• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

"İran, Hürmüz'de ABD'nin tüm müttefiklerini de tehdit ediyor"

Yeniakit Publisher
2019-07-22 00:41:00 - 2019-07-22 01:08:16
"İran, Hürmüz'de ABD'nin tüm müttefiklerini de tehdit ediyor"

İran’ın Hürmüz Boğazı’nda İngiltere’ye ait bir tankere el konulması krizini değerlendiren Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran, “Tahran yönetimi Hürmüz Boğazı üzerinden ABD’nin tüm müttefiklerini tehdit ediyor.” dedi.

 Murathan Seyitoğlu  Ankara 

İran’ın 19 Temmuz 2019 tarihinde Hürmüz Boğazı’ndan geçen İngiltere bandıralı iki gemiyi durdurması ve yapılan kontrollerin ardından bunlardan birini serbest bırakırken ilk durdurduğu gemiye el koymasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Doğacan Başaran, Tahran-Londra hattında yaşanan tanker krizini değerlendirdi. 

“Tahran yönetiminin hamlesi misilleme niteliği taşıyor”

Yaşanan olaya ilişkin İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Halkla İlişkiler Dairesi’nden yapılan, “Bu akşam, Stena Impero isimli bir İngiliz petrol tankerine, Hürmüz Boğazı’ndan geçiş yaptığı sırada uluslararası deniz hukukuna ve kurallara uymaması nedeniyle, Hürmüzgan Limanlar ve Denizcilik İl Kurumu’nun isteği üzerine Devrim Muhafızları Deniz Kuvvetleri 1. Bölge Alayı’nca el konuldu.” şeklindeki açıklamayı hatırlatan Doğacan Başaran, “Tahran yönetiminin bu hamlesinin misilleme niteliği taşıdığı ifade edilebilir. Zira 4 Temmuz 2019 tarihinde İngiltere, Suriye’ye petrol taşıdığı iddia edilen ve İran’a ait olan bir petrol tankerini Cebelitarık Boğazı’nda durdurmuş ve bu gemiye el koymuştur. Bu dönemde Londra, İran gemisinin alıkonulma nedenini Avrupa Birliği’nin (AB) Suriye konusundaki yaptırımlarıyla ilişkilendirmiş ve Tahran yönetimini yaptırımları delmeye çalışmakla suçlamıştır.” şeklinde konuştu. 

“AB ülkeleri tutum değiştirmeye zorlanıyor”

İngiltere, Tahran arasında yaşanan gerilimi ilişkin Doğacan Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İngiltere, Tahran’ın Esad rejimine olan desteğinden duyduğu rahatsızlık sebebiyle AB yaptırımlarına dayanarak İran gemisine el koymuş ve DMO da tam 15 gün sonra İngiliz bandıralı bir petrol tankerine el koyarak misilleme yapmıştır. Petrol tankerleri üzerinden Tahran ile Londra arasında yaşanan gerilim, ABD’nin İran politikasıyla birlikte düşünüldüğünde, durumun önemi artmakta ve İngiltere’nin İran karşıtı ittifaka fiilen dahil olma konusunda istekli olduğu anlaşılmaktadır. Hatta bu gelişmeler, ABD’nin İngiltere üzerinden AB ülkelerini de yanına çekmek istediğine işaret etmektedir. Çünkü mevcut durumda AB ülkeleri, Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) yaşatılması hususunda İran’ın yanında konumlanmakta ve bu ülkeye yönelik askeri operasyon ihtimallerine karşı çıkmaktadır. Nitekim Londra’nın Tahran’a karşı kullandığı temel argümanın AB yaptırımları olması da bu olaylar üzerinden AB ülkelerinin tutum değiştirmeye zorlandığına işaret etmektedir.”
ÖNE ÇIKAN VİDEO

“İran Hürmüz Boğazı üzerinden ABD’nin tüm müttefiklerini tehdit ediyor”

İran’ın “tanker eylemi”, Hürmüz Boğazı üzerinden hayata geçirmesi de dikkat çekici olduğunu belirten Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran, şöyle konuştu:

