AK Parti Grubu’nda konuşan Başbakan Erdoğan, basın özgürlüğü konusunda ülkeleri kategorize eden Freedom House’a sert tepki gösterdi. Freedom House’un en özgür ülkesinin İsrail olduğunu ifade eden Erdoğan, “Sevsinler sizi. Şu hale bak. Hatta Ortadoğu’daki en özgür ülke İsrail.” dedi.
HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, basın özgürlüğü konusunda ülkeleri kategorize eden Freedom House’a sert tepki göstererek örgütün İsrail severliğini ortaya çıkardı. Bu örgütün raporlarında İsrail’in basın özgürlüğünde dünyanın en özgür ülkelerinden biri olarak gösterildiğine dikkat çeken Erdoğan, “Sevsinler sizi. Şu hale bak. Hatta Ortadoğu’daki en özgür ülke İsrail.” dedi. Bu örgütün raporlarında Türkiye’nin basın özgürlüğünde 1980’lerde daha özgür bir ülke olarak gösterildiğini hatırlatan Erdoğan, “Türkiye öyle ülkelerinaltındagösteriliyor ki listeyi gösterseniz kahkahadan birbirinizi kırar geçirirsiniz.” dedi.
AK Parti Grubu’nda konuşan Başbakan Erdoğan, ekonomide yine mayıs ayı bereketi görüldüğünü ifade etti. Gezi Parkı olayları, 17-25 Aralık darbe girişimlerinde yara alan ekonominin hızla toparlandığını belirten Erdoğan, Merkez Bankası rezervinin yeniden 130 milyar doları geçtiğini, borsanın da hızla yükseldiğine dikkat çekti.
MEDYA ÜZERİNDEN ALGI OPERASYONU YAPIYORLAR
Haberleşmedeinternetaltyapısınıgüçlendirerek özgürlükortamıoluşturduklarını hatırlatan Erdoğan, “2003’te geniş bant internetabonesayısı 20 bindi. Şu anda ise 35 milyona çıktı. Türkiye’de haberleşme alanıyla alakalı olarak yok Twitter’dı yok Facebook’tu yok şuydu yok buydu bu konuda iktidarımızı lekelemek isteyenler önce bu rakama bakarak hizaya gelsinler. Yurt içinde, yurt dışında Türkiye’de özgürlüklerin kısıtlandığı, otoriterleştirildiği, daraltıldığı, diktatör bir yapı oluşturulduğunu iddia edenlerin çok yoğun bir propaganda sürecine girmesinin arkasında nelerin yattığını anlama bakımından bunları anlatıyorum. Bu algı operasyonudur. Türkiye’de basın özgürlüğü yok diyenler bir zahmet her gün yayınlanan ulusal gazeteleri önlerine sersinler. Sadece manşetlere baksınlar.” dedi.
MANŞETLERİ GÖRENLER KÜÇÜK DİLLERİNİ YUTACAKLAR
Konuşmasında Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde siyasi içerikli konuşma yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na da yer veren Erdoğan, “Danıştay’ın kuruluş yıldönümündeki nezaketsizliğe gösterdiğimiz tepkinin manşetlere nasıl yansıdığını okusunlar. Özellikle yurt dışında Türkiye’deki basın üzerine ahkam kesenler o manşetleri gördüklerinde inanıyorum ki küçük dillerini yutacaklardır. O manşetleri hiçbir hukuk devletinde göremezsiniz. Hiçbir ülkede manşetler üzerinden hükümetlerin bu kadar edep dışı, adap dışı özellikle de hukuk dışı şekilde tahkir edildiğine şahit olamazsınız.Geziolaylarında gördük açık açık yalan söyleyerek 24 saat gençleri kışkırttılar.
