• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

'ÖSYM Başkanı görevden alınma yerine görevden uzaklaştırılabilir miydi?'

Yeniakit Publisher
2022-08-08 10:30:00 -
'ÖSYM Başkanı görevden alınma yerine görevden uzaklaştırılabilir miydi?'

ÖSYM’nin yeni Başkanı Bayram Ali Ersoy, 31 Temmuz’da yapılan Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) oturumlarının iptal edildiğini açıkladı. İktidardan muhalefete her kesimden siyasetçi, yazar, çizer ve düşünür bu konuda yazdı, çizdi ve konuştu. Yenişafak Gazetesi Yazarı Ahmet Ünlü konuyu farklı boyutlardan ele alarak açıkladı.

ÖSYM’nin yeni Başkanı Bayram Ali Ersoy, 31 Temmuz’da yapılan Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) oturumlarının iptal edildiğini açıkladı. İktidardan muhalefete her kesimden siyasetçi, yazar, çizer ve düşünür bu konuda yazdı, çizdi ve konuştu. Yenişafak Gazetesi Yazarı Ahmet Ünlü bugünkü 'ÖSYM, sınavlar, muhalefet ve çıkarılacak dersler' başlıklı köşe yazısında konuyu farklı boyutlardan ele alarak açıkladı. İşte o yazı:

ÖSYM tarafından yapılan açıklamaya göre 2020 KPSS sınavına başvuran toplam aday sayısı 1 milyon 398 bin 728 kişiyken adaylardan 93 bin 53›ü sınava katılım sağlamamıştı. 2022 yılında yapılan KPSS’ye kaç kişinin katıldığına ilişkin resmi bir açıklama bulunmasa da sınava katılanların 1,5 milyondan fazla olduğunu söyleyebiliriz.

Dolayısıyla bu konuda konuşan yetkililerin ve siyasetçilerin çok dikkatli olması gerekiyor. Çünkü her açıklama milyonlarca kişiyi ilgilendiriyor. Yani adayları ve ailelerini panikletecek açıklamalardan kaçınılması gerekiyor. Ancak siyasetin doğası gereği, insanların hayallerinden nasıl bir rant çıkarırım mantığı ile iktidara saldırarak adaylar panikletilmekte ve kurumlar yıpratılmaktadır. Halbuki yıllar önce de sınav iptalleri yaşandı. Önemli olan, zamanında olaylara müdahale edilerek en az hasarla çıkılmasının sağlanması ve sorumluların cezalandırılmasıdır.

DDK sınavla ilgili yaptığı açıklamalarla takdir topladı

Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Yunus ARINCI, yerinde ve zamanında yaptığı açıklamalarla soruşturmanın güvenliğini zedelemeden kamuoyunu ve adayları bilgilendirdi. Bu yaklaşımın takdire şayan olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.

Milyonlarca insanı doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren bir konuda en yetkili ağızdan yapılan bilgilendirme, kamuoyunun yanlış yönlendirilmesini önleme açısından son derece önemliydi. Nitekim DDK Başkanı ARINCI’nın yaptığı açıklamalar ilgiliyle takip edildi ve takdirle karşılandı.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Muhalefet yaptığı sorumsuz açıklamalarla sınıfta kaldı

Muhalefet cenahından yapılan açıklamalar gösterdi ki milyonlarca insanı ilgilendiren bir konuda yerli yersiz, lüzumlu lüzumsuz ve sorumsuzca yapılan açıklamalar bu kadar da olmaz dedirtti. Halbuki siyaset cenahından yapılan açıklamalarda adayları panikletme yerine ilgililerle temas kurularak kamuoyu doğru bilgilendirilebilirdi. Ancak siyasi rant uğruna konunun detayları bilinmeden iktidarı nasıl yıpratırım mantığıyla hareket edilerek peş peşe açıklamalar yapıldı. Daha vahimi ise kısa süre önce sorumluluk mevkiinde olan insanların yaptığı açıklamalara bakınca bu kadar da olmaz dedirtiyor.

Hatta daha önce Başbakanlık mevkiinde bulunmuş insanların dahi sorumsuzca ve kurumları yıpratma pahasına yaptığı açıklamaları görünce siyasi hırsların insanları ne hale getirdiği daha iyi anlaşılıyor.

ÖSYM Başkanı görevden alınma yerine görevden uzaklaştırılabilir miydi?

