Çiğneme alışkanlıklarınız obeziteye sebep olabilir! Tek taraflı çiğneme
Uzmanlar hızlı yemek yemenin zararlı olduğunu ve obeziteye yol açtığını belirtiyorlar. Çiğneme süresinin uzaması az besinle daha çabuk doyulmasını sağlıyor.
Hızlı yemek yemek zararlı alışkanlıklar arasında yer alıyor. İnsan hızlı yemek yemeye alışınca yemekleri tam olarak çiğnemeden yiyor ve fark etmeden daha daha fazla yemek tüketiyor.
Fark etmeden edinilen zararlı yaşam alışkanlıkları sağlığımızı etkileyebiliyor. Hızlı yemek yemek de bu alışkanlıklar arasında yer alıyor. Özellikle Ramazan ayında gün boyunca aç kalıp iftarda yemeklere ağırlık vermek sağlık problemlerine neden oluyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Akif Öztürk, genel olarak bilinen zararları dışında lokmalarını yeteri kadar çiğnemeden yutan, çok hızlı yemek yiyenlerin obezite riskiyle karşı kaşıya kaldıklarını da vurguladı. Öztürk, 2020 yılında yapılan bilimsel bir çalışmada hızlı yemek yiyenlerin yavaş yiyenlere oranla doymak için daha çok besin tükettiklerini ortaya çıkardığını söyledi.
ÇİĞNEME UZADIKÇA DOYMA HİSSİ AZ GIDAYLA SAĞLANABİLİYOR
Hollandalı bilim insanları tarafından 60 gönüllü üzerinde yapılan ve 2020 yılında sonuçları ‘American Jounal of Clinical Nutrition’ dergisinde yayınlanan çalışmaya göre; yeme hızı ne kadar azalır, çiğneme ne kadar uzarsa doyma hissi de bir o kadar az gıdayla sağlanabiliyor. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzm. Dr. Mehmet Akif Öztürk, sadece bu çalışmaya göre böyle bir genelleme yapmak doğru olmasa da bu ve benzer çalışmalar bu tezi doğruladığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Hızlı yemek yiyenlerde daha fazla miktarda besin alımı daha fazla kalori alımı demektir. Bu durum da aslında obezite için ciddi bir risk faktörü oluşturur. Sonuçta obezite alınan kalori ve harcanan kalori arasındaki dengesizlikten kaynaklanmaktadır” diye konuştu.
KATI YİYECEKLER ÇİĞNEME SÜRESİNİ UZATIYOR
Uzm. Dr. Mehmet Akif Öztürk’ün verdiği bilgiye göre hızlı yemek yiyen insanlar, yavaş yiyenlere oranla daha fazla obezite riskine sahipler. Çalışmanın daha net anlaşılabilmesi için iki önemli kavramı bilmek gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Öztürk, “Bunlardan biri (ADM) Ağız içi duyusal maruziyet, yani dil üzerindeki reseptörler vasıtası ile algılanan duyu hissi de diyebiliriz. ADM, çiğneme süresi uzadıkça ya da katı şekilli yiyecekler ile daha yüksek düzeyde olurken, sıvı ya da püre tarzında yiyecekler ile ve çiğneme süresi azaldıkça azalmaktadır. Diğer kavram ise adından da anlaşılacağı üzere (YH) Yeme Hızı kavramlarıdır.” Dedi.
PÜRE GİBİ HIZLI YUTULAN YİYECEKLER ÇOK FAZLA TERCİH EDİLMEMELİ
Çalışmada temelde 4 tane grup ve bir de kontrol grubunun bulunduğunu dile getiren Uzm. Dr. M. Akif Öztürk, “Gönüllüler yeme şekilleri farklı olacak şekilde gruplara ayrılarak gözlemlenmiş. Her bir grupta yer alan gönüllüler aralıklı olarak doyum anketlerine tabi tutulup aynı zamanda beslenmelerinin ilk dakikalarında ve beslenme sonunda gönüllülerin kan örnekleri alınarak kanda glikoz, insülin ghrelin ve pankreatik peptid hormon düzeyleri tespit edilmiş” dedi. Çalışmanın bir diğer sonucunun da yenilen yemek püre benzeri çiğneme gerektirmeden hızlıca yiyebilecek bir yemek olmadığında ağız içi duyusal maruziyet arttığından daha az besin maddesi ile doymanın da mümkün olduğunun tespit edilmesi olduğunu söyleyen Uzm. Dr. M. Akif Öztürk, bu açıdan bakıldığında günlük yaşantıda zorunlu olmayana hallerin dışında püre gibi hızla yutulan yiyeceklerin çok fazla tercih edilememesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
HIZLI YEMEK YİYENLER DAHA ÇABUK ACIKIYOR
Araştırma grubunda gözlemlenen bir diğer parametrenin de hızlı yemek ve doygunluk arasında bir bağlantı olduğunu dile getiren Dr. Öztürk, “Daha fazla çiğneme süresi gerektiren gıdalar ile yemek sırasında açlık hissi de daha az oluyor. Bunun yanında yemek sonunda da yeniden bir öğün ihtiyacı da daha az olmaktadır. Araştırma daha hızlı yemek yiyenler ise yemek sonrası dönemde daha çabuk acıktıklarını bizlere gösteriyor” diye konuştu.
