Yeganehaber.com yazarı Ali Kaya, 7 Haziran seçimlerinde kimin kaybettiğini köşesine taşıdı.
İŞTE ALİ KAYA'NIN O YAZISI...
7 Haziran seçimlerinin ardından genel itibariyle AK Parti’nin kaybeden olduğuna dair açıklama, dayatma ve bastırma gayretleri görülmekte…
2011 seçimleriyle kıyaslarsak, AK Parti’nin oy oranında 9 puanlık bir gerileme olduğu görülmektedir.
Oy oranlarına bakarsak; 2011’de yüzde 49.95 oranında oy alan AK Parti, 2015’te yüzde 40.9 oy almıştır.
Meclis’e giren diğer partilere bakarsak, 2011’de CHP yüzde 25.94; MHP yüzde12.98; 2015’de CHP yüzde 25, MHP yüzde 16.3; 2011’de parti olarak girmeyen HDP ise bu seçimde yüzde 13.1 oranında oy almıştır.
AK Parti 2011 seçimlerine göre 10 ilde büyük oranda oy kaybı yaşamıştır ki; bunlar Ağrı, Siirt, Bitlis, Muş, Van, Diyarbakır, Iğdır, Batman, Gaziantep ve Şanlıurfa’dır.
5 ilde milletvekili çıkaramamıştır ki; bunlar da Ağrı, Hakkari, Iğdır, Şırnak ve Tunceli’dir.
HDP’nin barajı aşması ve aldığı oylara bakılarak Doğu ve Güney Doğu’da AK Parti’nin düşüşünün ana nedenini anlamak mümkün…
Düşüşün ana nedeni HDP’nin aldığı oylar olarak düşünülse de; yüzde 9’luk düşüş oranını buna bağlamak doğru değildir.
Düşüşün diğer nedenleri nedir diye bir soruya verilecek cevap bizce şunlardır: Ülkenin kıpırdanması ve lider ülke olma yolunda hareketine karşı olan yerli maşa ve yabancı işbirlikçilerin gayretiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ‘diktatör’ şeklinde itham ve AK Parti’yi de kötü göstererek yerli uşaklar aracılığıyla yaptıkları aleyhte çalışmalar...
Çözüm sürecine karşı olanların tepki olarak MHP’ye oy vermeleri ki; MHP 2011’e göre oyunu yaklaşık 4 puan artırmıştır.
Emekli maaşları ve asgari ücret vaadiyle CHP’ye verilen oylar… CHP 2011’e göre oyunu artırmayıp düşürmüştür, bu nasıl oluyor gibi bir soruya da; CHP’nin o vaatleri olmasa bu kadar da oy almasının mümkün olmayacağını söyleyebiliriz!
Belediyelerin kendilerine yakın ya da partinin veya partiye yakın kişiler ile onların çevresine yaptıkları haksız, hukuksuz fakat resmiyete (şeytana pabucunu ters giydirecek sahtekarlıklarla) uydurularak yapılan işlere, yolu belediyeye düşen ve bugüne kadar AK Parti’ye oy verenlerin tepki koyması!..
Uzun zamandır; “Yakarsa dünyayı garipler yakar demiştik bir ara… Şimdi bir başka versiyonunu söylüyoruz: AK Parti’yi yakarsa; kendi atadıkları bürokratlar ve belediyeler yakar!..” diyorduk ve demeye devam ediyoruz.
Aday tespitlerinde genellikle il teşkilatlarının istediği kişilerin aday gösterilmesi…
Küçük ilçelerde, ilçe başkanlarının tanrılığını ilan edip; kaymakama, belediye başkanına ve halka posta koyarak istediğini yaptırmaları ki; özellikle bu ilçelerde “Oyunu bize ver, çocuğunu veya kardeşini şunu-bunu işe alalım” diyerek; gerçekten de, oy verenlerin yakınlarını belediyeye iş yapan şirketlere aldırmaları… Çoğunlukla su sayacı okuma, temizlik, kaldırım, yol türü işlere yerleştirilmesi!..
Oy vermeyen ya da oy verdiği halde bunu dillendirmeyenlerin iş taleplerine ise, “Oyunu kime verdiysen o size iş versin veya sen bize oy vermedin de, hangi yüzle iş istiyorsun?!” şeklinde söylemleri!..
(Böyle bir şey olmaz diyenlere: Askerde normal olarak kaşık ve çatal ile günlük yemeklerinizi yerken; denetleme olduğu zaman yemek masanızda çatal-kaşık, bıçak her yemek için ayrı tabak ve peçete filan konur… Bu sadece denetlemeler için… Denetleme biter, normale döner…
Denetlemeyi yapan farzedin ki general; teğmen, üsteğmen veya yüzbaşı konumundayken aynı denetlenmeyi kendisi de yaşamıştır fakat general olarak denetlerken, geçmişi bilmez gibi yapar... Bal gibi bilir ki, o masa denetleme içindir!..
