35 ülkeden aydın ve siyasetçinin katıldığı 6. İslam Ülkeleri Kanaat Önderleri Forumu’nda konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Türkiye’deki en önemli gelişme; ceberut devlet anlayışından kerim devlet anlayışına gitmesidir” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL - 35 ülkeden çok sayıda aydın, fikir adamı ve siyasetçinin 6. İslam Ülkeleri Kanaat Önderleri Forumu dün sona erdi. Türk-Arap İlişkileri Merkezi’nin düzenlediği forumun dünkü oturumuna katılan Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, toplantının hayırlı olmasını ve İslâm dünyasının sorunlarına ışık tutmasını diledi. Eski Türkiye’de haksızlık, zulüm ve devlet eliyle bütün kitlelerin baskı altında tutulduğunu, başörtüsüne, ana dile dahi müsaade etmeyen bir devlet zihiyetinin hakim olduğunu belirten Kurtulmuş, yeni Türkiye’nin ise özgürlükleri artıran, şefkat elini uzatan, kardeşlerine yardım eden bir ülke pozisyonunda olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Bana ‘Türkiye’de son 10-15 yıldır yaşanan en önemli gelişme nedir?’ derseniz size köprüleri, hastaneleri, yolları, havaalanlarını, yeni üniversiteleri saymam. Bunlar zaten ortada görüyorsunuz, Türkiye’deki en önemli gelişme; devlet zihniyetinin değişmesidir. Ceberut devlet anlayışından kerim devlet anlayışına doğru Türkiye’nin gitmekte oluşudur. İslam medeniyetinin üçüncü büyük koşusunun başlangıcı yeni Türkiye’nin inşasıdır, yeni ve güçlü Türkiye’nin inşasıdır. Dünya sadece iktisadi olarak değil, siyasi olarak da büyük krizler döneminin içine girmiştir. Onun için bu krizler dönemi eski sözler, eski usuller, kurumlarla çözüm üretemez. Bu krizler döneminden çıkış için yeni bir ses, medeniyet, soluk ve çözümler paketine ihtiyaç vardır. Bu çözüm paketini ortaya koyacak en önemli medeniyet havzası da bizatihi İslam coğrafyasının kendisidir” diye konuştu.
İslam ülkelerinin birlik ve dayanışmaya ihtiyacı olduğunu da belirten Kurtulmuş, “Müslüman ülkeler olarak kendi içimizde farklılığı, siyasi farklılık olabilir, sınıf farklılıkları olabilir, dini farklılıklar olabilir, mezhep farklılıkları olabilir, bütün bu farklılıkları bir arada yaşatabilme, yaşama iradesini bizlerin ortaya koyabilmesi lazım” dedi.
“BİZDE TOLERANS YOK, SAYGI VAR”
Her medeniyetin kendi kavramlarını ürettiğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim medeniyetimizde tolerans yoktur. Tolerans çünkü geri bir şeydir. Tolerans, ‘Ben varım, sana tahammül ediyorum’ demektir. Bizim medeniyetimizde saygı vardır. Karşısındakinin dini, diyaneti ne olursa olsun, teninin rengi ne olursa olsun, konuştuğu ana dil ne olursa olsun, ‘Hazreti insan’ olarak kabul etmek vardır. Onun için bizde tolerans değil ondan çok daha yukarıda olan kavram var. Her insana yaratandan dolayı saygı duymak, her insanı yaratandan ötürü insan olarak kabul etmek vardır.
Ayrıca, mesela bugünkü medeniyette çok fazla kullandığımız kavramlardan bir tanesi entegrasyondur. Hani diyoruz ya Avrupa kıtasındaki oradaki Müslüman göçmenlerin entegre olmasını istiyoruz. Eyvallah da entegrasyon çok matah bir şey değil. Entegrasyon şu demektir: Bir ana gövde var, o ana gövdeye küçük parçalar entegre oluyor. Bizim lügatimizde ise entegrasyon değil ‘birlikte barış içinde yaşamak’ vardır. Bu çok daha ileri bir kavramdır, çok daha güçlü bir kavramdır. Her kim ne olursa olsun, ister küçük bir azınlık olsun, ister büyük bir topluluk olsun bizim coğrafyamızda yaşayanların hepsi yaratılışta eşit olan insanlardır, bu insanların hepsine biz birlikte barış içinde yaşamak diyoruz.”
Kurtulmuş, “Hadramut’tan yola çıkan bir kadının emniyet ve selamet içinde” Şam’a, Ankara’ya, Medine’ye ulaşacağı günlerin gelmesini dileyerek konuşmasını tamamladı.