Halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, önce Meclis’te yemin etti, ardından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den görevi devraldı. İmam Hatip kökenli ilk Cumhurbaşkanı olan Erdoğan ile Gül, devir-teslim töreninde ‘birlik ve kardeşlik’ mesajları verdi.
YENİ AKİT / ANKARA - 10 Ağustos’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, Meclis’te yemin etmesinin ardından görevi 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den teslim aldı.
YEMİN TÖRENİNE VATANDAŞLARIN EŞLİĞİNDE GELDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ikamet ettiği Subayevleri semtindeki komşuları ve vatandaşlar sabah saatlerinde gözyaşları ve dualar ile uğurladılar. Öğle saatlerinde uzun bir konvoy eşliğinde Meclis’e gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada TBMM Başkan Vekili Ayşenur Bahçekapılı tarafından karşılandı. Meclis girişinde tören kıtasını selamlayan Erdoğan, Meclis Genel Kurulu’nun TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından açılmasının ardından Genel Kurula davet edildi. Genel Kurul salonunda da milletvekilleri ve davetlilerce ayakta alkışlanarak karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekilleri, askeri erkan, yüksek yargı başkanları, ailesi ve çok sayıda davetlinin katıldığı törenle Meclis Genel Kurulu’nda yemin etti. Meclis’teki tören toplu halde İstiklal Marşı’nın okunması ile son buldu.
ABDULLAH GÜL KAPIDA KARŞILADI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anıtkabir’i ziyaretinin ardından halkın yoğun sevgi gösterileri ve uzun bir konvoy eşliğinde Çankaya Köşkü’ne doğru yola çıktı. Vatandaşların, ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ sloganları eşliğinde Çankaya’ya varan Erdoğan’ı, selefi 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül en üst düzeydeki ‘a’ sınıfı devlet töreni ile karşıladı. Karşılama töreninde Çankaya Köşkü’nün seçkin atlı birlikleri de yer aldı.
İLK İHL’Lİ CUMHURBAŞKANI…
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gibi birçok ilke konu olan yeni dönemde Türkiye, ilk kez İmam Hatip liseli bir cumhurbaşkanına da sahip olmuş oldu. Çankaya Köşkü’ndeki devir teslim töreninde de samimi ve duygusal anlar yaşandı.
17 devlet başkanı, çok sayıda başbakan, meclis başkanları, uluslararası kuruluş temsilcileri, milletvekilleri, bakanlar, Diyanet İşleri Başkanı, kuvvet komutanları, yabancı misyon temsilcileri, edebiyat ve sanat dünyasından önemli isimler ile dini azınlık temsilcilerinin hazır bulunduğu Köşk’teki devir teslim töreninde yapılan konuşmaların ardından Erdoğan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Devlet Şeref Madalyası vererek Cumhurbaşkanlığı Forsu’nu tevcih etti. Gül, görevi Tayyip Erdoğan’a devretmekten ‘memnun’ ve ‘müsterih’ olduğunu söyledi.
ABDULLAH GÜL: “SAYIN CUMHURBAŞKANI 40 YILLIK ARKADAŞIM”
Törende kısa bir teşekkür konuşması yapan Abdullah Gül, “Sayın Cumhurbaşkanı ile 40 yılı aşan, yarım asra yaklaşan bir dava arkadaşlığım, dostluğum var. Dolayısıyla böyle bir arkadaşıma görevi devretmekten büyük memnuniyet duyuyorum” dedi. Türk halkı tarafından 12’nci cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan, değerli kardeşimle 40 yılı aşan bir dava arkadaşlığımız dostluğumuz ve beraber çalışma mesaimiz var. E 40 yıl yarım asra yaklaşmış demek. Dolayısıyla böyle bir arkadaşıma devrediyorum. Üstün liderlik ve yöneticilik yeteneklerini, ülkesine ve insanlığa hizmet heyecanını, hakka olan inancını en yakından bilenlerdenim. Son 14 yıl boyunca ise önce partimizi beraber kurduk, sonra da yönetimde değişik pozisyonlarda beraber çalıştık. Gururla söylemeliyim ki bu 12 yıl cumhuriyet tarihimizin en parlak dönemleri arasında yer aldı. Birlikte tarihi ekonomik siyasi sosyal reformlara dönüşümlere imza attık. Sayın cumhurbaşkanının liderliğinde güçlü ve istikrarlı bir Türkiye’nin, dünyanın ve bölgenin istikrara kavuşmasında büyük katkı sağlayacağına inanıyorumSayın cumhurbaşkanı ve değerli kardeşim, sizi bir kez daha tebrik ediyorum. Şahsınıza, Emine hanıma, çocuklarınıza sağlık diliyorum. Allah yardımcınız olsun, Cenabı Allah mahcup etmesin”
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: “2 BİN YILLIK TÜRK TARİHİNDE BİR İLK…”
