• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Dink cinayetinin toplumsal bellekte bıraktığı iz, "hafıza mekanı"nda sergileniyor

Yeniakit Publisher
2020-01-18 11:03:20 -
Dink cinayetinin toplumsal bellekte bıraktığı iz, "hafıza mekanı"nda sergileniyor

Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesiyle toplumsal hafızada önemli bir yer tutan Agos gazetesinin eski yerinde açılan "23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı"nda, Dink'in yaşamı, fikirleri, çalışmaları ve cinayete giden sürecin tüm aşamaları ziyaretçilerin dikkatine sunuluyor - Hrant Dink Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Asna: - "Geleceğe kaygıdan ziyade umut vadeden bir mekan hazırlığı yapmamız gerekiyordu ve başardık. Gelen ziyaretçilerden aldığımız geri bildirimler bize bunu anlatıyor" - 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı Koordinatörü Nayat Karaköse: - "Biz sadece Hrant Dink'in hayatına ışık tutmuyoruz. Onun savunduğu demokrasi, barış, insan hakları, adalet, eşitlik gibi evrensel değerlerle ilgili farkındalık yaratmaya çalışıyoruz"

İSTANBUL (AA) - MURAT PAKSOY - Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni olduğu Agos gazetesinin eski ofisinin dönüştürüldüğü "23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı", 19 Ocak 2007'de öldürülen Hrant Dink'in katledilişinin toplumsal bellekte bıraktığı izi gözler önüne seriyor.

Gazeteci Hrant Dink'in Agos gazetesinin bulunduğu Halaskargazi Caddesi'ndeki Sebat Apartmanı'nın önünde katledilişinin üzerinden 13 yıl geçti.

Dink'in ölümüne ilişkin devam eden yargılama süreci, Türkiye'de sonuçlanması beklenen önemli davalar arasında yer alırken, Dink'in ailesi, arkadaşları ve sevenlerinin adalet arayışları sürüyor.

Cinayete ilişkin yürütülen soruşturmalar sonucunda açılan dava kapsamında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 76 sanığın yargılanması devam ediyor.

Dink'in 19 Ocak 2007'de saat 15.05'te katledildiği ve birinci katında Agos gazetesinin de bulunduğu Osmanbey'deki Sebat Apartmanı'nın önünde her yıl toplanan binlerce kişi, Hrant Dink'i anarak adalet arayışlarını dile getiriyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Agos gazetesi 2015'te Sebat Apartmanı'ndan taşınsa da binanın sembolik anlamı ve cinayetin toplumsal hafızadaki yerini göz önünde bulunduran Hrant Dink Vakfı, bu yeri hafıza mekanı haline getirdi.

Osmanbey Halaskargazi Caddesi'ndeki 1920'lerin ortalarında inşa edilen tarihi Sebat Apartmanı'nın birinci katında sebatla sürdürülen uzun uğraşların ardından ortaya çıkan ve Dink'in 1996'daki bir yazısından da esinlenilerek isim verilen "23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı" konuklarını ağırlıyor.

Mekanda, Dink'in askerlik görevi sırasında yaşadığı ayrımcılıktan yola çıkarak tasarlanan "Tırttava", 1980 darbesinin ardından tuvaletten bozma bir hücrede gördüğü işkencelere atıf yapılan "Tuvalet Korosu Yerleştirmesi", Tuzla'daki Kamp Armen'de geçen, çocukluğu, mücadelesi ve Rakel Dink'le tanışma hikayesinin anlatıldığı "Atlantis Uygarlığı Odası" ile 2004'ten itibaren maruz kaldığı hedef gösterilme süreci, açılan davalar, Dink ve Agos'a karşı yapılan protestoların kronolojik olarak anlatıldığı video, yazı, belge ve gazete haberlerinin yer aldığı "Güvercin Tedirginliği Odası" bulunuyor.

"Çok Amaçlı Etkinlik Alanı", "Koridor", "Tuz ve Işık yerleştirmesi" ve "Büyükelçilik Kurma Projesi" bölümlerinin de bulunduğu 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı, Dink'in yaşamı, fikirleri, çalışmaları ve ideallerinin yanı sıra cinayete giden süreçlerin tüm aşamaları ve dava dosyaları detaylarıyla ziyaretçilerin dikkatine sunuluyor.

- "Geleceğe kaygıdan ziyade umut vadeden bir mekan"

Hrant Dink Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Sibel Asna, öldürülmesinin ardından kurulan vakfın toplantılarında Dink'in nasıl anılacağına ilişkin sürekli görüş alışverişi yaptıklarını, 2008'de de hafıza mekanı fikrinin ortaya çıktığını söyledi.

Çeşitli acıların yaşandığı ülkelerde hafıza mekanlarının bulunduğunu, Türkiye'de ise bunun örneğinin olmadığını dile getiren Asna, "Her toplantıda bu mekana doğru adım adım ilerledik. Çünkü kolay değildi. Son derece alçakça öldürülmüş, herkesin içini yakan, acıyı sonuna kadar körükleyen bir cinayetin ne şekilde yansıtılacağı, geleceğe kaygıdan ziyade umut vadeden bir mekan hazırlığı yapmamız gerekiyordu. Kolay bir iş değildi ama sanırım başardık. Gelen ziyaretçilerden aldığımız geri bildirimler bize bunu anlatıyor." diye konuştu.

