Gazetemiz Ankara Bürosu’nu ziyaret eden SP Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak Irak’tan Afganistan’a, Suriye’den Orta Afrika’ya, Çeçenistan’dan Burma’ya dünyanın dört bir yanında zulme ve katliama maruz kalanların hep Müslümanlar olduğuna dikkat çekerek, “Çare kardeşlerin bir araya gelmesindedir. Müslümanların belası fitne, bunun ilacı ise birlik beraberlikten geçmektedir” dedi.
Prof. Kamalak Irak’tan Afganistan’a, Suriye’den Orta Afrika’ya, Çeçenistan’dan Burma’ya dünyanın dört bir yanında zulme ve katliama maruz kalanların hep Müslümanlar olduğuna dikkat çekti. İslam dünyasında akan kanı durdurmaya yönelik samimi bir iradeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan SP lideri Mustafa Kamalak şunları söyledi: “Ne var ki Müslümanlar başsızdır. Başsız gövdenin ezilmesi, tepelenmesi ise mukadderdir. İslam’ın düşmanları vardır. Tarih boyunca batılılar İslam alemine Haçlı Seferleri düzenlemişlerdir. Şu anda da bir Haçlı Seferi devam etmektedir.
”
“ÇARE KARDEŞLERİN BİR ARAYA GELMESİNDE…”
Milli Görüş lideri merhum Necmettin Erbakan’ın bu ‘anormal’ gidişatın önüne geçebilmek D-8’in kuruluşuna ön ayak olduğunu vurgulayan Kamalak, dünyanın yer altı kaynakları, iş gücü ve beşeri anlamda en zengin potansiyeline sahip İslam ülkelerinin kendi değerlerine sahip çıkmadığı sürece sömürüden kurtulamayacağı uyarısında bulundu. D-8 ve Milli Görüş’ün önünün 28 Şubat’ta kesildiğini hatırlatan Kamalak, gelinen nokta itibariyle işlerin çok ‘zor’a girmiş bulunduğunu ancak ‘kurtuluş’un yeniden Milli Görüş’e dönüş ile sağlanabileceğini söyledi.
“YERİMİZ AB DEĞİLİSLÂM BİRLİĞİ OLMALI”
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecine de değinen Mustafa Kamalak, kendilerinin bu birliğe girişe taraftar olmadıklarını belirterek şunları söyledi: “Hepimiz bu milletin evlatlarıyız. Hepimiz şehit çocuklarıyız. Her bir ailenin biraz geçmişini kurcalasak üç beş şehit vardır. Biz kime karşı şehit vermişiz tarih boyunca? Batılılara ve onların üzerimize saldığı haçlı ordularına karşı. Sadece Çanakkale’de resmi kayıtlara göre 222 bin; gayri resmi kayıtlara göre ise 400 bin şehit vermişiz. O şehitlere, “Ey şehit dedeler, ey şehit yiğitler bize haçlı birliğine girmemizi mi tavsiye edersiniz yoksa İslam birliğini mi kurmalıyız?” diye sorabilse idik, kanaatimce her birisi bizi çatık kaşla azarlayarak, “Böyle soru mu olur. Biz niye hayatımızı feda ettik” diye en azından sitem ederek, “Elbette yeriniz İslam birliği olmalı” derlerdi.
“TAHMİNLERİN ÜZERİNDE OY ALACAĞIZ”
Partisinin yerel seçim çalışmalarına da değinen SP lideri, bir kuruş hazine yardımı almamalarına rağmen ‘fedakar’ mensuplarının gayretleri neticesi Anadolu’nun en ücra noktalarına kadar ulaştıklarını ve her seçim bölgesinde seçime gireceklerini bildirdi.
KIRIKKALE, ÇANKIRI, MALATYA, RİZE, URFA, BİNGÖL…
Kamalak şunları söyledi: “Tabii ki aziz milletimizin iradesine ipotek koyacak değiliz. Bizim görevimiz hak ve hakikati anlatmak. Tabii ki ulaştığımız kadarı ile, gücümüzün yettiği kadarı ile aziz milletimize gerçekleri anlatabilmek. Bu maksatla da Türkiye’nin her bir seçim bölgesinde seçime gireceğiz inşallah. Burada zorlanacağımızı sanmıyorum. Çünkü biz bu milletin özüyüz, tabiri caize adeta tercümanıyız. Bunu ifade ediyoruz. Ve yolumuzun doğru olduğundan da eminiz. Nitekim 1996 yılında belirli kesimlerin yaptırmış olduğu anketlere göre; bu anketler elimizde var, yolumuz kesilmemiş olsa idi 2005’de Mili Görüş’ün oy oranı yüzde 66 olacaktı. Şu an elbette birtakım güçlüklerle karşı karşıyayız. Biliyoruz bunu. Misalen Meclis’teki üç parti sadece bu yıl 315 milyon liranın üzerinde hazine yardımı alırken Saadet Partimiz bir kuruş hazine yardımı almıyor. Nasıl yapıyoruz? Teşkilat mensubu kardeşlerimiz çocuklarının eğitim masraflarından, evlerinin mutfak bütçelerinden kısarak geceyi gündüze katıyor yollara düşüyor. Ve inşallah belirli çevrelerin tahmin etmediği nispette oy olacağımızı düşünüyoruz.”
TÜRKİYE SAADET’E KOŞUYOR
Kamalak, iddialı oldukları illerle ilgili sorumuz üzerine de “Biz her tarafta iddialı olarak giriyoruz. Kırıkkale, Çankırı, Malatya, Rize, Şanlıurfa, Bingöl adaylarımıza bakınız… Say sayabildiğin kadar… Türkiye Saadet’e koşmaktadır. Türkiye’nin Saadet’in etrafında toparlanması demek; İslam birliği için çok önemli bir aşamayı teşkil edecektir. Her şeyden önce bizim için inananlar olarak kaybetmek yoktur” dedi.
