Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) 20. kuruluş yıldönümü etkinliğinde konuşan Genel Başkan Mustafa Destici, İmralı ile MİT arasında yapılan müzakerelere tepki göstererek, “30 yıllık süreçte bunlarla ilk defa masaya oturulup görüşülmüyor. İmralı, Kandil veya M
MUHAMMET ERDOĞAN / ANKARA
Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) kuruluşunun 20. yıldönümü Ankara Marriott Hotel’de düzenlenen etkinlikle kutlandı. Etkinliğe, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, BBP’nin merhum Kurucu Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ve kızı Firuze Yazıcıoğlu, Türk ve İslam ülkelerinin büyükelçileri ile birçok davetli katıldı. Burada konuşan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, İmralı ile MİT arasında yapılan müzakerelere tepki göstererek, “30 yıllık süreçte bunlarla ilk defa masaya oturulup görüşülmüyor. İmralı, Kandil veya Meclis’teki uzantıları ile görüşerek PKK bitmez. Biz biliyoruz ki bu süreç terörü bitirmeyecek, çok değil 2 yıl içinde Türkiye’nin başına daha büyük bela olacaklardır” şeklinde konuştu.
“MAĞDURUN VE MAZLUMUN
YANINDA OLDUK”
29 Ocak 1993 günü kurulan partilerinin, ilkelerinden sapmadan, kararlılıkla yoluna devam ettiğini söyleyen Başkan Destici, “Başımız dik, alnımız açık bir şekilde 20. yaşımızı kutluyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun her zaman mazlumun ve mağdurun yanında olduk. Ülkenin birliğine ve beraberliğine zarar vermek isteyenlere her koşulda en sert tepkiyi gösterdik” diye konuştu.
‘SORUNUN DOĞRU ADI
TERÖR SORUNUDUR’
Sanki Türklerle Kürtler arasında bir savaş varmış gibi davrananlar olduğunun altını çizen Destici, “Türk-Kürt kardeştir. Sorunun ana kaynağı dış mihrakların beslediği PKK’dır. Sorunun doğru adı terör sorunudur” dedi. Destici ayrıca, Türkiye’de Türk ırkçılığının da Kürt ırkçılığının da bulunmadığını ifade etti.
“BİZ BU SÜRECİN YANINDA DEĞİLİZ”
İmralı ile MİT arasında devam eden silah bırakma müzakerelerine de değinen Destici, “İmralı ile, Kandil ile görüşerek terörü bitiremezsiniz. Bunların Meclis’teki siyasi uzantılarıyla görüşerek, terörü bitiremezsiniz. 30 yıllık sürece bir bakın, geriye dönün bir bakın, sizin yaptığınızı yaptılar, sizin gittiğiniz yoldan gittiler. Şimdi sizi kandırdıklarına bakmayın. 30 yıldır aynı şarkı söylüyorlar. Sanmayın ki ilk defa siz masaya oturdunuz, ilk defa siz görüşmeler yapıyorsunuz. Daha önce de bunlar yapıldı. Siz bunları böyle bitiremezsiniz, çünkü bunların ipi dışarıda. Terörün bitmesini en çok isteyen parti biziz. Ama biz biliyoruz ki müzakere süreci terörü bitirmeyecek, çok değil 2 yıl içinde Türkiye’nin başına daha büyük bela olacaktır. O yüzden biz bu sürecin yanında değiliz” şeklinde konuştu.
“HİÇ KİMSE BU ÖLÜM İÇİN
BİZE KAZA DEDİRTEMEZ”
Yazıcıoğlu’nun ölümüne de değinen Destici, Yazıcıoğlu’nun ‘şehit’ olduğunu ve soruşturmayı yakından takip ettiklerini bildirdi. Hâlâ cevabını bulamayan sorular olduğunu ifade eden Destici, “Soruların cevabı, bilgi ve belgeye dayalı net olarak verilmedikçe, hiç kimse bu ölüm için bize kaza dedirtemez. Hukuk içinde sonuna kadar takipçisi olacağız. Yorulacağımızı zannedenler varsa, Sayın Yazıcıoğlu’nun hayatına, geçmişine baksınlar” diye konuştu.
Program sonunda gazetecilerin Abdullah Öcalan’ın Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurusu olduğu yönündeki haberleri hatırlatılarak, değerlendirmesini sorması üzerine Destici, şöyle konuştu: “Bu bir süreç, konuşmamda da belirttim. İnsanlarımızı alıştırıyorlar, sanki bireysel başvuru hakkında bulunan, 30 bin vatandaşımızın katili, bebek katili değil de sanki masum bir insan. Hapiste haksız yere cezasını çekiyor. O arada da Kürt Manifestosu’nu yazmış, bunun için de Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş. Ne kadar masum. Öyle bir verilmiş ki... Kabul edilebilir bir şey değil. Nasıl diğer mahkûmlar hak ettiği cezayı alıyorsa, bu yeryüzünde idamı hak etmiş kişilerin başında geliyor, Öcalan aslında idam edilmişti, onu birileri ipten kurtardı, şimdi birileri de hapisten kurtarmaya çalışıyor. Biz milletimizi uyarıyoruz.” Destici, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptığı haberleriyle ilgili olarak da, “Belli bir süre sonra Abdullah Öcalan şahsi başvuru hakkını kullanarak, ev hapsi talebinde bulunacak. Bundan sonraki süreçte de tahliye talebinde bulunacak. Bu bir süreçtir” dedi.