• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

İngilizler kendi sistemlerini sorgulamaya başladı! “Mantıken savunulamaz”

Yeniakit Publisher
2019-05-16 15:54:00 -
İngilizler kendi sistemlerini sorgulamaya başladı! "Mantıken savunulamaz"

İngiltere Parlamentosu’nda varlığını devam ettiren Lordlar Kamarası’nı mercek altına alan Channel 4, ülkedeki demokratik olmayan düzene dikkat çekti.

 yeniakit.com.tr  İngiliz televizyon kanalı Channel 4, Lordlar Kamarası’nı mercek altına aldı. Haberde lordların seçilmesindeki gülünç duruma yer verilip İngiltere’deki demokrasi dışı vaziyet üstünde duruldu.

İngiliz medyası soruyor: Demokratik olmamak gerkçekten çok kötü mü?

Parlamentodaki siyasetçilerin ekseriyeti aslında seçilmediler... 21.yüzyılda Lordlar Kamarası’nın hala yeri var mı, yoksa şatafatlı yaşlı adamlar ve zengin elitler kulübü mü?” diye sorulan haberde bazı lordlarla da görüşüldü.

48 yıldır parlamentoda oturan, yani 9 başbakan 12 seçim görmüş bir siyasetçiyle, Selborne Kontuyla görüşmeye gidiliyor. Channel 4 için “mesele ise tüm bu zaman boyunca kendisinin orada oturmak için İngiliz halkı tarafından hiç seçilmemiş olması.” Kont, isim ve imtiyazını asırlara dayanan aile bağından aldığını ve 1971’de büyükbabasının ölümü üzerine nasıl giriş yaptığını anlatıyor.

Habere göre Lordlar Kamarası mensubu olan yalaşık 800 kişi bulunmakta. Bu vesileyle “Lordlar Kamarası’na girebilmenin bir yolu da piskopos olmak” denilerek İngiltere Kilisesi için burada ayrılmış 26 koltuk bulunduğuna dikkat çekiliyor.

İngiliz medyasının sorduğu dikkat çekici bir soru ise şu:
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Yıllar boyunca Lordlar Kamarası’nın reform edilmesi için çağrılar yapıldı. Fakar demokratik olmamak gerçekten çok kötü mü? Ve öyleyse bile bunun hakkında ne yapılabilir?

Haberde sözlerine yer verilen Seçim Reformu Cemiyeti (Electoral Reform Society) Başkanı Darren Hughes, “Şayet ülkenin, vatandaşların altında yaşamasını istediğiniz kanunlarını yazıyorsanız, o halde vatandaşların kim olduğunuz hakkında söz sahibi olmaları gerekir” diyerek lordların sadece soy vasıtasıyla gelerek bu işi aldıklarını, dünyanın ise artık böyle yürümediğini vurguladı.

Bir sözde “seçim”in güldüren yanları.. “Mantıken savunulamaz!”

Üzerinde durulan bir husus ise, 2002’den beri lordlar için de seçim getirilmesi. Fakat bunun sonunda Lordlar Kamarası için de demokrasi getirdiğini düşünüyorsanız “yanılıyorsunuz.” Haberde ifade edildiğine göre, “Bu seçimlerin küçük bir aldatmacası var. Sadece elit aristokrasi mensubu isen bu seçimlerde aday olabiliyorsun. Tüm yapmaları gereken kısa bir şahsi beyanat yazmak, sanki bir üniversite veya başka bir şeymiş gibi. İşte Lordlar Kamarası’nda bir koltuk sahibi olmak için tüm yapmaları gereken bu.

Daha sonra bu şahsi beyanların bir kısmı için ise haberi sunan şahıs, hiçbir kelime dahi bulamayıp “kendiniz görün” diyerek örnekler verdi. Bunlardan birinde sadece, “Gelmek ve Brexit’e desteğimi vermek istiyorum. Çiftçilikte idim” yazarken bir diğer lord, “Monark tarafından imtiyaznamede söz verildiği üzere bir koltuk tevarüs etmek istiyorum. İki taraftan da tüm atalarım hizmet ettiler” demiş, dinlerarası diyalog toplantıları tertip etmek gibi 1-2 faaliyetini zikrederek Westminster’de ikamet ettiğini belirtip Lordlar Kamarası’na [yakın olması hasebiyle] iştirak edebileceğini vurgulamakla yetinmiş...

Diğer bir lord ise iyice ileri gidip sadece tek bir cümle kullanmış ve “Her daim hizmet etmeye istekli” demekle iktifa etmiş gözükmektedir. Sözde seçimin şahsi beyanat kısmındaki ucuzlukta bu son nokta sanılırken, Lord Cadman hepsini birden geçmiş ve hiçbir şey yazmamış, bu sebeple de adı altına “hiçbir beyan sunulmadı” notu düşülmüş lakin bu seçime girmesine bir mani teşkil etmemiş gözükmektedir.

Haberde kendisiyle konuşulan Selbourne Kontu da bu sistem için “açıktır ki mantıken savunulamaz” demekten başka çare bulamasa da devamında “fakat özür de dilemeyeceğim” demektedir.

Lordlar kamarası halka ciddi mali yük de oluyor

Sistemin açıkça demokrasi dışı olması hasebiyle haberde, “Hakikaten İngiltere’ye bir demokrasi diyebilir miyiz?” suali izleyiciye tevcih edildi.

Haberin devamında insanları Lordlar Kamarası hakkında en ziyade kızdıran şeyin ise demokratik olmamasının da ötesinde, vergi veren halka çok fazla para bindirmeleri olduğu belirtildi. Bir kere sadece binalarını çalışır tutmak milyonlarca pounda mâl olmaktadır. Bazı üyelere maaşın yanında şoförlü arabalar da tahsis edilmektedir.

2004’te Lordlar Kamarası’na kabul edilen Barones de Souza’nın sözlerine de haberde yer verildi. Barones, Lordlar Kamarası’nın kanunları hazırlaması hasebiyle esaslı bir yeri olduğunun altını çizdi. Diğer yandan Barones, bir araştırmada Lordlar Kamarası üyelerinin demokratik olarak seçilmesini ister misiniz sualine %95 “evet” denirken, diğer bir sual olan “daha fazla seçilmiş siyasetçi ister misiniz?” sorusuna “hayır” denmesini zikredip, halkın çoğunluğunun Lordlar Kamarası’nın hakikaten ne yaptığını bilmediklerini dermeyan etti.

Haberinde sonunda tekrardan Seçim Reformu Cemiyeti Başkanı Darren Hughes’in sözlerine yer verildi. Hughes, Britanya kâğıt üstünde demokrasi olsa da daha “anlamlı ve sağlıklı” bir demokrasi hazırlamaları gerektiği düşüncesini bildirdi.

Türkiye’ye saldırmak için “demokrasi”yi kılıç yapan İngiliz’in kendilerine gelince tavrı değişti

Diğer yandan iş Türkiye’ye gelince insafsız bir biçimde demokrasi meselesi yüzünden nâ-hak yere hücum eden İngili medyasının, kendilerine gelince “demokratik olmamak kötü mü?” gibi soruları bile rahatça sorabilmesi dikkat çekti.

Ayrıca demokratik olmakla zerre alakası bulunmamasına rağmen tarihi yapı ve kurumlarına öyle veya böyle sahip çıkarak günümüzde dahi işletmeleri..

Ve kendi kendilerine de bunun “ülkelerinin ne kadar demokratik olduğunu” sorgulatır bir vaziyet anlamı taşıdığını kabul etmeleri de şayan-ı dikkat bulundu.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23