“Zira Tahran, ABD’nin KOEP’ten çekilmesinin ardından kendisine uygulanmaya başlanan yaptırımlara paralel olarak Hürmüz Boğazı’nın kapatılması yönünde tehditlerde bulunmuştur. Dolayısıyla mevzubahis gemiye el konulması, İran’ın bu boğazın kontrolü elinde tuttuğunu gösterme çabası olarak da yorumlanabilir. Hürmüz Boğazı, Körfez’deki petrol ihracatçısı ülkelerin okyanuslara açılan tek çıkış noktası olması hasebiyle büyük bir stratejik öneme sahiptir. Körfez ülkeleri tarafından üretilen petrolün yaklaşık %80’i Hürmüz Boğazı üzerinden satılmaktadır. Yani İran, İngiltere’ye Hürmüz Boğazı üzerinden yanıt vererek ABD’nin bölgedeki tüm müttefiklerini tehdit etmektedir.”

“Irak’ın işgali öncesindeki süreç akıllara geliyor”

İran’ın İngiltere’ye Hürmüz Boğazı’ndan verdiği cevabın, Washington’un beklentilerini karşılayıp karşılamayacağı; yani AB ülkelerinin tutum değişikliğine gidip gitmeyeceği ise henüz bilinmediğini söyleyen Doğacan Başaran, “Ancak süreç, Avrupalı aktörlerin İran politikasında değişikliğe yol açmasa da ABD’nin müttefikleriyle olan ilişkisini sağlamlaştıracaktır. Çünkü Tahran ile Londra arasındaki kriz, hem İngiltere’nin fiili anlamda ABD’nin yanında konumlanmasına sebebiyet vermekte hem de Körfez’deki ülkeleri ABD’yi koşulsuz bir biçimde desteklemeye itmektedir. Zaten Amerikan yanlısı olan Körfez ülkeleri, petrol ihracatında sorun yaşamaktansa, İran’a yapılacak bir müdahaleyi yeğleyeceklerdir. Dolayısıyla mevcut gelişmeler; ABD, İngiltere ve Körfez ülkelerinden oluşan İran karşıtı ittifakın birlikte hareket etme iradesini kuvvetlendirecektir. Bu ittifakın sağlamlaşması ise Irak’ın işgali öncesindeki süreci akıllara getirmektedir. Bilindiği gibi Irak’ın işgali sırasında Almanya ve Fransa gibi Kıta Avrupası’nın başat aktörlerini yanına çekemeyen dönemin ABD Başkanı George W.  Bush, dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair’in desteğini almayı başarmıştır. Dahası bu süreçte Körfez’deki Arap ülkeleri de ABD’yle birlikte hareket etmiştir. Mevcut durumda da İran’a karşı benzer bir ittifakın oluştuğunu öne sürmek mümkündür.” dedi. 

“Sürecin seyrini İran’ın vereceği yanıtlar belirleyecek”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sonuç olarak İran ile İngiltere arasında yükselen gerilim, bir yandan ABD’nin liderlik ettiği İran karşıtı cepheyi kemikleştirmekte; diğer yandan da Avrupalı aktörleri tercih yapmaya zorlamaktadır. Buna karşılık Tahran ise Hürmüz Boğazı’na ilişkin mühim bir kozun elinde bulunduğunu göstermekte ve kendisine yönelik saldırı durumunda bu kozu oynamaktan çekinmeyeceğini ortaya koymaktadır. Şüphesiz İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması, hem bölgesel anlamda Körfez ülkelerinin petrol ihracatında sorun yaşamasına hem de küresel anlamda petrol tedariki anlamında sıkıntılar meydana gelmesine yol açabilir. Bu noktada unutulmaması gereken husus ise mevcut şartlarda Avrupalı aktörlerin İran’a verdiği desteğin, söz konusu ülkeye yönelik bir askeri operasyon olasılığını azalttığıdır. Bu nedenle de Washington yönetimi, kısmi bir operasyon ya da kapsamlı bir işgal yapabilmek için gerekli meşruiyeti sağlamaya çalışmakta ve Tahran’ı hata yapmaya zorlamaktadır. İran’ın ABD’yle yaşadığı sorunlara, İngiltere’yle yaşadığı krizinde eklenmesi, bu ülkeyi zorlayan hamlelerin artacağına işaret etmektedir. Sürecin seyrini ise İran’ın vereceği yanıtlar belirleyecektir.”

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23