Sabah gazetesi yazarı Yavuz Donat bugünkü yazısında Haluk Koç ile yaptığı görüşmeyi ve Koç'un yaptığı itirafı kaleme aldı.
İŞTE O YAZI:
Düzenin iki büyük partisi... Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında koalisyon kurulabilir de... Kurulamayabilir de...
Ama kurulamasa bile... İki partinin "En tepedeki" isimlerinin defalarca bir araya gelmeleri "Önemli bir gelişme."
Türkiye'nin buna ihtiyacı vardı. Demek olabiliyormuş.
Ahmet Davutoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun... Ak Parti'den Ömer Çelik ile CHP'den Haluk Koç'un birlikte verdikleri fotoğraflar "Fanatiklerin" hoşlarına gitmemiş olabilir.
Ama "Toplumun büyük kesiminin" hoşuna gittiğini söylemeliyiz.
HALUK KOÇ TELEFON ETTİ
Pazartesi günü Ahmet Davutoğlu- Kemal Kılıçdaroğlu buluşmasının ardından...
Gecenin geç saatinde... Önce CHP'li Haluk Koç, sonra da Ak Parti'li Ömer Çelik ekranlara çıktılar.
Haluk Koç, koalisyon çalışmaları hakkında konuşurken... "Farklı duyarlılıklar taşıyan iki damardan" ve bu iki damarı bir ortaklık çatısı altında buluşturmanın kolay olmadığından söz etti.
Ömer Çelik de "Birbirlerine zıt iki siyasi akımın liderlerinin ilk kez bir araya geldiklerini" söyledi.
Dün bu konuyu yazdık.
Ve geçmişte "Farklı duyarlılıktaki iki damarın... Birbirlerine zıt iki siyasi akımın liderlerinin" nasıl bir araya geldiklerini anlattık.
1961... CHP-AP koalisyonu.
1974... CHP-MSP koalisyonu.
1991... DYP-SHP koalisyonu.
Yazımız üzerine... Dün öğle saatlerinde Haluk Koç aradı.
Neler mi konuştuk?
Anlatacağız... Paylaşmakta yarar var.
UFUK TURU
Haluk Koç... Profesör... Yılların milletvekili.
CHP Genel Başkan Yardımcısı... Ve parti sözcüsü.
Ak Parti ile yürütülen koalisyon müzakerelerinde "CHP heyetinin koordinatörü."
Haluk Koç "Yazınızı okudum" diye söze girdi:
Ak Parti heyeti ile yaptığımız ve 35 saat süren görüşmelerin sonrasında "Resmi açıklamalar" yapıldı.
Ama içeride pek çok konuyu konuştuk... Tam bir ufuk turu oldu... 1961'de "Yaraların sarılması için" kurulan koalisyonu, 1974'te "O dönem karşıt görüşte olan" iki partinin ortaklığını, 1991'de "Yasaklara karşı mücadele veren" iki liderin buluşmasını... Geçmişte sergilenen sorumluluk örneklerini... Uzun uzun değerlendirdik.
Bugün önümüzdeki öncelikli konu... "Türkiye'nin acil sorunlarının" aşılması... Hepsinin üzerinde durduk.
DEMEK Kİ OLUYORMUŞ
Haluk Koç uzun konuştu... Bir "Devlet adamına yakışan üslupla" konuştu. Sorumluluk taşıyan ve "Yapıcı olmaya çalışan" bir üslupla.
Ve güzel konuştu.
Dakikalarca "Düne takılıp kalmayan, sürekli ileriye bakan bir siyasetçiyi" dinledik.
Ve bir ara... Sözünü kestik... Araya girdik.
"Demek olabiliyormuş" dedik:
Demek farklı duyarlılıklar taşıyan iki siyasi damarın temsilcileri... Birbirine zıt iki siyasi akımın üst yetkilileri... 35 saat kavga etmeden bir arada bulunabiliyorlarmış.
Demek... Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret edebiliyormuş.
Demek... Ahmet Davutoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu 4.5 saat konuşabiliyorlarmış.
Ardından... İki liderin bugünkü buluşmalarından söz ettik:
- Demek... Üçüncü buluşma gerçekleşebiliyormuş.
Ve son sözümüzü söyledik:
- Seçimden önce siyasetin ipleri böyle gerilmeseydi... Siyasetçinin üslubu bu kadar sertleşmeseydi... Şimdi her şey o kadar kolay olabilirdi ki.
ÖZELEŞTİRİ
Haluk Koç "Aslında bir şeyi itiraf etmeliyiz... Toplumu geren biz siyasetçileriz" dedi.
Bravo... Bu söze şapka çıkarılır.
Bu söz ayakta alkışlanır.
"CHP Genel Başkan Yardımcısı... Koalisyon müzakerelerinin CHP'li koordinatörü" Haluk Koç sözlerine "Kimseyi suçlamıyorum" diyerek devam etti:
Doğal olanı seçimden önce siyasi ortamın çok gerilmemesiydi.
Biz siyasetçiler üsluplarımıza özen göstermeliydik.
Bugün içtenlikle bu özeleştiriyi yapabilmeliyiz.
Herkes biliyor, siz de görüyorsunuz, siyasetçi mahalle baskısı altında.
Mahalle baskısı, ister istemez siyasi söylemlere yansıyor.
Fakat... Bu aşırı söylemler sadece yüzde 5'lik bir kesimi memnun ediyor.
Büyük çoğunluk... Yüzde 95'lik kesim, sert siyasi söylem istemiyor.
Bizim... Siyasetçiler olarak hepimizin... Biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor.
ACİL İHTİYAÇ
Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler... Onun için geçmişe takılıp kalmamak gerek.
Ama geçmişten ders almak da şart.
Haluk Koç'un "Siyasetçiler olarak daha olgun konuşmalıyız... Toplumu germemeliyiz" sözlerini çok önemsiyoruz.
Bu bakış açısı "Siyaset sektörünün tamamına" hâkim olmalı.
Eğer olabilirse...
Türkiye tırmanışa geçer... Çağ atlar.