Fikirde Mücadele Platformu Başkanı Kürşat Mican Akit’e yaptığı açıklamada, LGBT sapkınlarının propagandalarının yasaklanması gerektiğini söyledi. Çukurlaşmış sosyal medya mecralarından Tiktok’un da gençleri mahvettiğini belirten Mican, “Artık buna bir filtrelendirme sistemi, koruyucu bir önlem alınması gerekiyor. Bunu da devletin yapması lazım” dedi.
LGBT sapkınlığı her geçen gün yaygınlaşmaya devam ediyor. Özellikle dışarıdan aldıkları desteklerle bu kirli akımı büyütmeye, çoğaltmaya çalışanlar var. Bu hususta duyarlı sivil toplum örgütlerinin de politika geliştirerek bu rezilliğe dur demesi gerekiyor. Fakat henüz istenilen düzeyde bir çalışma yapıldığı söylenemez. Bugün gerekli çalışmalar yapılmazsa yarın çok geç olabilir. Nesilleri ifsad edenlere karşı birlik ve beraberlik içinde mücadele etmemiz gerekiyor. Bu noktada Fikirde Mücadele Platformu sahaya inerek gerek akademik çalışmalar yapmakta gerekse halkı uyandırma noktasında sosyal faaliyetlere imza atmakta. Biz de LGBT terörünü ve yapılması gerekenleri Fikirde Mücadele Platformu Başkanı Kürşat Mican ile konuştuk.
LGBT sapkınlığı dünyada ne dereceye ulaştı?
Şu an da bakıldığı zaman LGBT örgütü dünyada çığ gibi büyüyor. Malum, bunun başladığı yer Amerika. Amerika ve Birleşmiş Milletler, bunu ciddi manada destekliyor. Hollanda başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde yayılımını had safhaya getirdiler. Bunu gören Rusya, Macaristan, Polonya ve buna benzer ülkeler bu propagandaları 100 yıl süreyle yasakladılar. Ülkemizde geçmiş dönemde çok ciddi çalışmalar oldu ama reklamlarını, propagandalarını istedikleri düzeye getiremediler. Ancak son 15 yıl içerisinde hem bu sapkın yaşantıyı yaygınlaştırdılar hem de propaganda boyutunda sinema/dizi, sosyal medya ve dergi vs. bu akışlarda ciddi yol kat ettiler.
“LGBT’liler Soros Vakfı’nın öncülüğünde, üniversitelerde birçok kulüpler kurdular"
Ülkemizde de ciddi manada yaygınlaştı değil mi?
Eskiden bu sapkın akım Taksim civarında varken bunlar orada lezbiyenliğini, biseksüelliğini, geyliğini yaşıyordu. Şu an da ciddi manada Türkiye’nin genelinde yayılmış durumda. Özellikle Soros Vakfı’nın öncülüğünce, Açık Toplum Vakfının Türkiye’deki desteğiyle birlikte üniversitelerde birçok kulüpler kurdular. Üniversitelerde kurmuş olduğu kulüpler aracılığıyla gençliğe derin boyutlarda sirayet etti. Gençlik bu akıma kapılmış durumda. Şöyle söyleyebiliriz bugün muhafazakâr bir öğrenciye LGBT örgütü hakkında soru yönelttiğimiz zaman şunu söylüyor “Saygılı olmak lazım, Onlar çok iyi insan” diyor.
Onlar iyi insan dedirterek normalleştirmeye çalışıyorlar diyebilir miyiz?
Evet. Bunu nasıl ön plana çıkarıyorlar? Tabii, bu cümleyi kurmak bile onlara yönelik, Allah muhafaza imandan olabilirsin. Çünkü Allah’ın ve Peygamberlerin lanetlediği bir fiili bunlar yaşıyorlar. Özellikle bunu normalleştirmek için dimağlara yerleştirdiler. Reklam, propaganda dediğimiz şey bu. Yani, normalleştirdiler. Aleni bir şey olmaktan çıkardılar. Haliyle normalleştiği için de biz onu çok rahat bir şekilde, “Bunlara saygılı, hoşgörülü olmak lazım” diyebiliyoruz.
