• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

BM raporu, Çin’in insan hakları savunucularını hedef aldığı iddialarını ortaya koyuyor

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
BM raporu, Çin’in insan hakları savunucularını hedef aldığı iddialarını ortaya koyuyor

Gazetemiz okurlarından Abdülhalik Kara 'BM raporu, Çin’in insan hakları savunucularını hedef aldığı iddialarını ortaya koyuyor' başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Birleşmiş Milletler’in (BM) raporu, Çin’in sınır ötesinde Uygur aktivistlere ve diğer insan hakları savunucularına yönelik tacizlerini açığa çıkararak sürgündeki eleştirmenlere karşı artan misillemeleri gözler önüne seriyor.

BM’nin misillemelere ilişkin son raporu, iki düzineden fazla ülkeyi kapsayan, giderek genişleyen ve karmaşıklaşan bir sınır ötesi baskı modelini belgeliyor. Raporda, bazı devletlerin BM ve Interpol gibi uluslararası kurumları kötüye kullanarak yurt dışındaki insan hakları savunucularını, gazetecileri ve aktivistleri korkutmak, taciz etmek ve susturmak için araçsallaştırdığı vurgulanıyor. Bu eylemler, yalnızca hedef alınan bireylerle sınırlı kalmıyor; aile üyeleri, meslektaşlar ve topluluklar da risk altına giriyor. Böylece insan hakları savunuculuğuna yönelik caydırıcı bir etki yaratılıyor.


 

Bu kapsamda raporda özellikle Çin’in sistematik biçimde sürgündeki Uygur aktivistleri, gazetecileri ve sivil toplum temsilcilerini hedef aldığına dikkat çekiliyor. Çin’in bu yöntemleri, kendi sınırlarının ötesine taşan baskı politikalarının en belirgin örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Raporda öne çıkan vakalardan biri Uygur dilbilimci ve aktivist Abduweli Ayup’a ait. 2010’ların ortalarında 15 aylık tutukluluğun ardından Çin’den ayrılan Ayup, Uygur dili ve kültürünün korunması için yürüttüğü çalışmalarıyla tanınıyor. Rapora göre Ayup, 2025 Şubat’ında BM bağlantılı bir uluslararası dil teknolojileri konferansında Çin hükümetinin Uygur dilini bastırma politikalarına dikkat çekti. Bu konuşmanın ardından kimliği belirsiz kişiler tarafından ailesi hakkında sorgulandığı bildirildi. Bu olay, sürgündeki aktivistlerin karşı karşıya kaldığı sınır ötesi tehditlerin somut bir örneği olarak değerlendiriliyor.


 

Ayup ayrıca UNESCO tarafından düzenlenen bir konferansta idari engellerle de karşılaştı. Konferans organizatörleri, başlangıçta araştırma sunumuna onay veremeyeceklerini bildirdi. Bunun üzerine Ayup, sunumunu bir kahve molasında gayriresmî olarak gerçekleştirdi; ancak etkinlik boyunca izinsiz şekilde görüntülendiğini ve takip edildiğini bildirdi. BM raporu, bu olayı BM bağlantılı etkinliklere katılan kişilere yönelik misilleme örneği olarak değerlendirdi ve baskıcı devletlerin sürgündeki aktivistlere yönelttiği tehlikelere dikkat çekti.


 

Raporda ayrıca Hong Kong’lu demokrasi yanlısı aktivistler Carmen Lau ve Anna Kwok’un yaşadıkları da ele alınıyor. İkisi de BM ve uluslararası platformlardaki faaliyetleri nedeniyle Çin hükümetinin sürekli misillemelerine maruz kaldı. Aralık 2024’te Hong Kong makamları, her iki aktivisti “kaçak” ilan etti ve yakalanmalarına yardımcı olacak bilgi sağlayanlara ödül teklif etti. Pasaportları iptal edilen aktivistlerden Lau, dijital gözetim, karalama kampanyaları ve Hong Kong’da yaşayan ailesinin taciz edildiğini bildirdi. Mart 2025’te ise Lau’nun gerçeği yansıtmayan ifadelerde bulunduğunu gösteren, yapay zekâ ile üretilmiş sahte bir video sosyal medyada yaygın biçimde dolaşıma sokuldu. Bu yöntemler, misillemelerin giderek daha karmaşık ve sınır ötesi bir hâl aldığını gösteriyor.


 

Uluslararası İnsan Hakları Hizmetleri temsilcilerinden Raphäel Viana David, raporun BM içinde sınır ötesi baskının devletler tarafından eleştirmenleri cezalandırmak ve yıldırmak için kasıtlı olarak kullanılan bir araç olduğuna dair farkındalığın arttığını yansıttığını belirtti. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), mağdurlara destek, koruma ve rehberlik sağlamaya devam ederken üye devletleri ve BM kurumlarını bu tür misillemeleri önleyecek önlemleri güçlendirmeye çağırıyor.


 

Rapor, bu vakaların münferit olmadığını; aksine, sınır ötesi yıldırma kampanyalarının geniş bir örüntüsünü oluşturduğunu vurguluyor. Ayup, Lau ve Kwok gibi kişilerin yaşadığı taciz ve tehditleri belgeleyerek, otoriter devletlerin diasporalar, savunuculuk ağları ve sivil topluma kadar uzanan baskı mekanizmalarını nasıl sınırların ötesine taşıdığını ortaya koyuyor. Özellikle Uygur aktivistler açısından, Pekin’in Doğu Türkistan’daki politikalarından kaynaklanan – kitlesel gözaltılar, zorla çalıştırma ve kültürel asimilasyon – tehditlerin hâlen sürdüğü vurgulanıyor.


 

BM raporu nihayetinde hem bir uyarı hem de eylem çağrısı niteliğinde. İnsan hakları savunucularının korunması, BM bağlantılı etkinliklere güvenli katılımın sağlanması ve sınır ötesi misillemelerden sorumlu kişilerin hesap vermesi için uluslararası düzeyde eşgüdümlü önlemler alınmasının aciliyetine dikkat çekiyor. Uygur aktivist Ayup’un ve Hong Kong’lu savunucuların yaşadıkları, küresel kurumların baskıya karşı sesini yükseltenleri koruma konusunda daha dikkatli ve kararlı davranması gerektiğini hatırlatıyor.

Yeniakit Gazetesi'nin 15 Kasım 2025 tarihli nüshasında yayınlanmıştır

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23