Manevi değerlerimize nefret kusan, Diyanet ve MEB’e ‘gerici’ yaftası vuran, icazet törenlerine yönelik linç kampanyaları başlatan fondaş medya, çirkin yüzünü bir defa daha gösterdi. Fondaş medya, İsveç hükümetinin izniyle Türk Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakan İslam düşmanı Rasmus Paludan’ın provokasyonuna sessiz kaldı.
Manevi değerlerimize yönelik iflah olmaz bir nefret besleyen, her fırsatta Diyanet ile MEB’e ‘gerici’ yaftası vuran, icazet törenlerine yönelik inç kampanyaları başlatan, 6 yaşında bir kıza giydirilen gelinlik olayını çarpıtarak dini cemaatlere yönelik “cinsi sapık” algısı oluşturmaya çalışan fondaş medya ile ortakları çirkin yüzünü bir kez daha gösterdi. Din muarızlıklarıyla bilinen zillet medyası, İsveç’teki çirkin provokasyonuna tepkisiz kaldı. Sözde milliyetçi İP’in destekçisi Yeniçağ ile İslam karşıtı yayınlarıyla bilinen Birgün, Evrensel ve Sözcü’nün yavrusu Korkusuz’un yanı sıra Haydar Baş’ın kurduğu Yeni Mesaj gazetesi, Said Nursi kitapları satmasıyla bilinen Yeni Asya gazetesi, İsveç’teki alçak saldırıyı görmezden gelerek 1’inci sayfalarında yer vermedi.
Cumhuriyet başka şeye üzüldü
Müslümanların mukaddes değerlerine saldırmayı alışkanlık haline getiren Cumhuriyet ise Kur’an-ı Kerim’e yönelik küstah saldırıyı görmezden gelirken, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, “yapacağı ziyaretin önemi de anlamı da kalmadı” sözleriyle İsveç Savunma Bakanı Pal Jonson’un Türkiye ziyaretinin iptal edildiğini açıklamasını, birinci sayfasından “İsveç ile yaşanan kriz büyüyor” şeklinde duyurdu. PKK ve FETÖ’ye aleni şekilde destek veren, Erdoğan’ın maketinin asılmasına göz yuman İsveç’in onayıyla Kur’an yakan deyyus Paludan’ın ateşli provokasyonunu perdeleyen zillet medyasının suskunluğunu akit’e değerlendiren gazeteciler, okuyucularımıza özel açıklamada bulundu.
Kalpleri gavurdan yana
Yazar Tayyar Tercan: “Bunların kalbi gavurdan yana. Özellikle muhalefetin sosyal medyadaki paylaşımlarına bakıyorum, sanki Allah’ın kitabına el uzatan küfür soyuna tepki verince, iktidara destek vermiş gibi bir mantıkla bakıyorlar. O yüzden tepki bile veremiyorlar. Bu adamların İslam’a düşman olanlara karşı zerrece öfkeleri yok. Bunlar gavur ne derse onu yapmaya hazırlar. Ne iman, ne İslam ne Kur’an, ne Peygamber umurlarında değil. Kur’an Allah’ın kelamıdır. Allah kelamını elbette korur ama bir Müslümanın böyle bir durumdaki öfkesi tavrı kendi imanını korur. Böyle bir saldırıda birazcık öfkelenmemiş bir insan otursun da imanım var mı yok mu düşünsün. Ben hayattaki her şeye pazarlık gözüyle bakan bunların zaten o manada hiçbir sevgisinin ve öfkesinin de gerçek olmadığına inanıyorum. Şimdi de yok ‘Kur’an-ı Kerim yakılmaz yanan sadece kağıttır’ gibi sözlerle saldırıyı sulandırmaya başladılar. Türkiye Büyükelçiliği önünde yaptı bunu. Çünkü biliyorlar ki, ‘küfürle savaşmayı göze alabilen Müslümana Türk denir. Bu küfür ve emperyalist düzenin önünde durabilen ve gelecekte de duracak, bu sancağı düştüğü yerden kaldırabilecek tek millettir. Kâfir soyu bunun farkında ama içimizdeki zihniyet gavurdan yana tavır alıyor.”
Muhaliflerin tavrı utanç verici
Gazeteci Şükrü Sak: “Türkiye’yi, İslam’ı ve Müslümanları hedef alan bu alçak saldırı karşısında muhalif medyanın tavrı kelimenin gerçek anlamıyla utanç verici oldu. Zaman zaman milletin değerlerine yaptıkları düşmanca yayınlarla bilinen malûm medya, devlet kontrolünde yapılan bu alçaklığa sessiz kalmayı tercih etti. Neden acaba? Bu sessizlik, içten içe duydukları bir memnuniyetin göstergesi mi? Gömüldükleri sessizlik çukuru, İslâm’ı ve Müslümanları hedef alan bu alçaklık karşısında, ‘Onlar da mı Rasmus Paludan gibi düşünüyor?’ sorusunu akıllara getiriyor ister istemez. Müslümanların değerlerine yapılan bu alçak saldırı karşısında sessiz kalmak, bu alçaklığı onaylamak anlamına mı geliyor, insan merak ediyor gerçekten, nedir bu sessizliğin asıl sebebi?”