Görevden alınan ÖSYM Başkanı, KPSS ile ilgili iddialar sonrasında hemen görevden alındı. Soruşturmanın selameti açısından görevden uzaklaştırma tedbiri de alınabilir, soruşturma sonucunda görevden alınıp alınmayacağına karar verilebilirdi. Elbette bu durum bir tercihtir.

Ancak, görevden uzaklaştırma tedbiri kullanılarak görevden alınma soruşturma sonucu beklenmiş olsaydı kamuoyu tepkisi kontrol edilemez bir noktaya gelebilirdi. Bize göre de görevden alma işlemi son derece yerinde olmuş, Başkan ve ÖSYM gereksiz yere daha fazla yıpratılmamıştır.

Aksi takdirde sürekli olarak gereksiz tartışma yaşanacak ve kurumlar yıpranacaktı. Ancak, muhalefet uğruna bu konu dahi polemik ve eleştiri konusu yapılmıştır. Niçin hemen görevden alındı, soruşturma kapatılmaya mı çalışılıyor, soruşturmanın sonuna kadar niçin beklenilmedi gibi birçok eleştiri yapılmıştır. Elbette kurumlara ve kişilere itibar suikastı yapılmadan yapılacak seviyeli eleştiriler son tahlilde faydalıdır. Ancak yapılan eleştirilere bakıldığında kurumların ve kişilerin itibarının yıpranıp yıpranmadığına hiçbir şekilde dikkat edilmediği görülüyor.

ÖSYM siyaset uğruna yıpratılmamalıdır

Her kurumda yanlış ve hata yapanlar olabilir. Hele hele bazı kurumlarda risk daha fazladır ve bu kurumların yapma lüksü yoktur. Yıllarca sınav yapan bir kurumda da birilerinin ihmali, kusuru veya kastı ile yanlış yapan insanlar çıkabilir, nitekim daha önceki yıllarda da çıkmıştı. Vurun abalıya mantığıyla hareket edilerek kurumlar yıpratılmamalıdır. Elbette sorumlular mali ve cezai yönden hak ettikleri cezayı çekeceklerdir. Daha soruşturma tamamlanmadan kurumlar acımasızca yıpratılırsa sınava girecek adaylar ümitsizliğe kapılır ve her halükarda haksızlığa uğradığını düşünürler. Buna kimsenin hakkının olmadığını düşünüyoruz.

Sonuç olarak, yapılan sınavın maliyetinin yüksekliği düşünüldüğünde sınav iptaline sebep olanların mutlaka ortaya çıkarılacağını ve başlarının çok büyük dertte olduğunu söyleyebiliriz.

ÖSYM hala güvenilir bir kurumdur

Milyonlarca adayın geleceğini şekillendiren sınavları yapan ÖSYM, hala ülkenin en itibarlı ve gözde kurumlarından birisidir. Bu kurum yılardır varlığını sürdürmektedir. Burada yapılan sınavlarla ilgili oluşturulacak şüpheler bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. İktidarı yıpratma uğruna ÖSYM’nin yaptığı sınavlarla ilgili şüphe uyandırmak ahlaki değildir. Bu kurum sadece iptal edilen KPSS sınavını yapmadı. ÖSYM’nin sınav takvimine bakıldığında milyonlarca insanın katıldığı başka sınavlar da yaptığı ve alnının akıyla bu sınavlardan başarıyla çıktığı görülecektir. Dolayısıyla yapılan hatalardan ders çıkarılarak yola daha temkinli devam edilmesi ve yapıcı eleştiriler yapılması gerekmektedir.

Ayrıca, yaşananlardan iktidarıyla muhalefetiyle nasıl dersler çıkarılacağı üzerinde durulmalı, çürük elmalar ayıklanmalı ve sınav güvenliğinde daha sıkı tedbirler alınmalıdır. İnsanların olduğu her yerde hata, kusur, ihmal veya kasıt olabilir. Önemli olan hata, kusur, ihmal veya kasıt unsurlarını ortadan kaldıracak tedbirleri almaktır.

Bürokratlar bir varmış bir yokmuş kuralını iyi düşünmelidir

Çok kritik kurumların başında bulunanlar ÖSYM Başkanı’nın başına gelenlerden gerekli dersleri çıkarmalıdırlar. Bu nedenle;

1- Makamların ayakta durulan yer olduğu ve bir varmış bir yokmuş kuralına kurban gidileceği hiçbir zaman unutulmamalıdır.