Dünyanın hiçbir ülkesinde ne ABD ne Avrupa’da bu şekilde yayın yapılmasına, tahrik yapılmasına, terör pompalanmasına izin verilmez. Ama bizde öyle bir özgürlük anlayışı var ki mahkemeler bunu seyrediyor. İçerde, dışarıda basın özgürlüğü yok, diye propaganda yapılıyor.” diye konuştu.
Basın özgürlüğü konusunda ülkeleri kategorize eden Freedom House’a da tepki gösteren Erdoğan, “Bir kuruluş dünya ülkelerini tasnif ediyor. Bu örgütün raporlarında İsrail basın özgürlüğünde dünyanın en özgür ülkelerinden biri olarak gösteriliyor. Sevsinler sizi. Şu hale bak. Hatta Ortadoğu’daki en özgür ülke İsrail. Türkiye basın özgürlüğünde bu örgütün raporlarına göre 1980’lerde bugüne nazaran daha özgür bir ülkeymiş. 1990’larda aynı şekilde bugüne göre daha özgürmüş. Türkiye öyle ülkelerin altında gösteriliyor ki listeyi gösterseniz kahkahadan birbirinizi kırar geçirirsiniz.” diye konuştu.
MEDYADA HÜKÜMETE SİSTEMATİK HAKARET YAPILIYOR
Türkiye’de yayınlanan gazetelerin büyük kısmında her gün sistematik olarak devlete ve hükümete hakaret edildiğini ifade eden Erdoğan, “Sonra da siz Türkiye’yi basının özgür olmadığı ülke diye göstereceksiniz. Bizim için atılan manşetlerden tek bir tanesi diğer ülkelerin gazetelerinde atılsın bakalım. O gazetelerin başına neler geliyor. Almanya’da Hamburg olaylarını gösteriyor diye bizim TRT’yi kablolu yayından çıkardılar. Alman Cumhurbaşkanına söyleyince yok filan demeye kalktı. Olur mu dedim, çıkarıldı. ABD’de Helen Thomas... Bir gazeteci, işinden kovuldu, Beyaz Saray’a girişi yasaklandı, kimse bunu konuşmuyor.” dedi.
BU SUÇLARI İŞLEYENLER NASIL GAZETECİ?
Freedom House’un Türkiye’de 44 gazetecinin tutuklu olduğunu belirttiğini söyleyen Erdoğan, “Benden bunu dinle ey örgüt... Çünkü sen de bir örgütsün. Bu 44 kişiden 19’u zaten tahliye oldu. 6 kişinin yargılanması devam ediyor. Bu listede adı yer alan bir kişi kayıtlarda yok. 18 kişi ise yargılandı ve haklarında hüküm verildi. Bu 18 kişi hapisteki gazeteciler diye CHP’nin genel başkanı başta olmak üzere çünkü bunlar bu örgütlerle irtibatlı beraber çalışıyorlar, bu 18 kişinin hüküm aldıkları eylemleri anlatacağız. Bakın nelerden hüküm giymişler. Tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma, kişiyi hürriyetinden yoksun etme, silahla kasten yaralama, gazeteci bu, nasıl gazeteci, terör örgütüne eleman kazandırma, 18 yaşından küçüklerin örgüte katılımını organize etmek, polis memuru öldürmek, helikoptere bombalı saldırı, resmi evrakta sahtecilik, banka soyma... Evet içerde CHP’nin dışarıda örgütlerin gazeteci dedikleri kişilerin işlediği suçlar bunlar.” diye konuştu.
İçerdeki ve dışarıdaki kibir abidelerine boyun eğmeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hiç kimse siyasetçilere kibirle ders veremez. Dışarda da kimse Türkiye’ye parmak sallayamaz. O günler geçti. Türkiye üzerinde ameliyat yapmak isteyenler bilirler ki karşılarında artık sinmiş acziyet içinde bir ülke yok. Nezaket içinde yapıcı eleştiriye açığız. Bunun için reform yapıyoruz. 12 yıl içinde yaptığımız reformları Cumhuriyet tarihinde hangi iktidarlar yaptı? Kendimizi ideal noktada görmediğimiz için mücadelemize devam ediyoruz. AB’ye üye olma gayemiz var. Kararlılıkla sürdürüyoruz. Yumuşak başlı olmamızı uysal koyun olduğumuz şeklinde yorumlamasınlar. Bu algı operasyonlarıyla hiçbir yere varamazlar. Bu çevreler sergiledikleri çifte standartla Türkiye’nin saygınlığına gölge düşüremezler.”