Bu gidiş nereye pekiyi? Kimler destekliyor bunları?
Bu ifadeyi bize şu aşamada dedirttiklerine göre şunu düşünüyorum 5-10 yıl sonra bu sapkın akım Türkiye’nin tamamını ele geçirmiş olacak. Olaya şöyle bakıyorum açıkçası küresel güçlerin taşeron çeteleri. Az önce Soros Vakfı ve Açık Toplum Vakfı’nı saydık, daha bunlara benzer bir sürü vakıf ve STK’lar var. 80’e yakın böyle organizasyon var. Sırf bizim kültürümüzü, inançlarımızı erozyona uğratmak için bunlar çok ciddi manada faaliyet gösteriyor. Yani yıkım ekibi.
Neyi hedefliyorlar?
Türk milletini ayakta tutan en önemli müessese aile müessesesidir. Aile müessesinin tüm bağlarını kopartıp tamamen çözülmüş darmadağınık bir aile istiyorlar. Birbirine destek ve sahip çıkmayan bir aile istiyorlar. Hedonizm akımını çok yaygınlaştırmaktadır.
Bunun yanında lezbiyenlik, kadın kadına ilişki ve erkek erkeğe ilişki, bunların yasal olmayan evlilikleri Türkiye’de yasal olmayan şekilde yapılıyor. Şu an da geylerin 27. evliliği oldu. Ama gizli bir şekilde.
Bu sapkınlığa karşı aileler nasıl davranmalı? Ailelere neler önerirsiniz?
- Özellikle aileler kendileri bilinçlendirmeli. Çocuklarını kontrol etmesi lazım. Çocuklarını çok başıboş, özgür bırakmaması lazım. Benim çocuğum yapmaz diye bir şey yok. Yapabilir. Biz bunları gördük.
Bir yıl önce benim çok iyi bir tanıdığım muhafazakar bir aile, dediği şu: “Benim kızım şu an da çok büyük bir felaket içerisinde. Bu sapkınları bize övüyor” sapkınların bu LGBT örgütünün kimseye zararının olmadığının, çok iyi insanlar olduğunu ifade ediyormuş.
Parantez içerisinde söylüyorum yine herkes iyi bilsin. Bir Müslüman Hanım kızımızın bu cümleleri kurması Allah muhafaza imanı ortadan kaldırıyor. Onları böyle övmesi, her şeyi böyle yok ediyor.
Bu bilinci birinci derecede aile vermesi lazım. Az önce benim de anlattığım gibi Lut kavmi zamanında kimseye zararı olmayan çok iyi insanlar da vardı. Onlar da helak oldu. Neden? Ancak onlara müsamaha da hoşgörülü davrandığı için. Onlara iyi insan dediği için, tebessüm ettiği için onlar da helak oldular. Bir kere bizim bu bilinci aşılamamız lazım. Örfümüzü, töremizi, geleneklerimiz, aile yapımızı genel hatlarıyla; bunları çocuklarımıza sert şekilde telkin etmeden, Peygamberi bir davranışla aktarmalıyız.
Sakın şöyle düşünmesinler: “Biz zaten muhafazakâr bir aileyiz.” Asla! Dışarıda nasıl nasihate ihtiyaca olan çocuklarımız varsa bizim dizimizin dibinde oturan çocuklarımızın da iyi telkine, nasihatlara, merhamete ihtiyacı var.
Sivil Toplum Kuruluşları bu sapkınlığa karşı nasıl önlemler almalı?
STK’ların öncelikle kendi mecralarında çalışmalar yapmaları lazım. Araştırmalar yapması lazım. Araştırma olmadan bu akımı engellemek çok zor. Biz bunun araştırmasını yaptık. Herhangi bir STK bunu tek başına yapamaz. STK’ların yapacağı projeler devleti uyarıcı harekete geçirici bir çalışma olması lazım. Kendi başına yaptığın zaman bir yere kadar. Bunların propagandalarını STK’lar engelleyemez.