Abdullah Gül’ün ardından kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da katılımcılara teşekkür ettikten sonra, önemli mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti’nin 11’nci cumhurbaşkanı, çok değerli Abdullah Gül kardeşim. Saygıdeğer devlet başkanları, cumhurbaşkanları, meclis başkanları ve başbakanlar. Çok değerli bakanlar, yurt içinden ve yurt dışından bu anlamlı törene gelen saygı değer misafirler. Türkiye Cumhuriyeti’nin aziz vatandaşları, hanımefendiler beyefendiler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyor, bu heyecanımızı paylaşan tüm misafirlerimize, dost ve kardeş ülkelerden gelen devlet başkanı, emir, cumhurbaşkanı, başbakan, bakan ve parlamenterlere hoş geldiniz diyorum. Ve bizi şereflendirdiniz diyorum. Türkiye cumhuriyetinin 12’nci cumhurbaşkanı olarak göreve başladığım bu ilk saatlerde, aziz milletime sonsuz şükranlarımı sunuyorum. 91 yıllık cumhuriyet tarihimizde, hatta diyebilirim ki 2 bin yıllık Türk tarihinde, ilk kez devletin başındaki isim, milletimizin sandık başına gidip tercih yapmasıyla, yani doğrudan doğruya kendi tercihiyle bir cumhurbaşkanı belirlenmiştir”
“MİLLETİMİN EMANETİNE SIMSIKI SAHİP ÇIKACAĞIM…”
“Türkiye Cumhuriyeti’nin 12’nci cumhurbaşkanı olmanın mutluluğunu hissettiğim bu ilk saatlerde, halkın oylarıyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmanın da iftiharını yaşadığımı ifade etmek istiyorum. Sorumluluğumun çok daha fazla artığının bilinci içerisindeyim. Gerek 2007’deki anayasa değişikliğine yüzde 69 ile evet diyen, gerek 10 Ağustos’ta yüzde 52’yle oy vererek şahsıma bu tevdi eden milletime teşekkür ediyor, emanetlerine sımsıkı sahip çıkacağımı vurgulamak istiyorum”
“GÜL’ÜN BİLGİ VE TECRÜBESİNDEN İSTİFADE ETMEK İSTERİZ”
Türkiye Cumhuriyeti’nin 11’nci Cumhurbaşkanına, değerli dava arkadaşıma, yedi yıldır başarıyla yürüttüğü bu kutlu vazifeden dolayı, şahsım ailem ülkem ve milletim adına özellikle şükranlarımı sunuyorum. Şahsım başbakan olarak, sayın Gül de cumhurbaşkanı olarak yedi yıl boyunca uyum ve koordinasyon içinde Türkiye’ye çok büyük hizmetler ve eserler kazandırdık. Yol arkadaşları olarak kendilerinin de ifade ettiği gibi 40 yılı mütecaviz bir süre, kolay değil. Birlikte olmanın sorumluluğu içerisinde geldiğimiz bu nokta eserlerle, bunu taçlandırmanın geldiği bir noktadır. İşte Türkiye’ye çok büyük hizmetler ve eserler bu anlayış içinde kazandırıldı. Çok uzun bir yürüyüşteki yol arkadaşları olarak, Sayın Abdullah Gül’ün bilgi ve tecrübesinden ifade etmek arzusunda olduğumu belirtmek isterim. Bundan sonraki çalışmalarında da ailece mutluluk ve başarılar diliyorum”
“ZULMÜN KARŞISINDA DURMAK ANA EKSENİMİZ…”
10 Ağustos ile bir dönemin kapandığını ve kapanan dönemin ‘Eski Türkiye’ dönemi olduğunu vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti: “Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir. Kapıları ardına kadar açılan yeni dönem ise cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki öz ve ruhu taşıyan yeni Türkiye, Büyük Türkiye dönemidir. Eski Türkiye’de çeteler vardı, vesayet vardı, siyasetin üzerinde engeller tehditler vardı. Eski Türkiye’de istikrarsızlık şüphe ve tereddüt vardı. Adım adım gerçekleştirdiğimiz her bir reformla bu sorunları hamdolsun geride bıraktık. Seçilmiş cumhurbaşkanı ve seçilmiş hükümet, el ele vererek ekonomiyi daha hızlı şekilde büyüteceklerdir. Toplumsal refah artırılacak, farklılıkları birer zenginlik olarak görmek suretiyle kardeşçe buluşmalar sağlanacaktır. AB’ye yürüyüşü daha kararlı şekilde devam edecektir. Demokratik reformlarımız hız kesmeyecek, çözüm süreci olmak üzere 77 milyonun birliği ve bütünlüğü daha güçlü şekilde tesis edilecektir. Türkiye’nin dış politikasında ana eksen barış dayanışma ve refahtır. Türkiye’nin hiçbir ülkenin topraklarına, iç işlerinde asla gözü yoktur. Planı projesi yoktur. Başta komşularımızla, yeryüzünün her karışında barışın ve refahın egemen olmasını arzuluyor, dış politikamızı da bu şekilde şekillendiriyoruz. Zulmün karşısında durmayı ana eksenimiz olarak görüyoruz.”
“ETNİK KÖKENDEN, PETROLDEN, ELMASTAN ÖNCE İNSAN…”
“Filistin davasına çok güçlü şekilde sahip çıkmamızın nedeni ölenlerin insan olmasıdır. Suriye meselesinde bir milyon iki yüz bin insana kucak açmamızın sebebi en önce onların insan olmasıdır. Şu anda 200 bini aşkın insanın öldürülmüş olduğu Suriye’ye sessiz kalamayız, kalamazdık. Bunu insani ve vicdanı bir sorun olarak addediyor, siyasetin sorumluluğu noktasında da siyasetin merkezine özellikle oturtuyoruz. Bizim için etnik kökenlerden, dillerden, derilerinin renklerinden, petrolden altından elmastan öte insan vardır, can vardır”
ABDULLAH GÜL, ASKERİ TÖRENLE UĞURLANDI
Konuşmaların ardından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eşi Hayrünnisa hanımla birlikte Çankaya Köşkü’nden askeri tören ile uğurlandı.
