Bazı vakıf üniversitelerinin uyguladığı fahiş fiyatlar, velilerin bütçesini zorluyor. Geçen yıl mühendislik ve beşeri bilimler için 297 bin 500 lira istenirken, bu dönemde fiyatların 745 bin lirayı bulması tepki çekti. Tüketici Konfedarasyonu Başkanı Aydın Ağaoğu, eğitim ücretlerine enflasyonun üzerinde yapılan keyfi zamların hukuka aykırı olduğunu söyledi.
Sebahattin Ayan İstanbul
Her alanda olduğu gibi eğitimde de çağ atlayan Türkiye, üniversite sayılarıyla göz doldururken bazı vakıf üniversitelerinin uyguladığı fahiş fiyatlar velilerin bütçesini zorluyor. 2025-2026 akademik yılı için özel üniversite ücretlerinde önemli artışlar yaşanıyor. Bazı vakıf üniversiteleri, eğitim ücretlerine %100’ü aşan zamlar uygularken bu durum, öğrenciler ve aileleri için ekonomik zorluklara yol açıyor. Yüksek fiyatlardan şikâyet eden öğrenci ve aileleri fiyatların makul seviyeye çekilmesini ve enflasyon oralarının baz alınmasını istiyor. Geçtiğimiz yıl bazı vakıf üniversitelerinin Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi ile Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi’nde 297 bin 500 TL ücret isterken 2025-2026 akademik yılı için %150’yi aşan bir artış yaparak 745 bin TL gibi devasa ücretler talep etmesi eğitim aşkıyla yanıp tutuşan insanları mağdur ediyor. Konuyla ilgili akit’e konuşan eğitimciler fiyatların makul seviyeye çekilmesi için yetkililerden destek beklediğini ve fiyat belirlenmesi için bir standart getirilmesini kaydetti.
YÖK’Ü DİNLEMİYORLAR
Öte yandan 2024 yılı temmuz ayında yayımlanan YÖK kararına göre, özel üniversitelerin ücret artışlarında en fazla Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) 12 aylık ortalamasını esas almalarını ve bu güncellemeleri resmi internet sitelerinde duyurmalarını zorunlu kıldı. Ancak bazı özel üniversitelerin bu düzenlemeye uymadığı ve TÜFE oranının üzerinde zamlar yaptığı bildiriliyor.
EĞİTİM ÜCRETLERİNDE KEYFİ ZAMLAR HUKUKA AYKIRI
Konuyla ilgili gazetemize konuşan Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, “‘Özel üniversite’ olarak bildiğimiz vakıf üniversiteleri, aslında kâr amacı gütmeyen kuruluşların bünyesinde oluşturulmuş ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yetkilendirilmiş kurumlardır. Ne var ki, vakıf üniversitelerinde okuyan öğrenciler, aynı zamanda “tüketici” sıfatını taşırlar. Bu nedenle, bu üniversitelerle yaşanan uyuşmazlıklarda yetkili merciler tüketici hakem heyetleri ve tüketici mahkemeleridir. Enflasyonun üzerinde yapılan zamlar, geçmişte YÖK Başkanı’nın da belirttiği gibi, hukuksuzdur. Öğrenciler bu artışları ödemiş olsalar bile, hukuki yollarla geri alabilirler. Öğrenciler bu haklarını kullanmak için hiçbir ücret ödemeden, internet üzerinden e-Devlet aracılığıyla tüketici hakem heyetlerine başvuru yapabilirler. Eğer talep edilen meblağ 149.000 TL’nin altındaysa tüketici hakem heyetlerine; üzerindeyse önce arabulucuya, uzlaşı sağlanamaması durumunda ise tüketici mahkemelerine başvurabilirler” dedi.
YÖK TAVSİYE KARAR YAYIMLADI
YÖK’ün vakıf üniversiteleri için tavsiye olarak yayımladığı karar olduğunu kaydeden Ağaoğlu, “YÖK, 2024 yılında enflasyon oranında zam yapılması gerektiğini bildirmiştir. Ancak üniversiteler buna uymamaktadır. YÖK bunu bir tavsiye olarak yayımlamıştır; çünkü eğitim-öğretim, kamusal bir hizmettir ve ticari kâr amacıyla yapılamaz. Bu nedenle vakıflara üniversite kurma yetkisi verilmiştir; özel şirketlere ise verilmemiştir. Çünkü şirketler doğal olarak kâr amacı güderler, oysa vakıflar kamu yararına çalışan, kâr amacı gütmeyen kuruluşlardır. Eğitim hizmeti de bu doğrultuda değerlendirilmelidir. Enflasyonun çok üzerinde yapılan zamlar ise haksız kazanç kapsamına girer. Bu haksız artışlar da geri alınabilir” şeklinde konuştu.
Ağaoğlu, öğrencilerin üniversitelere ödediği fahiş ücret farkının 10 yıllık bir süre içinde alabileceğini de aktardı.
VAKIF ÜNİVERSİTELERİ YÜKSEK ÜCRET TALEP EDİYOR
Eğitimci yazar İlhan Ergincan ise şunları söyledi: “Türkiye’deki birçok vakıf üniversitesi, vatandaşlardan yüksek öğrenim ücretleri talep ederken, çalışan akademik personele olması gerekenin çok altında maaşlar ödemektedir. Bu kurumlarda çok sayıda öğretim görevlisi, kadroya alınmaksızın yalnızca ders saati bazında çalıştırılmakta ve karşılığında asgari ücret seviyesinde ödeme yapılmaktadır. Vakıf üniversiteleri, akademik kariyer yapma hedefindeki ancak kadro bulamayan akademisyenleri, adeta düşük maliyetli iş gücü gibi görerek çok daha düşük ücretlerle çalıştırmaktadır. Bazı öğretim elemanları kadroya alınsa dahi, bu kadrolar genellikle eğitim-öğretimle ilgisi olmayan idari pozisyonlarda gösterilmekte ve bu kişiler, öğretim görevlisi maaşının yarısı kadar bir ücretle çalışmaya zorlanmaktadır. Öğretim elemanları, ya düşük saat ücretleriyle çalıştırılmakta ya da görev tanımı olmayan idari kadrolarda istihdam edilerek, YÖK’ün belirlediği asgari maaş standartlarının yarısıyla çalışmaya zorlanmaktadır”