Erdoğan’ın AB ile ilgili eleştirilerinin altına imzamı atarım
Abdülkadir Özkan, AB’den yapılan ipe sapa gelmez açıklamalar sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AB Bakanı Bozkır’ın açıklamalarının doğru yönde atılmış bir adım olduğuna, ama bu açıklamaların sadece sözde kalmaması gerektiğine dikkat çekti. Özkan, “AB kapısında durmayı içimize sindirebiliyorsak, arada bir kabadayılık yaparak posta atmanın anlamı olmuyor” dedi.
İŞTE O YAZI:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bakan Bozkır’ın AB konusunda yaptıkları açıklamaları yan yana getirince ortaya çelişkiler yumağı çıkıyor. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerek AB Bakanı Bozkır’ın AB’ye yönelik eleştirilerine katılmamak mümkün değil. Hemen belirteyim ki, AB’ye yönelik tüm eleştirilerin altına imza atarım. Ancak, bunca eleştiriyle birlikte AB üyeliğinden vazgeçilmeyeceği yönündeki açıklamalar kafa karışıklığı değilse tutarsızlık olabilir.
Paralel yapıya yönelik 14 Aralık operasyonunun ardından AB’den yapılan açıklamaların kabul edilir, yenilir yutulur bir yanı yoktu. Böyle olunca da özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan sert bir karşılık verdi: “AB’nin kapıkulu değiliz” cümlesi ile özetleyebileceğimiz tepkilere rağmen AB üyeliği konusunda Türkiye’nin tavrında bir değişiklik olmadığı da görülüyor. O zaman ister istemez insanın “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” diyesi geliyor.
Çünkü doğruları söylemek, söylenenler doğrultusunda hareket edilirse bir anlam ifade eder. Aksi halde ortaya çelişkiler yumağı çıkar. (...)
Erdoğan, AB ve ABD’nin Türkiye söz konusu olduğunda çifte standart uyguladığını hatırlatarak, ”Türkiye AB’nin önünde kapıkulu değildir. Türkiye bırakın geri adım atmayı, asla azarlanacak, kendisine gündem belirlenecek bir ülke hiç değildir” diyerek tepkisini gösteriyor. Bu tepkiye sonuna kadar elbette katılıyoruz. Ancak, böylesine bir tepkinin ardından en azından Gümrük Birliği başta olmak üzere AB ile ilişkilerin gözden geçirilmesinin gündeme gelmesini beklemek doğru olmaz mı? (...)
Kısacası artık iktidar sözcüleri çelişkili açıklamalar yapmaktan vazgeçmeli. Gerçekten AB kapısında durmayı içimize sindirebiliyorsak arada bir kabadayılık yaparak posta atmanın anlamı olmuyor.
ABDÜLKADİR ÖZKAN / MİLLİ GAZETE
Akit Arşiv sayfasından...