İsrail hava savunması çöktü! Hizbullah’tan İsrail’e şok saldırı
Eray Güçlüer, Hizbullah’ın İsrail’e yaptığı drone saldırısının İsrail hava savunmasındaki açıkları ortaya çıkardığını yazdı. Güçlüer, Türkiye’nin sürü drone'lara karşı etkin hava savunma sistemlerine sahip olduğunu ifade etti.
Eray Güçlüer, Hizbullah’ın İsrail’e yaptığı drone saldırısında İsrail’in hava savunmasındaki boşlukların ortaya çıktığını yazdı. Güçlüer, İsrail’in üst düzey elektronik harp birliğine yapılan saldırının, İsrail ordusunun stratejik eksikliğini gösterdiğini belirtti. Türkiye’nin bu tür saldırılara karşı yerli ve milli üretim hava savunma sistemlerine sahip olduğunu vurgulayan Akşam gazetesi yazarı Güçlüer, bu sistemlerin Suriye ve Irak’ta başarılı sonuçlar verdiğini ifade etti. Güçlüer, şunları kaydetti:
"14 Ekim Pazartesi günü Lübnan'ın güneyinden Hizbullah tarafından yaklaşık 40 kg ağırlığında ve 120 km menzildeki drone'larla İsrail'in Golani bölgesindeki bir askeri üsse yapılan saldırıda çok sayıda İsrail askerinin öldüğü ve yaralandığı öğrenildi. İsrail'in bu askeri üssünün aslında normal bir askeri üs olmadığı, İsrail ordusunun çok önemli üst düzey bir elektronik harp birliği olduğu gelen haberler arasında. 8201 numarasıyla anılan bu özel elektronik harp birliğinin; gizli operasyon, sinyal istihbaratı (SIGINT) toplama ve kod şifre çözme, karşı istihbarat, siber savaş, askeri istihbarat ve gözetleme görevlerinden sorumlu İsrail Savunma Kuvvetleri'ne bağlı İsrail İstihbarat Kolordusu'nun bir tugayı olduğu değerlendiriliyor. Dolayısıyla başta İsrail Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı olmak üzere üst düzey İsrail asker ve bürokratlarının burada olması veya buraya ziyarette bulunmaları son derece normal.
Hizbullah'ın 14 Ekim'deki sızma tarzı yaptığı drone'lu saldırılarda demir kubbe radarlarına yakalanmadan İsrail derinliklerine ulaşabilmesi İsrail hava savunmasında ciddi boşluklar olduğunu gösteriyor. Bugün Hizbullah'ın saldırısıyla fark edilen hava savunmasındaki bu boşluk aslında İsrail askeri aklının stratejik eksikliğini göstermektedir. Çatışma öncesi harp ortamını tahayyül edebilme becerisi bir ordunun komuta kademesinin niteliğini gösterir. Operatif derinliği göremeden taktik sahadaki çatışmalara güvenerek savaşı yürütmeye çalışmak hem orduyu hem de o ülkeyi bir felakete götürür ki İsrail'in hızla içine sürüklendiği durum böyle bir manzara arz etmektedir. Temelde meskûn mahalleri tahrip etme ve sivil insanları katletme şeklinde karakterize edilebilecek İsrail askeri mantığının dayandığı simetrik mücadele unsurları yüksek teknolojiye dayalı hava gücü ve istihbarata dayalı özel operasyonlardır. Bunun dışındaki operasyonel yeteneklerde İsrail'in çok da güçlü olamadığını görüyoruz. Özellikle Lübnan'ın güneyindeki kara saldırılarında İsrail askerlerinin kayda değer başarı elde edememeleri bu zayıflığın bir sonucudur. Halen İsrail'in üstün olduğu hava saldırıları ve istihbarat operasyonları gibi pasif yöntemlerle muharebe sahalarında kesin sonuç alabilmek çok zordur. Geçmişte olduğu gibi günümüz savaş ortamında da ancak inanç, azim, kararlılık ve dayanıklığa dayalı kara operasyonları ile özel birlik harekâtı ve amfibik çıkarma gibi konvansiyonel yöntemlerle kesin sonuçlar elde edilebilir. Aksi takdirde şu an olduğu gibi uzun süren savaşlar bir süre sonra konvanisyonel taarruz güçleri için bir yıpratma harbine dönüşür ki bir süre sonra bu taarruz güçlerinin artık kesin sonuç alabilme kapasiteleri her geçen gün daha da azalır. Özellikle son dönemde İsrail hava savunma bataryalarının ve hava savunma füzelerinin kritik noktaya ulaştığının sıkça ifade edilmesi bu sürecin önemli işaretlerinden sayılabilir.
Hizbullah'ın drone'lu saldırılarını önleyebilmek için sürü drone'lara karşı aktif savunma yapabilecek silah sistemleri İsrail'in elinde mevcut değil ancak ABD İsrail'e bu desteği sağlayabilir. Fakat ABD bu desteği sağlasa bile İsrail'in drone'lara karşı alçak irtifa hava savunma sistemini tesis edebilmesi için her biri dört kilometre menzilli yaklaşık 150-200 bataryanın gerekli olduğu değerlendirilmektedir. Bu kadar çok silah sistemi temin edilse bile kurulmaları en iyi ihtimalle bir yıldan fazla bir süre alabilir. Oysa bizim elimizde sürü drone'lara karşı etkin koruma sağlayabilecek sistemler var. Gökberk, Korkut, Gürz gibi tamamen yerli ve milli üretim alçak irtifa hava savunma sistemlerini Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yıllardır taktik sahalarda kullanıyor ve bu silah sistemlerinin yüzde yüz etkili oldukları özellikle Suriye ve Irak'taki TSK'nın yaptığı operasyonlarda ispat edilmiş durumda. Ne demişler at binenin, kılıç kuşananındır."