Türk yönetmenlerinin kadrajından öyle filmler beyaz perdeye yansımıştır ki, hem derinlik hem de sinematografik olarak dünya sinemasıyla bol ölçüşür. Yeşilçam’ın fikirsel kıtlığından kendini sıyırmayı başarabilmiş kült filmlerimiz halen izleyenlerini büyülemeye devam ediyor. Yeri gelmişken şunu da söyleyelim ki, Yeşilçam sinemasının bu millete bir özür borcu vardır. Yeniakit.com.tr okuyucuları için derlediğimiz Türk filmleri ise Yeşilçam sineması içerisinde değerlendirilmeyecek kadar kalitelidir.
Metin Erksan: Sevmek Zamanı- 1965
Fotoğrafta gördüğü bir kadının suretinden ziyade siretine aşık olan ve bunu da açık yüreklilikle söyleyen bir gönül adamının hikayesidir perdeye yansıyan. Boyamaya girdiği bir evin duvarında asılı kadın resmine aşık olan boyacı Halil'in ve resmin sahibi Meral'in öyküsü anlatılır.
Atıf Yılmaz: Selvi Boylum Al Yazmalım- 1978
Jenerik müziği hemen kulaklarınızda çınladı değil mi? Bir su misali akıyor içinize… Başrollerinde Kadir İnanır ve Türkan Şoray’ın oynadığı film Türk sinemasının unutulmazları arasında. Sevmenin basit bir yürek çarpıntısı değil büyük bir emek olduğunu nakşeder idrakimize…
Yavuz Turgul: Züğürt Ağa- 1985
Dünya sinemasında bile eşine az rastlanır bir film. Sistem eleştirisi trajikomik bir dille beyaz perdeye aktarılıyor. Varlıklı ve korkulan bir köy ağasının, servetini kaybetmesi sonrası İstanbul’a göç edişi ve kendisine saygı duyan köylüleri tarafından önemsenmeyişi müthiş bir senaryo ve oyunculukla anlatılıyor
Levent Semerci: Nefes Vatan Sağolsun- 2009
Filmi izlerken, kendinizi karlı bir havada 1800 rakımlı bir tepede nöbet tutarken hissedebiliyorsunuz. Etkileyici sahneleri ile vermek istediği duyguyu fazlasıyla aşılıyor.
Nuri Bilge Ceylan: Bir Zamanlar Anadolu'da-2011
Bu defa içi daha dolu bir senaryoyla karşımıza çıkan Nuri Bilge Ceylan, filme yansıttığı görüntülerle de izleyicisini adeta büyülüyor. Bir doktor ile bir savcının ‘gerilim’ dolu 12 saatlik yolculuğunun anlatıldığı filmde, taşra hayatı en ince ayrıntısına kadar sinemaseverlere aktarılıyor.
Türünün ilk örneklerinden olması hasebiyle önem taşıyor. Eksikleri olsa da kendi alanında öncülük ettiği için takdire şayan. Faruk Aksoy imzasını taşıyan bu filmle birlikte, ülkemizde tarihi karakterlere olan ilgi arttı.
Mesut Uçakan: Kelebekler Sonsuza Uçar-1993
Kısıtlı imkanlarla da çekilse muazzam bir senaryo, kaliteli oyuncular ve iş bilir bir yönetmenin sayesinde ortaya kült bir film çıkmış. İskilipli Atıf Hoca’nın hayatının anlatıldığı film bir devrim niteliğinde. Mutlaka izlenmesi gereken bir başyapıt.
Uluslararası ödül kazanan ilk Türk filmi. Üzerinden 56 yıl geçse de Türk sineması dendiğinde akla gelen ilk filmlerden.
Derviş Zaim: Tabutta Rövaşata-1996
Rumeli Hisarı’nı yurt edinmiş evsiz barksız bir adamın trajikomik hikayesini anlatır. Jenerik müziği de en az film kadar güzel ve dikkat çekicidir. Müzik kulağı olanları anlayacaklardır. Oyunucların başarısı yadsınamaz olsa da Zaim bu filmde bütün yeteneğini konuşturmuştur.
Reha Erdem'in senaryosunu yazdığı ve yönettiği film. Çanakkale’nin şirin bir köyünde çekilen film, bizi ruhumuzun derinliklerine doğru şiirsel bir yolculuğa çıkarıyor.


