• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Öcalan'dan sürenin dolmasına 1 gün kala SDG’ye çağrı: Anlaşmaya uyun!

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi:
Öcalan'dan sürenin dolmasına 1 gün kala SDG’ye çağrı: Anlaşmaya uyun!

Terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan, PKK’nın Suriye yapılanması YPG/SDG’ye Suriye ordusuna entegre olması için yıl sonuna kadar verilen sürenin dolmasına 1 gün kala SDG’ye çağrı yaptı. Öcalan, "SDG ile Şam arasında 10 Mart'ta imzalanan mutabakat, halkların kendi kendini bir arada yönetebileceği demokratik bir siyasal modeldir. Mutabakatın uygulanması, süreci rahatlatacak ve hızlandıracaktır" dedi.

DEM Parti, kendisini fesheden terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın Terörsüz Türkiye süreci ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) hakkında değerlendirme yaptığı yeni yıl mesajını paylaştı.

Öcalan mesajında, "Suriye'de ortaya çıkan kaotik tablo da demokratikleşme ihtiyacının açık bir yansımasıdır. SDG ile Şam yönetimi arasında 10 Mart'ta imzalanan mutabakat çerçevesinde dile getirilen temel talep, halkların kendi kendini bir arada yönetebileceği demokratik bir siyasal modeldir. Bu yaklaşım, merkezi yapıyla müzakere edilebilir demokratik bir entegrasyon zeminini de içinde barındırmaktadır. 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanması, süreci rahatlatacak ve hızlandıracaktır. Türkiye'nin bu süreçte kolaylaştırıcı, yapıcı ve diyaloga açık bir rol üstlenmesi hayati önemdedir. Bu hem bölgesel barış açısından hem de kendi iç barışını güçlendirmesi bakımından da kritik bir öneme sahiptir" ifadesini kullandı.


BU BİR TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUK

Öcalan'ın mesajında, şu ifadelere yer verildi: "Yeni bir yıla girerken, geçtiğimiz yüzyıl boyunca emperyalist saldırılar ile iç içe gelişen milliyetçiliğin Ortadoğu'yu nasıl derin çatışmalar, yıkımlar ve toplumsal yarılmalarla karşı karşıya bıraktığını tekrar hatırlamak zorundayız. Bugün bölgede yaşanan mezhepçilik ve etnik milliyetçiliklerin tümü, köklerini bu yakın ve acı dolu tarihten almaktadır. Ne yazık ki hegemonik sistemin 'böl, yönet ve tahrik et' stratejisi farklı biçimler altında sürdürülmektedir.

Tam da bu nedenle zorluklara rağmen geliştirdiğimiz Barış ve Demokratik Toplum perspektifi yalnızca bir tercih değil, tarihsel bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır. Eğer doğru ve anlaşılır değerlendirilirse bu perspektif yeni çatışmaların önüne geçebilecek, halkların birlikte, eşit ve özgür yaşamını mümkün kılabilecek bir panzehirdir. Önümüzdeki dönemde temel sorumluluğumuz, kısa sürede ortaya çıkabilecek yeni bir çatışmayı engellemek ve telafisi mümkün olmayan sonuçların önüne geçmektir.”


MUTABAKATI UYGULAYIN

“Orta Doğu'da derinleşen krizler ve politik çatışmalar, binlerce yıldır süregelen despotik, iktidar odaklı devletçi uygarlık anlayışının tıkanmasının ve sürdürülemezliğinin kaçınılmaz sonucudur. Bu krizlerin merkezinde yer alan Kürt meselesinin çözümü ise, ancak toplumsal barış ve demokratik uzlaşı ile mümkündür. Sorunun çatışma, savaş, askeri ve güvenlikçi yöntemlerle değil; halkların iradesini esas alan demokratik bir zemin üzerinden ele alınması hayati önemdedir. Unutmamak gerekir ki kadın özgürleşmeden toplumun özgürleşmesi mümkün değildir. Erkek egemen zihniyet çözülmeden savaş kültürü sona ermez, barış kalıcı hale gelemez. Suriye'de ortaya çıkan kaotik tablo da demokratikleşme ihtiyacının açık bir yansımasıdır. Yıllarca süren tekçi, baskıcı ve kimlikleri inkâr eden yönetim anlayışı; Kürtlerin, Arapların, Alevilerin ve tüm halkların özgürlük ve eşitlik talebini daha da güçlendirmiştir. SDG ile Şam yönetimi arasında 10 Mart'ta imzalanan mutabakat çerçevesinde dile getirilen temel talep, halkların kendi kendini bir arada yönetebileceği demokratik bir siyasal modeldir. Bu yaklaşım, merkezi yapıyla müzakere edilebilir demokratik bir entegrasyon zeminini de içinde barındırmaktadır. 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanması, süreci rahatlatacak ve hızlandıracaktır. Türkiye'nin bu süreçte kolaylaştırıcı, yapıcı ve diyaloga açık bir rol üstlenmesi hayati önemdedir. Bu hem bölgesel barış açısından hem de kendi iç barışını güçlendirmesi bakımından da kritik bir öneme sahiptir.”

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Cabbar

Sanki Türkiyeyi bu namusuz apo yönetiyor. Türk devleti her konuda gevşek pasif ve gerekeni anında yapmıyor. Sdg 150.000 kişilik terör ordusu kurarken mehtabı seyrettik. Abd ab ve İsrail on binlerce tır dolusu silahları verirken gıkımız çıkmadı. Ya bilinçli yapıyoruz yada ayakta uyuyoruz.

pkk apo dem <<mhp akp <<Şara <<boş konusanlar

apo zanediyorki berabaer havuzda yüzdüğümüz abdi(görselere bakablirsiniz arama motorunda) zannediyor<< atadığı abdi artık amerika ve israilin mossadın elinde onlar ne derse onu yapıyor <<israilin suriyede işi bitmedi daha ona az işi kaldı abdiyi zaten değiştirecek abdi apo gibi ermeni asıllı kürt <<israil mossad yerine yahudi asıllı barzani dostu bir kürdüd sdg basına gecirecek not??? ne türkiye ne şam mudahale edemez ettiği anda israil ucakalrı vyuracak israil gazeteleri yazıyor haberiniz olsun
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23