Tarihçi Mustafa Armağan'ın, "Osmanlı’da bilim var mıydı?" başlıklı yazısı...
Ne demişti Prof. Dr. Fuat Sezgin:
“İşin ilginç tarafı, Müslümanların tarihte ne kadar büyük yerleri olduğuna önce Müslümanları inandıracaksın. Bu da işimizin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.”
Bir başka profesör, merhum Necmettin Erbakan ise şunları demişti 1977 yılında:
“Defterdar dokuma fabrikaları (Feshane) bundan 150 sene önce yapılmıştır. O tarihte İngiltere’de yapılan fabrikaların dört misli büyüklüktedir. Modern sanayi İngiltere’de doğdu diyorsanız sizin yaptığınız o tarihteki dokuma fabrikalarını getirin, bizim yaptığımızı yan yana kuralım, aradaki farka bakınız. Şimdi biz bugün ‘İyi, yaşasın, dört misli fazla (büyük) yapmışız’ diye seviniyoruz. Halbuki 150 sene önce İngiltere böyle bir fabrika yaptığına göre, elbette Osmanlı İmparatorluğu’na bunun 4 mislini yapmak yakışır diye herkes düşünüyor (olmalı). Onun için kendimizi ıslah etmeye mecburuz. Onun için üzerimizde yapılmış olan yanlış propagandaları silmeye mecburuz.”
Şimdi Osmanlı’da bilimin 19. asırda ne durumda olduğuna bir misal olmak üzere Hekimbaşı Mustafa Behcet Efendi’nin hayatına göz atalım.
...YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...