AFETZEDE ÇİFTÇİLERE MÜJDE VERDİ
Türkiye’de tarıma yönelik önemli bir reform gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, tarım arazilerinin artık bölünmeyeceğini söyledi. Afetzede çiftçilere de müjde veren Erdoğan, “23 Ağustos 2013 tarihinden sonra bu yılın sonuna kadar afetlerden zarar gören çiftçilerin kredi borçlarına kolaylık getiriyoruz. En az yüzde 30 oranında zarar gören ve bu zararları hasar tespit komisyonlarınca tespit edilen çiftçilerimiz bu kolaylıktan yararlanacak. Vadesi gelen borçlar 1 yıl süreyle ertelenecek. Bundan 876 bin çiftçi yararlanacak.” dedi.
CHP’YE ATATÜRK HATIRLATMASI
CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘siyasi parti liderleri cumhurbaşkanı adayı olmasın’ önerisini eleştiren Erdoğan, “Sen nasıl siyasetçisin ya. Önce sen kimsin ya. Önce haddini bil. Siyaseti inkar eden siyasetçi olabilir mi? Biliyorsunuz CHP’nin bu genel müdürü o koltuğa oturduğu andan beri hala genel başkan olamadı. Siyasi lider zaten hiç olamaz. Siyasetin dışından aday özlemini dile getiriyor. Ona şimdi kendi partisinin geçmişinden bahsedeceğim. Öğrenmesi lazım. Bürokrat olabilir, hukukçu olabilir, asker olabilir ama siyasetçi olmaz. Kafa yapısı bu. Birebir 27 Mayıs zihniyeti. 27 Mayıs’ta da bunu söylediler. Herkes olur ama siyasetçi olamaz dediler. Ey Kılıçdaroğlu Gazi Mustafa Kemal’i hiç okumadın mı, araştırmadın mı? Hem CHP’nin genel başkanı hem de cumhurbaşkanıydı. İşine geldiği zaman CHP’nin genel başkanı Atatürk diyorsun. Ama işine gelmediği zaman yok diyorsun. Milli şefleri İnönü hem genel başkandı hem cumhurbaşkanıydı.” dedi.
Devlet Bahçeli de Feyzioğlu’nu kınadı
AKİT / ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında AK Parti iktidarlarını Türk çiftçisine yüz çevirmekle eleştirerek “Son 12 yılda çiftçi borçları yaklaşık 80 kat arttı. AKP iktidarları döneminde mazottaki fiyat artışı da yüzde 300’ü bulmuştur” dedi. MHP lideri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na da tepki göstererek “Baro Başkanı Danıştay’daki konuşmasını hem süre, hem sınır, hem de kapsam açısından uzun tutmuş, kendisine verilen demokratik imkânı istismar etmiştir. Şüphe yok ki, Baro Başkanı Danıştay’ın kuruluş yıldönümünün anlam ve önemine uygun hareket etmemiş, bir saate varan konuşmasıyla sabırları zorlamıştır. Bu çok açık bir gerçektir. Yüksek yargı organlarının özel ve kutlama günleri siyasete ayar verilecek ucuz yerler değildir ve böyle de görülmemelidir. Her önüne gelen siyasi terziliğe soyunamaz, işgal ettiği kürsüyü fırsat bilerek polemik yapamaz, yapmamalıdır. Bu itibarla Baro Başkanı’nın ucu açık, her konuya girip çıkan konuşması alenen kışkırtıcıdır” dedi.
