Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamaları üzerinden KAAN motoru hakkında karanlık çevrelerin ve FETÖ artıklarıyla hainlerin yaygarası boşuna. Gerçek şu ki; işin arka planında panik yapılacak hiçbir şey yok.
Öncelikle şunu netleştirelim: KAAN projesi için toplam 6 prototip planlandı. Bunların biri tamamlandı, üçü üretim aşamasında; kalanlarıyla birlikte bu 6 prototip için elimizde motor mevcut. Yani projenin test safhası için gerekli altyapı ve motor stokumuz hazır.
Peki Hakan Fidan’ın bahsettiği “ABD motorları” ne anlama geliyor? KAAN’ın prototip testleri tamamlanıp seri üretime geçildiğinde, ilk üretilecek KAAN’ların bir kısmı—geçici olarak—ABD menşeli motorlarla çıkacaktı. Bu motorlar hâlâ ABD Kongresi’nden tam onay almamış, süreç tamamlanmamış motorlardır.
Bu durum bir sorun mu? Hayır. Çünkü biz zaten yerli motor geliştirme çalışmalarını sürdürüyoruz. Motorun tasarımı tamamlandı ve prototip üretimine geçildi. Öngörülerimize göre:
2026: Prototip motorun üretilmiş hâlini göreceğiz.
2027: Yer testleri başlayacak.
2028: Motorun uçtuğunu, gerçek uçuş testlerini izleyeceğiz.
2030’ların başı: Seri üretim devreye girecek.
Yani ABD ister motor versin, ister vermesin, bizim yerli motor geliştirme sürecimiz kararlı şekilde ilerliyor. Geçmişte olduğu gibi dışarıdan gelen engellemeler bizi yavaşlatmak bir yana, motive ediyor ve işi daha da hızlandırıyor.
Peki KAAN uçaklarının gecikmesi hava savunmamızı tehlikeye atar mı?
Bazı kesimler bunu çarpıtarak “tehdit” olarak sunmaya çalışsa da gerçeğe bakarsak; en büyük risk hâlâ batılı güçlerden ve güneyimizdeki provokatif aktörlerden geliyor. Batı’dan alınacak uçaklar ise meseleye kökten çözüm getirecek bir reçete değil.
Önümüzdeki birkaç yıl içinde hava savunmamızın güçleneceği çok açık. Neler oluyor, özetle:
Çelik Kubbe bileşenlerinin seri üretimi devam edecek; ülkemizin üzerinde örülen çelikten ağ giderek sıklaşacak.
Yüzlerce HÜRJET, Kızılelma ve SİHA üretilecek; bu platformlar hava-yer görevlerinin büyük kısmını üstlenecek.
Mevcut F-16’larımız, diğer uçaklarla mücadelede sürdürülecek; aynı zamanda yerli üretim, daha hassas füze sistemleri ve AESA radar entegrasyonlarıyla çok daha etkin hale gelecek.
Balistik füze kabiliyetimiz artacak; 2000 km’yi aşan menzillerle kritik altyapı ve üsler hedeflenebilecek.
Deniz gücümüz büyüyecek; daha fazla denizaltı envantere girerken, düşman uçak gemilerinin kıyılarımıza yaklaşma cesareti azalacak.
Anlayana bu kadar yeter: Planlar saat gibi işliyor. Bu ülkeye hizmet eden projelere, mühendislerimize, teknisyenlerimize ve onların arkasında duran devlet iradesine sahip çıkmak her vatanseverin görevidir. Söylentilere, manipülasyonlara ve karartma çabalarına kulak vermeyin; iş sahada, fabrikalarda, test pistlerinde yürüyor.
Son söz: KAAN da, onun motoru da bizim eserimiz olacak — kimse bu millete teknolojiyle, sanayiyle değil de dedikoduyla diz çöktüremeyecek. Destek olmak ve güvenmek vatanseverliğin gereğidir.