Partilerin üst yönetimi böyle işlerin olduğunu mutlaka bilir fakat bunu kendi konumu için dillendirmez ve dillendireni de sevmez. Dolayısıyla bu işler vardır ve görmek isteyen gider Anadolu’ya, normal bir vatandaş gibi gözlemler!)
‘Paralel Yapı’nın ihaneti olarak dillendirilen yolsuzluk ve bu yolsuzluk iddialarının soruşturmasındaMeclis’te aklanan bakanlar…
‘Paralel Yapı’nın ihaneti bile olsa Zafer Çağlayan başta olmak üzere bu aklanmaları vicdanında kabul etmeyerek, AK Parti’ye oy vermeyenler!
Seçimin yapıldığı akşam bir televizyon kanalında canlı yayına katılan Mehmet Metiner’in, sıcağı sıcağına; “Bu iş Ahmet Davutoğlu ile olmaz; bunu değerlendireceğiz” türü konuşmasının ardından, kanalın reklama gidip, dönüşünde; ‘u’ dönüşüyle, “Bu işi en iyi yapan bilge başbakanımız” şekline ikircikli konuşmasına karşı Ahmet Davutoğlu’nun bilgi ve birikimine Metiner’de dahil kimsenin söz söyleyemeyeceğini belirtiyoruz.
Bütün bilgi ve birikimine rağmen siyaset söylemi ve havasının farklı olduğunu gözlemleyebiliyoruz.
Davutoğlu’nun gittiği her ilde, “Ben buralıyım, ben de sizdenim” şeklinde samimi söylemi ve örnek verecek olursak; Antalya’da; “Toroslar’ın yiğitleri, Toroslar’ı aşıp, otoğları kurmaya var mısınız; var mısınız, var mısınız, var mısınız, var mısınız, var mısınız?!. Söz mü, söz mü, söz mü, söz mü?!”şeklinde konuşması!..
Bütün bunlara rağmen seçimin kaybedeni AK Parti mi olmuştur?!..
Hayır?
Bundan sonra bizce AK Parti koalisyonda yer almamalıdır!..
Üç Parti koalisyon yaparak, vaatlerini yerine getirip emekliyi; mazotun fiyatını düşürerek çiftçiyi; esnafı, kredi kartı mağduru kalmayacak sözünü; seçim meydanında Apo’ya asacak ip mi yok? diyerek ip atanların, o iple boyunun ölçüsünü almasına müsaade ederek, koalisyondan imtina etmelidir.
Milletvekili seçilen bir kişinin emekli olup ayda 8 bin liradan fazla emekli maaşı aldığı bir ülkede, AK Parti; 900 lira alan emekliye diğer partilerin vaatlerine karşı 1.300 lira vereceğim deseydi, hazine hiçbirzarar görmeden bunu karşılar ve sıkıntı olmazdı ama vermedi!..
Eğer koalisyonda yer alır ve koalisyon ortağı bu sözünü yerine getirip emekli maaşlarını 1.500 lira yaparsa, AK Parti’nin ne yapacağını ya da diyeceğini merak ediyorum!
Bütün bunlara rağmen seçimin kaybedeni AK Parti mi olmuştur? dedik…
Cevabımız yine Hayır?
Önce seçimin kazanan ve kaybetmeyenleri kimler ona bakalım…
Bu seçimin birinci ve gerçek kazananı HDP’dir…
Diğer kazanıp kaybetmeyenler CHP ve Saadet Partisi’dir!..
CHP, oy kaybına uğramasına rağmen anlaşıldı ki; yüzde 1 oy da alsa, genel başkan bunu zafer olarak algıladığı ve algılayacağı için kaybetmemiş, kazanmıştır!..
Yüzde 5.2 oyla devraldığı partiyi yüzde 2’leri düşürmesine rağmen 1 oy bile alsa büyük şehirlerde oylarının artırdığını söyleme ihtimali yüksek olan Mustafa Kamalak kaybetmemiş, kazanmıştır!..
AK Parti 12 yıllık iktidarının ardından tek başına hükümet kuracak sayıyı bulamamıştır ama yine en yakın rakibine yüzde 15 oy fark atarak birinci parti olmuştur.
Dolayısıyla hiçbir açıdan AK Parti kaybetmemiştir.
Kaybeden Türkiye’dir!