• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Mahmud Abbas: Çağımızın en uzun askeri işgaline son verme zamanı gelmedi mi?

Yeniakit Publisher
2019-11-30 13:06:00 -
Mahmud Abbas: Çağımızın en uzun askeri işgaline son verme zamanı gelmedi mi?

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, BM Filistin Taksim Planı kararının yıldönümü vesilesiyle birçok önemli isme açık mektup gönderdi.

Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü'ne de denk gelen mektupta; Filistinliler olarak ‘barışı' koruduklarını belirten Abbas, ‘'baskı, zulüm ve işgali'' reddettiklerini vurguladı.

Filistin Devlet Başkanı mektupta şu ifadelere yer verdi:

“Filistin halkı yetmiş yılı aşkındır birçok afet ve felaket yaşadı. Tarihini, vatanını ve kutsallarını savunmak için fedakârlıklarda bulundu, evsiz kaldı, tutuklandı, şehit oldu, nice acılar çekti ancak yine de direnişten ve uluslararası meşruiyeti olan davasından vazgeçmedi. Öte yandan işgalci İsrail Devleti, Oslo anlaşmasından bu yana oyalama taktiğine başvuruyor. Bununla da yetinmiyor ki İsrail Başbakanı iki devletli çözümü reddettiğini açıkladı. İsrail işgal ettiği topraklarımızda genişlemeye ve yerleşim yerlerini arttırmaya devam ediyor, ırkçı kanunlar çıkarıp Başkentimiz Doğu Kudüs'ün kimliğini ve çehresini değiştirmek için adımlar atıyor. Gazze'yi abluka altına alıp Filistin'den ve dünyadan izole ediyor. Ekonomimizi boğmaya çalışıyor, paramıza korsan operasyonlar yapıyor, kaynaklarımızı yağmalıyor. Kendisiyle yapılan tüm siyasi, ekonomik ve güvenlik anlaşmalarını ihlal ederek görmezden geliyor.''

ABD yönetimini de eleştiren Abbas;

 “Bu yönetim bir kez daha uluslararası hukuku ihlal etti ve dürüst bir aracı olmadığını kanıtladı. İki hafta önce dışişleri bakanı, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere işgal altında bulunan Batı Şeria'daki İsrail yerleşimlerinin ‘'uluslararası hukuka aykırı olmadığı'' yönünde bir açıklamada bulundu. Bu açıklamayı şiddetle reddediyoruz ki uluslararası toplum da bunu reddediyor. Böylesi bir açıklamayı, Güvenlik Konseyi kararları, başta 2334 sayılı karar olmak üzere uluslararası hukuka ve uluslararası meşruiyet kararlarına aykırı olan ve meşru olmayan bir beyan olarak addediyoruz. ABD devletinin bu tür yasadışı ifadeleri ve kararları, İsrail hükümetini, işgalini sürdürmesi ve yasadışı yerleşim yerlerini arttırması, Roma Statüsü ve uluslararası meşruiyet kararları doğrultusunda suç işlemesi için teşvik edici mahiyettedir.''
ÖNE ÇIKAN VİDEO

“Çağımızın en uzun askeri işgaline son verme zamanı gelmedi mi?” diye soran Abbas, “Filistin halkının da diğer halklar gibi, kendi bağımsız ve egemen devletlerine sahip olmaya hakkı yok mu? 1948'de evlerinden kovulan mülteci oğullarının ve kızlarının çektiği acılara son verme zamanı gelmedi mi?'' ifadelerini kullandı.

Dün Filistin kentlerinde Filistin Taksim Planı Kararlarını anmak için çok sayıda faaliyet gerçekleştirildi. Bu faaliyetler kapsamında Ramallah'a, 350'den fazla Yahudi barış aktivistinin olduğu büyük bir İsrail heyeti geldi.  Heyet, Fetih Merkez Komitesi genel sekreteri Cibril Racub, merkez komite üyesi, İsrail toplumuyla iletişim sorumlusu Muhammed Medeni ve diğer yetkililer tarafından karşılandı.

Barış aktivisti İsrailliler, işgalin sonlandırılması, Filistin devletinin kurulması ve barışın gerçekleştirilmesi için çabaların yoğunlaştırılması gerektiğini vurguladı. Müzakerelerin durdurulmasının sorumluluğunu Binyamin Netenyahu'nun önderliğindeki sağcı partilere yükleyen heyet, İsrail devletinin barış için muhatap bulunmadığı yönündeki iddialarını da şiddetle reddederek, Filistin hükümeti ve Mahmud Abbas'ın, bahanelere sığınmayıp, barışı gerçekleştirmek isteyenler için gerçek bir muhatap olduğu yönünde beyanda bulundu.

29 Kasım 1947'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından yayınlanan 181 sayılı karar, Taksim ‘bölünme' kararı olarak biliniyor. BM Genel Kurulu'nun ortaya koyduğu Paylaşım Planı kapsamında, İngiliz manda rejiminin sona ermesiyle birlikte Filistin toprakları üzerinde birisi Arap (% 67),  diğeri Yahudi (% 33) olmak üzere iki bağımsız devletin kurulması öngörülüyordu. Kudüs ve civarındaki bölgelerin ise BM Vesayet Konseyi'nin himayesinde olması planlanıyordu.

İsrail İşgalinin Genişlemesiİsrail kendi payının yanı sıra o zamanlar kurulmamış olan Filistin topraklarının geniş alanlarını işgal etti ve tarihi Filistin topraklarının yüzde 78'ini kontrolü altına aldı. İsrail 1967'de ise Filistin bölgesinin geri kalanını işgal etti. Aynı yıl 242 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı İsrail'i işgal ettiği bölgelerden geri çekilmeye çağırdı. İsrail, elli iki yıl geçmesine rağmen ilgili kararı uygulamayı reddederek, Kudüs ve Batı Şeria'yı işgal etmeye, Gazze Şeridi'ni kuşatmaya devam ediyor.

İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü FKÖ arasında 1993'te Oslo Anlaşmasının imzalanmasının ardından, Filistin topraklarındaki bazı bölgeler Filistin Ulusal Otoritesi'nin önderliğinde özerkliğe kavuştu. Oslo anlaşması, 1999 sonunda Filistin devletinin kurulmasını öngörüyordu ancak bu henüz gerçekleşmedi.

İsrail Devleti iki devletli çözüm önerisine yanaşmıyor ve yaklaşık 27 bin kilometre kare olan tarihi Filistin topraklarının % 85'ini kontrol altında tutuyor.

1977 yılından beri 29 Kasım Birleşmiş Milletler “Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kutlanıyor.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

halil eren

seni arap birliğine havale ediyoruz..burada gündemi meşgul etme..geçti o günler sür eşşeği arap birliğine..

Ke-mal

Bu adamcık degilmiydi bizim barış pınarı harekatından rahatsız olan ? Cokta TIN yani, daha osmanlı ya ediğinizi bi cekin
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23