2- Daha önce bulunulan koltuklarda kimlerin oturduğu iyi düşünülmeli ve hatırdan çıkarılmamalıdır.

3- Her gün aranıp sorulurken bir anda milyonlarca kişinin hedefi haline gelinebileceği unutulmamalıdır.

4- İnsanlar sizi arayıp sormaktan çekinebilir, sokakta tek başınıza dolaşamaz hale gelebilirsiniz. Bu nedenle oturulan koltuklardan her an kalkılacağı unutulmamalı ve ona göre iş ve işlemler yapılmalıdır.

5- İleride baş ağrıtacak işlemleri anı kurtarma adına yapmaktan kaçınılmalı, oturulan koltuklardan zamanı gelince kalkılacağının bilinciyle hareket edilmelidir.

6- Her makamın aynı zamanda sorumluluk gerektirdiği ve zamanı gelince de hesap verileceği unutulmamalıdır.

7- Kurumların en riskli alanları ile en zayıf noktaları analiz edilerek gerekli tedbirler alınmalıdır. Tek kelimeyle özetlemek gerekirse, hesap günü unutulmamalıdır.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

aaaa

beceriksiz adam gorevde kalamaz..acitasyona gerek yok.. yoksa sizde fetocusunuz

Abdullah

Sayın yazar... ÖSYMde kızıl bir yapılanma var. Eskiden yüzde yüz idi. Şimdi yüzde 85 civarı. CB nın atadığı hoca en az iki yıl sistemi anlamakla geçiriyor. Tabiri caizse bunlarla uğraşmayayım deyip iader yolunu seçiyor. Ama ipleri alayım elime dediğinde; o yapı duruma alışık, içlerin bir kaç kişiyi kurban edip yola devam ediyorlar. CBnın yapması gereken Devlet Sınav Yönetim Merkezi Kurup, onları kendi pilikleri ile başbaşa bırakmak. ÖSYM ile yoğun işbirliği olan özel şirket METEKSANın bağlantıları, çalışanları (ÖSYMden emkeli olanlarla yada yakınları ile dolu imiş iddiası) işi için özel denetim yapılmalı. Orada görev yapıp gönderilen üst düzey birisi demişti, DEVLET DERHAL 80li YILLARDAN BU YANA HEM ÖSYMde, hem de METEKSANda ÇALIŞANLARIN YAKINLARININ HANGİ ÜNİVERSİTELERE YERLEŞTİĞİNİ SORUŞTURMALI. Dahası lise başarıları ile aldıkları sınav sonuçları karşılaştırılmalı. demişti. Durum görünenden çok derin gibi.. Çok devasa paralar döndüğü için ÖSYM derin bi şekilde araştırılmalı. Geriye doğru araştırılmalı. Gelelim Halis AYGÜNe, u hoca göreve geldikten bir süre sonra ÖSYM ve YÖK çalşıanlarına göz kırpmak için görev standartları yönetmeliğini iptal etti. Yağlı Şehir dışı ve bazı şehir içi BSSY Görevlerini istediği gibi arpalık olarak ÖSYM ve YÖKün sınavlarla alakası olmayan memur vb dağıttı. O yönetmelikte görev dağıtımı belli prosedürle Önce akademik personele, ardından öğretmenlere vs bi adalet vardı. Onun için Halis hoca da önceki başkanlar gibi tahminen oradaki yapıyla uyumlu olayım diye başladı. Bi süre sularına gitti. Tahminen bir iki stratejik noktayı değiştirmeye kalktı. Diğer başkanlara yapılan ona da yapıldı. Sistemsel soru hatası, yok yanlış hesaplama, yok kitapçığın biri bilmem nereden kalmış vb. hatalar bomba gibi medyaya sızdırılır. Olacağı da yazayım ben size; Orada bilgisayar programcılarından (ki hatayı yapanlar da onlardır) üç kişiyi görevden alacaklar. Konu kapandı. Daha önce benzer görevden alınanlar ne iş yapıyor devlet araştırsın. Tahminen şuan malum yapı onları koruyordur. Belki de meteksan da çalışıyorlarsa hiç şaşırtmam... Ha bu arada ÖSYM yerine yeni bir kurum ihdasında eleman çok. Hiç korkmasınlar. Selamla ...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23