Esenler’de en uzun gece olan 21 Aralık'ta bu yıl 8’incisi düzenlenen ‘Şeb-i Yelda'da Şiir’ programından 7 sanatçı, Sezai Karakoç’un şiirlerini seslendirdi.
Esenler Belediyesi, Şeb-i Yelda'da yani yılın en uzun gecesi olan 21 Aralık'ta "Şeb-i Yelda’da Şiir" adlı etkinlik düzenledi. 8’incisi düzenlenen program, geçtiğimiz günlerde kaybedilen şair Sezai Karakoç’a ithaf edildi. Programda 7 sanatkar Şeref Akbaba, Hüseyin Akın, Abdülbaki Kömür, Fikret Bayraktar, Özcan Ünlü, Seyfullah Kartal ile Yusuf Zabun Sezai Karakoç’un şiirlerini seslendirdi. Ayrıca Osmanlı ve İran geleneğine göre Şeb-i Yelda gecesinde misafirlere ve konuklara nar ikram edildi.
"Hem yaşam biçimiyle hem düşünceleriyle örnek bir insandır"
Akademisyen ve şair Şeref Akbaba, “Allah rahmet eylesin. Bir mütefekkir, bir şair olarak hayatımızdan çekildi, mekan değiştirdi ama düşüncesiyle sanatta, edebiyatta, kültürde açmış olduğu yolla her zaman yaşayacaktır. Sezai Karakoç kolay yetişmiyor. Hem yaşam biçimiyle, hayatıyla hem düşünceleriyle örnek bir insandır. Allah rahmet eylesin. Onu kısa ve öz kelimelerle anlatmak çok zor. Ben bazen üstat derken bile sanki Sezai Karakoç demenin daha doğru olacağına inanıyorum çünkü üstat kelimesiyle beraber mütefekkir, şair, düşünce adamı, yenileyici demek. Ben de dahil olmak üzere günümüzdeki şairlerin, yazarların, sanatçıların, üniversiteli öğrencilerin, akademisyenlerin, herkesin beslendiği bir kaynaktır” açıklamasında bulundu.
"Şeb-i Yelda ve Sezai Karakoç’un aynı anda telaffuz edilmesi de manidar"
Sezai Karakoç’un “Dua” ve “Mona Rosa” adlı şiirini seslendiren karikatürist ve bestekar Abdülbaki Kömür, “Sezai Karakoç, Türkiye’de fikir dünyasının önemli isimlerindendi merhum, Allah rahmet eylesin. Bizim üzerimizde de çok büyük emeği var. Onun anısına böyle bir gecenin tertip edilmesi, böyle bir etkinliğin tertip edilmiş olması takdire şayan. Bu noktada Esenler Belediyemizi tebrik ediyoruz. Şeb-i Yelda ve Sezai Karakoç’un aynı anda telaffuz edilmesi de manidar, çünkü gece insanın kendi kendine kaldığı, kendi iç dünyasını sorguladığı zaman dilimidir. Çünkü diriliş kendi şahsınızda başlar. Siz diriltmiyorsanız kimi dirilteceksiniz” dedi.
Sezai Karakoç kimdir?
Sezai Karakoç 1933 Diyarbakır Ergani doğumlu Türk şair, yazar ve siyasetçidir. Pek çok eseri ve şiiri bulunmaktadır. 22 Ocak 1933 doğumlu olan Sezai Karakoç Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde doğmuştur. Çocukluğu doğduğu ilçe olan Ergani'de geçmiştir.
Sezai Karakoç kaç yaşında vefat etti?
88 yaşında (1933–2021)
Sezai Karakoç Mona Rosa şiiri
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karsi kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavsanlar daga
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yagmur igri igri düser topraga
Ulur aya karsi kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakisin ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Acma pencereni perdeleri çek..
Zeytin agaçlari sögüt gölgesi
Bende çikar günes aydinliga
Bir nisan yüzügü, bir kapi sesi
Seni hatirlatiyor her zaman bana
Zeytin agaclari, sögüt gölgesi
Zambaklar en issiz yerlerde açar
Ve vardir her vahsi çiçekte gurur
Bir mumun ardinda bekleyen rüzgar
Isiksiz ruhumu sallar da durur
Zambaklar en issiz yerlerde acar.
Sezai Karakoç sözleri;
En güzel Sezai Karakoç sözleri;
- Yüksel bir kere daha ey ahir zaman ezanı.
- Düşüşün tadını almayan insan! Senin yücelerin serinliğinden, arılığından ne haberin vardır? Ey yükseklerden büyük seslerle düşen şu, bu yalçın kayalara bir şelale borçlu olduğunu biliyor musun?
- Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter.
- Çiğ düştü göklerden ve bir bahar günü doğdun sen.
- İyi ki bilmiyor kalabalıklar, yağmura bakmayı cam arkasından. İnsandan insana şükür ki fark var.
- İslâmda, âdeta, nimet, emek için değil, emek, nimet içindir.
- İnancın yarısı utançtır. Her şeyi tam olsa da utancını yitirmiş bir medeniyet, sağlıksızdır.
- Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin.
- Hayatı da şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve karşı savaşlar, baş kaldırmalar.