Pillerin sonu geliyor: İç mekan ışığından enerji üreten hücre geliştirildi! Büyük gelişme
Bilim insanları, yalnızca iç mekân ışığından enerji toplayarak klavye, alarm ve sensör gibi cihazları piller olmadan çalıştırabilecek perovskit tabanlı güneş hücreleri geliştirdi. Heyecan veren büyük gelişme.
Araştırmacılar, yalnızca iç mekândaki aydınlatmadan enerji toplayarak klavye, alarm cihazları ve sensörler gibi aygıtları piller olmadan çalıştırabilecek yeni bir güneş enerjisi teknolojisi geliştirdi.
Yeni bir çalışmaya göre, çok sayıda kişisel ve ev tipi cihaz bir gün piller olmadan çalışabilecek. Bunun nedeni, iç mekân ışığından enerji toplayabilen yeni güneş hücrelerinin geliştirilmiş olması.
Araştırmacılar, güneş hücrelerinde perovskit adlı maddeyi kullandılar. Bu madde zaten başka güneş hücrelerinde de kullanılıyor ve silikon temelli geleneksel panellere kıyasla belirgin avantajlar sunuyor. Live Science’ta yer alan ve Advanced Functional Materials dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, perovskit düşük enerjili ortam ışığını geleneksel yöntemlere göre daha verimli şekilde emiyor ve bu da onu iç mekân kullanımı için ideal hale getiriyor. Ayrıca, geliştirilen yeni perovskit hücrelerin silikon tabanlı güneş pillerine göre altı kat daha verimli olduğu bulundu.
Çalışmaya katılan araştırmacılardan Mojtaba Abdi Jalebi, şunları söyledi:
“Perovskit türevli güneş pilleri, uzun vadede pillerin yerini alabilecek, daha sürdürülebilir ve uygun maliyetli bir alternatif sunuyor. Bugün milyarlarca küçük enerji gerektiren cihaz pil değişimine bağımlı ve Nesnelerin İnterneti büyüdükçe bu sayı daha da artacak.”
Jalebi ayrıca, mevcut iç mekân ışığını toplayan güneş pillerinin hem pahalı hem de verimsiz olduğunu belirterek, “Özel olarak tasarlanmış perovskit güneş pillerimiz, ticari hücrelerden çok daha fazla enerji toplayabiliyor ve diğer prototiplerden daha dayanıklı” dedi.
Perovskit, silikon temelli malzemelere kıyasla açık avantajlara sahip olduğu için güneş panellerinde giderek daha yaygın bir hâle geliyor. Ancak vaatlerinin yanında dayanıklılık ve uzun ömürlülük sorunları da mevcut. Kristal yapısındaki küçük kusurlar elektronların sıkışmasına yol açarak elektrik akışını engelliyor ve zamanla malzemenin daha hızlı bozulmasına neden oluyor.
Bu sorunu çözmek için araştırmacılar yeni çalışmada bir dizi kimyasal karışım kullandı. Bu karışımda:
Rubidyum klorür, kristallerin daha homojen büyümesini teşvik etti ve kusur yoğunluğunu azalttı.
Ayrıca N,N-dimetil oktil amonyum iyodür (DMOAI) ve feniletil amonyum klorür (PEACl) adlı iki organik amonyum tuzu kullanıldı. Bu bileşenler iyodür ve bromür iyonlarını stabilize ederek ayrışmalarını engelledi.
{relation id:1950106 slug:'mustafa-bilim-ve-teknoloji-odulleri-8-eylulde-sahiplerini-bulacak'}