Binalar yıkıldı ama onlar yıkılmadı! Enkaz arasında buruk sevinç
Siyonist işgal ordusunun Gazze Şeridi’nden kısmi çekilmesinin ve ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından, Filistinlilerin kuzeye doğru “dönüş yürüyüşü” sürüyor. Aylarca süren bombardıman, ölüm ve yıkımın ardından, yüz binlerce Gazzeli, güneydeki kamplardan ve geçici barınma alanlarından ayrılarak, doğup büyüdükleri topraklara yeniden kavuşmanın buruk sevincini yaşıyor.
Gazze’nin güneyinden kuzeyine uzanan Reşid Caddesi, bugün adeta “dönüş yolu”na dönmüş durumda. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar; ellerinde birkaç parça eşya, kalplerinde tarifsiz bir acı ile yürüyerek yola koyuluyor. Çoğunun gidecek bir evi kalmamış. Kimi yıkıntılar arasında evinin temel taşını bulmaya çalışıyor, kimi duvarlarından geriye kalan parçayı okşayarak “Burası bizim evimizdi” diyor.
Bir Filistinli baba, elinden tuttuğu çocuğuna yıkılmış mahallesini göstererek, “Bak oğlum, bu bizim sokağımızdı... Şimdi hepsi yok ama biz yine döndük” diyor. Bu söz, aslında Gazze’nin kalbinden yükselen bir direniş nidâsı gibi yankılanıyor: “Biz hâlâ buradayız!”
Gazze kent merkezinde, tamamen yerle bir olan evlerinin bulunduğu sokaklara dönen aileler, enkazların arasında çadır kuruyor, taşları kaldırıp yeni bir hayatın temelini atmaya çalışıyor. Yıkımın ortasında umut yeşeriyor. Gözlerinde yaş, dudaklarında şükür var.
İşgalcinin yıktığı binalar, yerle bir ettiği mahalleler, belki bir süre daha öyle kalacak. Ancak Gazze halkının iradesi, inadı ve iman dolu sabrı dimdik ayakta. Çünkü onlar biliyor ki, evin duvarları yıkılabilir ama vatan sevgisi ve dönüş kararlılığı asla yıkılamaz.
Filistinlilerin o yıkıntılar arasındaki bu buruk sevinci, aslında bir “yeniden doğuş”un habercisi. Gazze, küllerinden yeniden yükselecek. Ve bu dönüş, yalnızca evlere değil, onurlu bir direnişin, kaybolmayan umudun dönüşüdür.