ÇİĞNEME SÜRESİ 15 SANİYE OLMALI
Daha yavaş yemek yemenin tokluk hormonu seviyelerini artırabileceği, daha çabuk tok hissetmeye yardımcı olabileceği ayrıca kalori alımını azaltabileceği uyarılarında bulunan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Akif Öztürk, hızlı yemek yeme davranışını değiştirmenin mümkün olduğunu da söyledi. Öncelikle bu konuda belli bir farkındalığın oluşması için konunun öneminin vurgulanması ve eğitimler verilmesi gerektiğine işaret eden Uzm. Dr. Öztürk, “Sindirimi kolay olan, çiğnemeden yutulabilen basit gıdalar ile beslenme yerine daha kompleks, sindirimi ve emilimi daha yavaş daha sağlıklı gıdalarla beslenme tercih edilmelidir. Bu konuda özellikle hangi gıdalar bizler için daha uygun ise hekim ya da diyetisyen tarafından destek alınarak bu yönde beslenme düzenlemeleri yapılabilir. Bunun yanında çiğneme süresinin lokma başına en az 15 saniye olacak şekilde ayarlanmasını öneririm” diyerek sözlerine devam etti.
HIZLI YEMEK YİYENLERİN OBEZİTE OLMA RİSKİ DAHA FAZLA
“Hızlı yemek yiyenlerde daha fazla miktarda besin alımı daha fazla kalori alımı demektir. Bu durum da aslında obezite için ciddi bir risk faktörü oluşturur. Sonuçta obezite alınan kalori ve harcanan kalori arasındaki dengesizlikten kaynaklanmaktadır. Sadece yavaş yiyerek kilo vermek tek başına tabi ki yeterli olmayacaktır. Sonuçta burada sadece kalori alımının sınırlandırılması değil aynı zamanda kişiler için harcanan kalorinin de belirli bir düzeyde olması ile optimal kilo kontrolü sağlanabilir. Ama şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki yavaş yeme ile daha az miktarda besine ihtiyaç duymanın yanında, kontrol edilebilir bir yeme davranışı oluşturarak sağlıklı beslenme yolunda bir başlangıç noktası oluşturabiliriz.”
Tek taraflı çiğneme
Tek taraflı çiğneme, dişlerde ve çenede kalıcı hasara yol açabiliyor
Ağızda tek taraflı çiğneme mevcutsa, köprü veya bölümlü protezlerle eksiklikler telafi edilmeli. Hatalı yapılan protezler ve dolgular da yenilenmeli. Yemeklerin ağızda tek tarafla çiğnenmesi kalıcı sağlık sorunlarına yol açıyor. Dişlerin kaybedilmesi, çürük veya çeşitli sebeplerle yemek yerken yalnız bir tarafın kullanılmasının alışkanlık haline getirilmesi, çene kemiği ekleminde ve çiğneme kaslarında geri dönüşü olmayan zararlar oluşturuyor.
Ağızda tek taraflı çiğneme mevcutsa, köprü veya bölümlü protezlerle eksiklikler telafi edilmeli. Hatalı yapılan protezler ve dolgular da yenilenmeli. Yemeklerin ağızda tek tarafla çiğnenmesi kalıcı sağlık sorunlarına yol açıyor. Dişlerin kaybedilmesi, çürük veya çeşitli sebeplerle yemek yerken yalnız bir tarafın kullanılmasının alışkanlık haline getirilmesi, çene kemiği ekleminde ve çiğneme kaslarında geri dönüşü olmayan zararlar oluşturuyor.
Bebekler çiğnemeye nasıl alıştırılır?
Bebeklerin çiğnemeye alıştırılması için öncelikle bebek diş kaşıyıcılarına ve ek gıda denemelerine ilk başladığınız andan itibaren pütür içeren meyve suları, sebze çorbalarına ihtiyacınız var. Bebeğin ilk tattığı meyve/sebze suyu homojen bir sıvı değil, hafif pütürlü bir dokuya sahip olmalıdır. Ek gıdaya geçişte doktorunuzun önerilerini dikkatle dinleyin ve uygulayın. Bebek ağzına gelen pütürler sayesinde çiğnemeyi öğrenir.
Günümüzün blender bebekleri pürüzsüz, macun kıvamındaki yiyeceklerle çiğnemeyi öğrenemiyor. Ağızlarına verilen bu pürüzsüz mamaları hemen yutarken, ağızlarına gelen en ufak pütürle öğürüp yemeği çıkarabiliyor.
