• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Sempozyumu

Yeniakit Publisher
2020-10-04 14:45:59 -
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Sempozyumu

Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Berk: - "(Ayasofya'nın kubbesindeki) Yazı, 3 metre 10 santimetredir, elif harfi 2,5 metredir. Bize yazının yazıldığı kalemin ölçüsünü veren bir mihenk olan harf noktası 15 santimetredir. Devasa bir yazı" - ABD Houston Din Hizmetleri Ataşesi Doç. Dr. Bilal Baş: - "Büyük Kilise'nin 6. asırdaki açılışından itibaren 867 yılına kadar, 335 sene boyunca ikonalar ortada yoktu. Yani bugünkü çok meşhur ikonalar yoktu"

İSTANBUL (AA) - Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen "Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Sempozyumu"nun son gününde "Ayasofya ve Sanat" konusu ele alındı.

Mimar ve nakkaş Semih İrteş, "Ayasofya Camii'nde Osmanlı Tezyinatına Ait En Eski Örnek: Minber Tezyinatı" başlıklı sunumunda, minber üzerinde bulunan yazı, boya ve altın nakışlı kalemişinin Fatih Sultan Mehmet ve 2. Bayezid devrini yansıttığını, aynı dönemde benzer mimariye sahip başka camiler olduğunu söyledi.

İrteş, Ayasofya'daki minberin özelliklerini şöyle anlattı:

"Minberde geometrik tezyinatın yer aldığı üç bölgenin de tezyinatları birbirinden farklı olup tüm prensipleri 12'li yıldızdır. 3 bölgede yapılan taş yontma teknikleri birbirinden farklıdır. Hem teknik hem de tasarım açısından farklılık söz konusudur. Minber kapısındaki tacında yazılan yazı, minberin en önemli detayıdır. Örgülü zencerek deseni Fatih devri ve 2. Bayezid devrinde görülür. Buradaki çalışma da Fatih medreselerinden örnektir. Ayasofya mermerler oyma teknikli tezyinatları üzerinde birtakım tarifler yapılarak 2. Bayezid dönemiyle benzer özellikler taşıyor. Bizi, minberin 2. Bayezid dönemine ait olduğuna bizi en çok inandıran, minber kapısı arkasındaki yazı tacı altında bulunan kalemişi tekniğiyle yapılmış yazılardır."

- "Kubbede yazı ile sanatın kudretini ve kuvvetini görüyoruz"
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Berk de "Ayasofya Camii Levhaları Üzerine Bazı Mülahazalar" başlıklı konuşmasında, Ayasofya'nın fethin sembolü olduğunu ve Fatih Sultan Mehmet'in Müslümanlara bir armağanı olduğunu söyledi.

Ayasofya'nın eski resim ve gravürleri üzerinden eski haliyle güncel halini kıyaslayan Berk, "Hasaneyn levhaları bulunmuyor, Fossati tamiriyle kaldırılmış yerine bugün Kazaskerin Mustafa İzzet Efendi levhaları asılmıştır. Ayasofya'nın kubbesinde bugün Nur suresinin 35. ayetinden bir kısım vardır. Ayet-i kerimenin kalan kısmı da mihrap sofrası üzerindeki yarım kubbenin üzerinde 3 satır halinde yazılı olduğunu görüyoruz. Fossati tamirinden sonra bu da kaldırılmış, sadece kubbedeki yazı Kazasker tarafından yenilenmiştir." diye konuştu.

Berk, 2001'de Ayasofya'da iskeleye çıkarak kubbedeki yazıyı ölçtüğünü belirterek, şu bilgileri verdi:

"Yazı, 3 metre 10 santimetredir, Elif harfi 2,5 metredir. Bize yazının yazıldığı kalemin ölçüsünü veren bir mihenk olan harf noktası 15 santimetredir. Devasa bir yazı. Bu yazının küçük bir hali aşağıda yazılıyor, kareleme usulü ile yazılacak yere göre büyütülüyor. Baklava dilimleri şeklinde harflerinin kenarları iğnelenmek suretiyle geçirilmeye çalışılıyor. Direkt sıva üzerine ve varak altında bu yazı buraya geçirilmiştir. Hem harflerin yazısı sanat açısından çok güzeldir hem de istif olarak çok güzel bir şekilde doldurulmuştur. Kubbede yazı ile sanatın kudretini ve kuvvetini görüyoruz."

- "Ayasofya'da 335 sene boyunca ikonalar ortada yoktu"

ABD Houston Din Hizmetleri Ataşesi Doç. Dr. Bilal Baş, "Bizans İkonoklazma Tartışması (726-843) ve Ayasofya: Tasvir İhtilafının Ayasofya Mozaiklerine Yansıması" başlıklı konuşmasında, Ayasofya'da yer alan ikonların yapım aşamalarını anlatırken, "Büyük Kilise'nin 6. asırdaki açılışından itibaren 867 yılına kadar, 335 sene boyunca ikonalar ortada yoktu. Yani bugünkü çok meşhur ikonalar yoktu. İkonaklazma ihtilafı 843 yılında ikon taraftarları zaferiyle sonuçlanınca 867 yılında yapılan resmi bir ayinle ilk ikona açılmış oldu. Mihrabın üzerindeki apse dediğimiz bölgede yapılan ilk figüral mozaik buradadır." diye konuştu.

Günümüze ulaşan Ayasofya'daki mozaiklerin ikonalazma ihtilafıyla karşı karşıya gelen iki farklı dini anlayışa göre şekillendiğini söyleyen Baş, iki farklı anlayış ve tarihlerine ilişkin şunları söyledi:

"6'ncı ve 9'uncu asrın sonlarına kadar geleneksel görüşe göre mozaiksel repertuvarı tercih edilmiştir. Çünkü onlara göre, Hz. İsa'nın enkarnasyonu bir kerede olmuş bitmiş hadisedir. Ondan sonra resimlerle yaşatmak imkansızdır, başka bir ifade ile putperestliktir. Kutsalın temsili soyut olmak ve geleneğe dayanmak zorundadır. 843 yılında, iki boyutlu ikonalardan oluşan eski ve yeni ahitten alınan önemli hadiseleri, kutsal şahsiyetleri içeren bir mozaik repertuvarı oluşturulmuştur."

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23