Uzun bir hazırlık sürecinin ardından mekanı geçen yıl açabildiklerini anlatan Asna, "Kolay değildi tabii. Pek çok unsuru barındırması gerekiyordu. Hrant'ın hayatı üzerinden Türkiye Cumhuriyetinin yaşadığı travmaları da anlatıyoruz burada. Bir o kadar da Hrant'ın umuda, geleceğe bakışı, söylemi, adalete, insanlığa, sevgiye olan inancını yansıtan bir mekan olması gerekiyordu ve biz de bunu başardık." dedi.

Asna, mekan için imece usulü çok küçük katkılarla verilen kocaman bir desteğin oluştuğunu, toplumun her kesiminden, farklı gelir düzeyinde insanların kendi çapında destek vererek fonlamaya katkıda bulunduğunu dile getirerek, projede çalışan tasarımcılar, mimarlar ve araştırmacıların büyük bir gönüllükle uzun uğraşlar verdiğini kaydetti.

- "İki günün ortasında umudu ve iyiliği vadeden bir mekan"

Mekanın ön açılışını geçen yılın 23 ve 24 Nisan'da yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"23 Nisan, egemenliğe yetki veren bir bayramımız, 24 Nisan da hepimizin bir trajedisi. Bu iki günün ortasında umudu ve iyiliği vadeden 23,5 olarak adlandırıldı mekan. O tarihte de ön açılışı yapıldı. Hrant'ın 23 ve 24 Nisan'ı anlatan ve 'keşke bu iki günü birleştirsek ve bu iki günün sonunda umudu vadeden bir gelecek vadetsek' dediği bir yazısından ilham alarak 23,5 adını verdik.

Ziyaretçiler, her şeyden önce hafızayı bulacaklar, bu cinayete nasıl ilerlendiği, nerelerden geçilerek bu sona gelindiği ve Hrant'ın hayatından Türkiye'de neler yaşandığını görülebilecekler. Ziyaretçilerde ilk başta dingin bir gezme ritmi görüyoruz. Yavaş yavaş gezdikçe, yaşadıkça hissettiklerini görüyoruz. Kimisi gözyaşıyla kimisi de çok düşünceli çıkıyor. Bunların hepsi bizim için çok değerli."

Asna, Dink ailesinin katkılarının önemine işaret ederek, "Rakel'i burada görmek benim için kolay olmadı ama o güçlü ve vakur bir karakter. Çok güzel cümlelerle ifade etti. Ailenin her bir ferdinin düşünsel katkıları çok. Ailenin her bir ferdinin, yaşama insanı ve felsefi bakışı bir var. Zaten Rakel'in cenaze günü yaptığı konuşmayı da herkes hatırlıyor. O yüreği buraya yansıttılar. Buranın gerçekleşmesinde hem maddi hem manevi hem de düşünsel çok katkıları oldu." şeklinde konuştu.

- "Mekanın ana anlatıcısı Hrant Dink"

23,5 Hrant Dink Hafıza Mekanı Koordinatörü Nayat Karaköse de, ziyaret ettikleri müze ve hafıza mekanlarının deneyimlerinden faydalanarak buranın ortaya çıktığını söyledi.

Mekanın ana anlatıcısının Hrant Dink olduğuna dikkati çeken Karaköse, "Buraya gelenler, bütün hikayeyi onun kendine özel barışçıl ve diyalog temelli dilinden öğreniyorlar. Konuklar bütün odaları onun hikayeleri üzerinden gezme fırsatı buluyorlar." dedi.

Karaköse, Hrant Dink'in çalışma odasını öldürüldüğü tarihteki gibi korumaya çalıştıklarını belirterek, "Birçok müzede bu tür odalar kırmızı kordonlarla korunurken biz öyle bir şey yapmadık. Gelen insanlar kendilerini iyi hissetsinler, dokunsunlar istedik." diye konuştu.

Hafıza mekanlarının soruları barındırdığına vurgu yapan Karaköse, buradaki her videonun bir soruyla başladığını ve ziyaretçilerin yanıtlarını da Dink'ten aldığını söyledi.

Karaköse, mekanın farklı yerlerinde Dink'in yazılarının bulunduğunu dile getirerek, "Biz sadece Hrant Dink'in hayatına ışık tutmuyoruz. Onun savunduğu demokrasi, barış, insan hakları, adalet, eşitlik gibi evrensel değerlerle ilgili farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Onun savunduğu bütüncül bakışını yansıtan yazılarını ziyaretçilere sunuyoruz." ifadelerini kullandı.

Nayat Karaköse, mekanın Türkçe, İngilizce ve Ermenice olarak 3 dilde hizmet verdiğini anlatarak, pazartesi günleri hariç hafta içi her gün ziyarete açık olduğunu sözlerine ekledi.


Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23