Gazze’ye asker yollansın diyen İzzet Hoca’dan skandal görüş: Eşcinsellik özel hayattır! Skandal sözler
Gazze'de yaşanan soykırım ile ilgili geçmişte Gazze'ye asker yolansın diyen ceza hukuku hocası Prof. Dr. İzzet Özgenç Hoca’dan eşcinsel olma hakkındaki skandal sözler...
Gazze'de yaşanan soykırım ile ilgili geçmişte Gazze'ye asker yolansın diyen ceza hukuku hocası Prof. Dr. İzzet Özgenç Hoca’dan eşcinsel olma hakkındaki skandal sözler...
Eşcinsellik ile ilgili skandal görüşünü sosyal medyadan paylaştı, gündem oldu!
EŞCİNSELLİĞİN TEŞVİKİ VE CEZA HUKUKU SORUMLULUĞU ÜZERİNE
Kişinin cinsel arzularını tatmine matuf tercihi, özel hayat alanını ilgilendirir. Hukuk, kişilerin özel hayat alanına karışmaz. Özel hayat alanındaki fiillerle bir başkasının hukukuna tecavüz edilmediği takdirde, cinsel istismar ve cinsel saldırı gibi fiiller işlenmediği sürece, Hukuk bu alana girmez.
Ancak, kişinin cinsel arzularını tatmine matuf tercihini yansıtan fiillerinin özel hayat alanı dışına çıkılarak aleniyet kazanması halinde, Hukuk devreye girer. Hukuk toplumunda başkalarının cinsel arzularını tahrik edecek şekilde ve aleni olarak cinsel davranışlarda bulunulmasına izin verilemez. İnsan bakımından, cinsel arzuların tatminine matuf fiiller, ancak özel hayat alanı içinde icra edilebilir.
Ancak belirtmek gerekir ki, özel hayat alanı dışında icra edilen her cinsel davranış ceza hukuku sorumluluğunu gerektirmez. Ceza hukuku sorumluluğu bakımından ölçüt, TCK, m. 225’de belirlenmiştir.
Cinsel arzuları tatmine matuf tercih, özel hayat alanına mahsus olmakla birlikte, örneğin eşcinsel ilişkilerin teşvikine matuf fiillere izin verilemez ve göz yumulamaz. Türk ceza Kanunu’nda yer verilen “doğal olmayan yoldan cinsel davranış” ibaresi (m. 226, f. 4), bu bakımdan önemlidir. Bu itibarla, Kanunun sistemine göre, doğal olmayan yoldan cinsel ilişki içerikli müstehcen ürünlerin üretilmesi, ülkeye sokulması, satışa arz edilmesi, satılması, nakledilmesi, depolanması, başkalarının kullanımına sunulması ve bulundurulması fiilleri, diğer müstehcen ürünlere nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren suç oluşturmaktadır (TCK, m. 226, f. 4).
Bu düzenlemelerin zorunlu sonucu olarak, doğal olmayan yoldan cinsel ilişki biçimlerinin teşvikine matuf fiillere izin verilemez ve göz yumulamaz.
Yargıtay 18. Ceza Dairesinin bir kararında, “anal ve oral yoldan yapılan, eşcinsel eğilimli ya da çoklu cinsel birleşmeler”, “doğal” cinsel davranışlar olarak nitelendirilmiştir (23.5.2016, E. 2015/29894, K. 2016/11008). Buna karşılık, “cinsel yaşamın içerisinde yeri olmayan, aşağılayıcı veya bütün toplum tarafından da doğal olarak kabul edilmeyen ilişkiler” doğal olmayan cinsel ilişkidir. Örneğin ölmüş insan bedeni üzerinde yapılan cinsel davranış, bu bağlamda zikredilebilir. Ancak, madde metninde ölmüş insan bedeni üzerinde yapılan cinsel davranış ile doğal olmayan cinsel davranış, seçimlik olarak, birbirlerinin alternatifi olarak belirlenmiştir.
Yargıtay’ın bilahare hukukî varlığına son verilen bu Dairesinin, ölmüş insan bedeni üzerinde yapılan cinsel davranış dışında “cinsel yaşamın içerisinde yeri olmayan, aşağılayıcı veya bütün toplum tarafından da doğal olarak kabul edilmeyen ilişkiler” ibaresinin hangi tür cinsel davranışları kapsamına aldığını örnek kabilinden de olsa açıklaması gerekirdi.
Yargıtay’ın kolektif cinsel ilişkileri de “doğal” kabul eden bu kararı, Kanun koyucunun iradesini yansıtmamaktadır.
2004 yılında 5231 sayılı Dernekler Kanunu’nun yürürlüğe girişiyle birlikte, Türkiye’de eşcinsellerin örgütlenme özgürlüğünden yararlanmasının, eşcinsellerin kendilerine özgü işaretleri alenen kullanmalarının, toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlemelerine ve hatta, “sanatsal etkinlik” görüntüsü altında meşru bir hayat tarzı olduğu izlenimi oluşturacak şekilde eşcinselliğin propagandasının yapılmasının, eşcinselliğin teşvik edilmesinin yolu açılmıştır.
Eşcinselliğin teşvikinin önüne geçebilmek için, Anayasanın 41. maddesine son fıkra olarak aşağıdaki şekilde bir hüküm eklenmesi, önerimdir:
“Hiçbir hak ve özgürlük, eşcinsel birlikteliklerin meşru olduğu izlenimi oluşturacak surette kullanılamaz.”
