünü hava saldırılarıyla adeta haritadan sildi. Yapıların %90’ı tamamen yıkıldı, kalanlar da ya hasar gördü ya da yakıldı.
İşgal Sürüyor
Terörist İsrail, ateşkes anlaşmasının belirlediği 26 Ocak tarihine rağmen köyden çekilmedi. 18 Şubat’ta Yaroun’dan çıkmış olsa da güney sınırında beş noktada varlığını sürdürmeye devam ediyor. İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz, "süresiz olarak kalacağız" açıklamasında bulundu.
Laila Tahfa’nın evi de 9 Şubat’ta yıkıldı. “Toprağınızın girişinde durup, evinizin ve çocukluk anılarınızın yıkılışını bir perde gibi izliyorsunuz. Bu anlatılamaz bir acı,” dedi.
Enkazda Kalan Bir İsim: Yaroun
Najwa’nın oğlu Nour, evin garajında kardeşinin 1991’de duvara kazıdığı ismi ve yanına yazdığı “Yaroun” kelimesini buldu. Bahçedeki zeytin ağaçlarının bazıları yok olmuş, kalanları bakımsız kalmıştı. “Annem hayatta olsaydı, temizlerdi. ‘Ne güzel bahçe’ derdi,” diyerek gözyaşlarını tutamadı.
Kaynak: Middle East Eye