Diyanet’tin tesettür hutbesi azgın azınlığı kudurttu! Örtü düşmanlıkları hiç bitmiyor
Seçim öncesi başörtülülere rozet takma yarışına giren seküler yobazların partisi CHP’nin başını çektiği azgın azınlık, Diyanet’in örtü hutbesinden rahatsız oldu.
Sebahattin Ayan İstanbul
Milletin mukaddes değerleriyle kavgalı olan seküler azınlığın, İslam alerjisi yeniden depreşti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın geçtiğimiz cuma günü irad edilen hutbesi, CHP ve çakma ilahiyatçılarını kudurttu. Tüm camilerde okunan hutbede, İslam’ın emri olan örtünmeden bahsedilirken, çocukları zehirlediği için görevinden atılan çakma ilahiyatçı Cemil Kılıç, örtünmenin Allah’ın emri olmadığını, Arapların statü gereği kullandığı bir araç olduğunu belirterek, büyük bir skandala imza attı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka ise laikçi sekülerlerin sürekli diline doladığı iftiralarla cevap verme girişiminde bulunarak, “Diyanet önce kendine baksın sonra kadınları düşünsün, hatta hiç düşünmesin” şeklinde skandal ifadeler kullandı. Tesettürün ve kamusal alanda mahremiyete uygun giyinmenin önemine dikkat çeken hutbeye, çok sayıda ilahiyatçı ve vatandaş destek verirken, CHP ve çakma hocalarının hezeyanlarını gazetemize değerlendiren İslam alimleri, tesettürün İslam’ın emri olduğunu, Kur’an-ı Kerim’de de ayetlerle sabit olduğunu ve kıyafet üzerinden İslam’a saldırmanın bir cehalet olduğunu vurguladı.
İSLAM’IN SUSMASINI İSTİYORLAR
Akit’e yaptığı açıklamada cuma hutbesinde toplumun ahlaki duyarlılığına dair yapılan kıyafet vurgusunun bazı çevreleri fena halde rahatsız ettiğine dikkat çeken Mil Diyanet-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tahiroğlu, “En başta şunu söyleyelim: Hutbede geçen ifadeler, İslam’ın ahlaki değerler sistemine gönderme yapmaktadır. Ne bir kişiyi hedef almakta ne de belirli bir ideolojinin peşine takılmaktadır. Fakat nedense, ‘ahlak’ kelimesi geçince hop oturup hop kalkan bir kitle türemiş durumda. Belli ki modernizmin dokunulmaz putlarına laf söylenmesinden epeyce huylanıyorlar. Cemil Kılıç, kendisini ilahiyatçı yazar olarak takdim eden biri. Ancak yaptığı açıklamalar, bir ilahiyatçının değil, bir ideoloğun sığlığıyla dolu. Diyor ki: ‘İslam’da böyle bir anlayış yok.’ Acaba hangi İslam’dan bahsediyorsunuz sayın Kılınç? Sosyal medya İslam’ından mı? Seküler beğenilere göre kurgulanmış bir ‘light İslam’dan mı? Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor: “(Ey Muhammed!) Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha temizdir.” (Nur, 30) “Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, ziynetlerini (göstermesinler)…” (Nur, 31) Yani İslam, hem kadını hem erkeği iffetli olmaya çağırıyor. Ne kadın düşmanlığı var burada ne cinsiyet ayrımcılığı. Varsa yoksa Allah’ın emri. Aylin Nazlıaka ise Diyanet’i kadınları hedef göstermekle itham etmiş. Kendisine tavsiyemiz: Lütfen hutbeleri tam okuyun, hatta bir müftüden rica edin size açıklasın. Çünkü Diyanet, kadını değil, iffetsizliğe davetiye çıkaran yozlaşmış giyim anlayışını eleştiriyor. Bu ince farkı anlayamıyorsanız, hutbe değil moda dergisi okumanızı öneririz. Peki bu kadar yaygara niye? Çünkü İslam’ın susmasını, gençliğe hiçbir ahlaki ilke sunmamasını istiyorlar” dedi.