Bebeklerin çiğnemeye alıştırılması hafife aldığımız veya üzerinde fazla düşünmediğimiz bebek gelişimi konularından. Bebeklerimizi besleme zamanı geldiğinde onların nasıl çiğneyeceklerini bileceklerini varsayıyoruz. Birçok bebek için durum kesinlikle böyle olsa da, her bebek için geçerli değil. Bazı bebeklerin yiyeceklerle ve gıdaları çiğnemekle ilgileri yokmuş gibi görünüyor veya o yemek dillerine çarptığında ne yapmaları gerektiğini anlayamıyorlar.
Bazen gerekli olan tek şey biraz alıştırmadır, çünkü kimi zamanlarda bu bir engele dönüşür ve bebek günün her saati sütlerini emmeye devam etmek veya püre haline getirilmiş bebek mamasını bütün olarak yutmak isteyecektir.
Ancak çiğneme bebekler ve küçük çocuklar için önemlidir. Ve tıpkı yürümek ve konuşmak gibi, bebeğinize nasıl çiğneneceğini öğretebilirsiniz!
Ya Bebeğimin Çiğnediğini Görmezsem?
Bebeğinizin çiğnediğini görmezseniz paniğe kapılmayın. Özellikle 38 hafta veya daha erken doğan bebeklerin gerçekten biraz daha fazla zamana ihtiyaçları olabilir.
Ayrıca, yemek yerken bebeğinizi yakından izlediğinizden emin olmak isteyeceksiniz çünkü minik ağızlarının içindeki küçük çalışmaları gözden kaçırmak gerçekten çok kolay olabilir. Ayrıca, muhtemelen bebek maması ile hiç çiğneme görmeyeceksiniz (hele de pürüzsüz homojen bir mama ile çiğneme görmeniz mümkün değil).
Bebeğiniz 6 aylık olduğunda bebeğinizin sık sık oyuncakları ve diş kaşıyıcılarını çiğnediğini görürsünüz. Bebeğinizin çiğnemeye başlamasına nasıl yardım edeceğinizi öğrenmek için okumaya devam edin…
Bebek Ne Zaman Çiğnemeye Başlamalıdır?
Bebekler 4-6 aylıkken ellerini, oyuncaklarını ve diş kaşıyıcılarını çiğnemeye başlarlar. Bu dönemde, tipik olarak, bebekler her şeyi ağızlarına koyma konusunda takıntılı hale gelirler. Ebeveynler için biraz stresli bir zaman çünkü yerde buldukları o iğrenç tüylü şey veya köpek maması arasında ayrım yapmayacaklar.
Ama bu yaşta dünyayı ağızlarından böyle keşfediyorlar!
Oyuncakları ağızlarına koyduklarında, muhtemelen onu bir yandan diğer yana hareket ettirdiklerini ve ısırdıklarını göreceksiniz. Bu şekilde çiğneme konusunda çok alıştırma yapacaklar, böylece 7-8 aylık olduklarında öğünlerde bazı gerçek yiyecekleri çiğnemeye başlamaya hazır hale gelecekler.
Tıpkı herhangi bir dönüm noktasında olduğu gibi, bebeklerin biraz daha zamana ihtiyacı olması tamamen normaldir. Bütün çiğneme olayını çözdükleri zaman 9 veya 10. aya kadar olmayabilir. Ancak, 11 ay olduklarında çiğneme ve sofra yiyeceklerini yemeye başladıklarını gözleriz.
Bebeğiniz diş kaşıyıcıları ve oyuncaklar üzerinde çiğneme alıştırması yaptıysa, 8 ila 11 ay arasında içgüdüsel olarak nasıl çiğneneceğini bildikleri bir zaman aralığı vardır. 12 ay veya daha sonra hala çiğnemeye başlamamışlarsa asla çiğnemeyecekleri anlamına gelmez, ancak daha doğrudan öğretim alacaktır. Aşağıdaki ipuçlarının daha da kritik olacağı yer burasıdır!
Bebeklerimizi ek gıda ile tanıştırdığımız dönemde pütürlü gıdalar hazırlamak ve ellerine tutabilecekleri finger food / parmak gıdalar vermek son derece önemli.
Bebekler, katıları çiğnemeyi öğrenmenin erken aşamalarında, yiyecekleri parçalamak için çoğunlukla dillerine ve diş etlerine güvenirler. Bebekler, genellikle 10-16 aylıkken, bazen de 2 yaşına kadar ilk azı dişlerini çıktıklarında dişlerini çiğnemek için kullanmaya başlarlar. Bebekler püre gibi katı yiyecekleri yemeye başladıklarında çeneleriyle çiğneme hareketini taklit edeceklerdir; Parmağınızı ağızlarına sokar ve alt çenelerine hafifçe bastırırsanız, bu basınca karşı içgüdüsel olarak ısırırlar.