Ancak kendi sivil projelerle, topladığı imzalarla, çalışmalarla bunların ne kadar tehlikeli bir boyutta olduğunu bir proje haline getirip, sunarsa bunu da güçlü STK’larla birlikte yaparsa Allah’ın izniyle muvaffak olurlar. STK’ların bunu yapması lazım. Kitapçıklar yapılabilir, konferanslar olabilir, herkes kendi mecrasında tabanını bilgilendirir, bilinçlendirir, yönlendirir.
Bu bakımdan desteği, faydası, katkısı olur ama ceza kısmında Rusya kimseye sormadan propagandasını 100 yıl yasakladı. Fiillerini evde ne yapıyorsa yapsınlar. Ama sokakta, caddede, internette, televizyonda bunlar olmayacak.
Platformunuzdan biraz bahseder misiniz? LGBT hakkında neler yapıyorsunuz?
Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu 3 yıl önce kuruldu. Daha önce İstanbul Sözleşmesi için ciddi bir mücadele verdi. Biz 3 dernek bir araya gelip bunu kurduk. Şu an da yaklaşık 254 STK ile beraber hareket ediyoruz. Ayasofya için çok ciddi mücadeleler verdik. Askerimize ve polisimize yönelik saldırılara karşı durmak için çok ciddi programlar yaptık.
Şimdi, son olarak LGBT örgütünün akımlarını durdurmak için 45 gün önce bir araya gelerek istişare yaptık. Aile meclisi şûrası kurduk. Aileyi dejenerasyona uğratan, yıkan etkenleri araştırıyoruz. Araştırmalar yapılmış. Ama bunu artık daha ciddi bir şekilde somut olarak göz önünde bulundurmamız lazım. Tabiri caizse devletin de gözüne sokmamız lazım.
Bu istişareler devam ederken, diğer taraftan da biz LGBT sapkınlarını ve fiillerini değil de propagandalarının yasaklanması noktasında bir kanıya vardık. Çünkü neden? Bilboardlarda, internette ve her yerde hatta Netflix çocukları dahi oynatıyor kendi kanallarımızda bakıyorsunuz müstehcen görüntüler, ensest ilişkiler. Çocukların dahi oynatıldığı LGBT yaşantısının özendirildiği görülmektedir.
Devlet nasıl bir strateji uygulamalı?
Bir filtrelendirme sistemi getirmesi lazım. Çünkü artık çukurlaşmış bir sosyal medya mecramız var. Artık herkes istediği gibi davranıp, hakaret edebiliyor. İstediği iğrenç şeyleri paylaşabiliyor.
Özellikle Tiktok. Mahvetti gençleri. Neredeyse soyunup Tiktok’a atacaklar. Erkeği de kadını da aynı şekilde. Yani her türlü iğrençliklerini paylaşıyorlar. Mesela hayvana eziyet ediyor Tiktok’a atıyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi?
Artık buna bir filtrelendirme sistemi, koruyucu bir önlem alınması gerekiyor. Bunu da devlet yapması lazım. Ben inanıyorum, bugün milletimizin feryadını devlete çağrı yaptık. Kulak verecektir. Elhamdülillah, 6 bölgede 1 ay içerisinde ayrı ayrı toplantılar oldu. Bunu Beylikdüzü, Florya, Üsküdar, Medeniyet Üniversitesi’nde, Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde, biri de Eyüp meydanında bu programları yakın vakitte hayata geçireceğiz. İcra edeceğiz. Bunlar hep STK’ların, milletimizin desteğiyle oluyor. Siz basın bunda katkısı çok önemli. Bu faaliyetleri duyurmanız, görüntülemeniz, dolaşıma sokmanız bizlere güç ve destek verir.
Sadece özel yabancı platformlarda değil, devletin kendi TV’lerindeki film ve diziler bu sapkınlığın romantize edilmesi hususu hakkında neler söylemek istersiniz?
Az önce de ifade ettiğimiz gibi, bu sadece Netflix mevzusu değil. Zaten artık uluslararası bir sinema/TV platform olmuş ama dizilerdeki ensest ilişkilerden bahsettik. Özendirilmekte. Adam yengesiyle, kızıyla bu tür ilişkilere girip, aşk yaşayabiliyor. Bunlar bizim hem inançlarımıza hem de kültürlerimize karşı ters şeyler. Türkiye’deki dizilerde özellikle çocuklar oynatılmaya başlandı. Çocukları ne hale soktular. LGBT, örgütünün bütün hareketleri o çocuklarda görülüyor. LGBT örgütü de bizim TV’lerimizde gün boyu empoze ediliyor.
Haliyle baktığımız zaman bundan 5 yıl önce Açık Toplum Vakfı 17 Milyon bütçe ayırmış. En son BM bir açıklama yaptı. 10 Milyon Euro’yla lezbiyenleri destekledi. Şimdilik 10 Milyon Euro. Bunlar çok ciddi paralar. Bizler çok zorluklarla bu programları icra edebiliyoruz. Ancak Soros ve Açık Toplum Vakıflarının destekleriyle Türkiye’de bu işleri normalleştirmek için çok rahat bir şekilde kendilerine alan bulabiliyorlar. Ve çalışıyorlar yani. Artık Türk milletinin kendine gelmesi lazım. Uyanması lazım. Bunun sözde kalmaması lazım. Bu mücadeleyi ne olursa olsun önümüze hangi engeller çıkarsa çıksın devam ettirmemiz lazım. Biz inanıyoruz ki, Allahu Teala üzerimize yardımınız arttıracak, muvaffakiyetler nasip edecek. Çünkü bu sapkın akıma karşı az bir sayıda mücadele ediyor olsak da artacağımıza inanıyorum.
Nesillerin ifsadı toplumu nereye sürükler?
- Felakete sürükler, ihanete sürükler, toplum, aile, töre, örf hiçbirisi kalmaz. Herkesin “Ben” dediği bir Türkiye olur. Ondan sonra da yuva, huzur, dayanışma var olamaz.
ÖNE ÇIKAN VİDEO
Halkın hizmet beklediği CHP’li İBB, ‘LGBT’ için kurslar açıyor
CHP’li belediyeler de bu sapkınlığı destekliyor. Bu hususta ne dersiniz?
- Hatırlarsanız, Ekrem İmamoğlu’na bir soru yöneltildi. “Türkiye’de LGBT’yi nasıl görüyorsunuz? Avrupa da evleniliyor, Amerika senatosu bunların evliliğine izin verdi siz neler düşünüyorsunuz?” İmamoğlu da, Türkiye şu an için daha hazır değil, dedi. Yani ne demek istiyor burada, hazırlıyoruz. Altyapısı oluşuyor. Altyapısı oluştuğu zaman ona gereken desteği sağlayacağız anlamını taşıyor. Bunun başka ifadesi olamaz. Bu duruma işaret ediyor.
Haliyle şu an da İstanbul Büyükşehir Belediyesi LGBT için kurslar açmış. Şaşırdım. Belediyenin LGBT ile ne ilişkisi olur. Belediyenin kendi hizmetini yapması lazım. Bunu da kınıyorum. İnşallah aziz İstanbul bunlardan kurtulur.
İmza programlarımıza herkesin mutlaka katılmasını istiyoruz
Son olarak okurlarımıza LGBT sapkınlığıyla/ nesilleri ifsad projesiyle alakalı belirtmek istediğiniz mesajınız nedir?
- Kıymetli Yeni Akit okuyucularımıza şu notu ileteyim. Ve değerli desteklerini de isteyeyim. Kendileri platformumuza ulaşsınlar. Telefonumuz, mail adresimiz, sitemiz var. Oradan bu programlarıma katılsınlar. Özellikle imza programlarımıza yeni STK’larımızın da katılmasını istiyoruz. STK başkanlarımız bu röportajı okursa da bize ulaşsın. İmza ne kadar çok olursa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sesimiz o kadar gür çıkar. Ve bu başlatmış olduğumuz proje de Allah’ın izniyle de çabucak sonuç elde eder. Böylelikle bu akımı da durdurmuş oluruz.