• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Avrupa'da islâm Devleti kurulamaz mı?

Yeniakit Publisher
2020-11-28 14:52:00 -
Avrupa'da islâm Devleti kurulamaz mı?

İtiraf etmek gerekir ki bu soruyu önceleri biz de yadırgadık.

Ancak soru aklımıza geldikçe alıştık, ısındık ve en sonunda “Pekalâ olabilir” demeye başladık. Çünkü her şey Allah’ın (C.C) takdiriyle olur. O istedikten sonra olmayacak hiçbir şey yok. Yeter ki insanoğlu istemesini bilsin. Görmüyor musunuz insanoğlu arzu edince fezaları fethediyor. Zaten dünya çalışma, say-ü gayret yeridir. İnsan dünyada çalıştığının karşılığını bulacaktır. Her şey Allah’ın (C.C) tasarrufunda ve mülkündedir. Allah’ın (C.C) mülkünde Allah’a (C.C) şirk koşan insanlar devlet kurabiliyorlar da Allah’a (C.C) iman etmiş insanlar olarak Müslümanlar neden Allah’ın (C.C) kanunlarının hakim olacağı devleti istedikleri yerde kurmasınlar? Özellikle bugün memleketlerinde 30 milyon Müslüman kardeşimizin yaşadığı Avrupa manen çökmüş, her tarafta ahlaksızlık kasırgalarının etkisi altında günbegün manevi yokluğa ve umutsuzluğa sürükleniyor. Anneler çocuk sevgisini kaybetmiş, ailede karşılıklı sadakat bağları çözülmüş, ana-baba yalnızlığa itilmiştir. Avrupa’da içki tüketimi süratle artarken; hastaneler, hapishaneler, akıl hastaneleri, alkolün geride bıraktığı deliler, hastalar, sakatlar ve suçlularla dolup taşıyor. Yine Avrupa’da gayri meşru çocuk sayısı hızla artıyor. Son istatistikler evlilik dışı doğum yüzde 60’ı aşmaktadır. Cinsi sapıklık adeta meşru kabul edilir duruma gelmiştir. Bütün bu menfi ve ahlak dışı gidişe Avrupalının manen bağlı olduğu Hristiyan kiliseleri ise hiçbir çözüm getirememektedir. Hâlâ tahrif edilmiş İncil’i istismar etmenin ötesinde doğru yola götürücü hiçbir ciddi adım atamamaktadırlar. Kiliseler adeta boşalmıştır. Hatta bazı kiliseler hiç kimse gelmediği için kapatılmak zorunda kalınıyor. Kilise, sadece resmi merasimlerde boy gösteren politikacının istismar vasıtası haline gelmiştir. Hristiyanlık öylesine çöküyor ki her gün birçok Hristiyan kaydını kiliselerden silmektedir. Cemaatsiz kalan kiliseler, personellerini tasfiye ederken, kilise binalarından bazıları Müslümanların eline geçerek cami haline getirilmektedir. Buna karşın Müslümanların mescit ve camilerinin sayıları hızla artmaktadır. Televizyon programlarıyla, gazete ve mecmualarla, seks mağazalarıyla Avrupalı insan devamlı bir telkin altında soysuzlaştırmaya çalışılmaktadır. Bedbin ve ümitsiz bir istikbale doğru sürüklenen Avrupa, belki de yüzyıllarca sömürgeci ve emperyalist müstekbir efendilerinin peşinde, dünya mustazafları yaptıkları işkence ve zulümlerin en çarpıcı bir cezasını çekiyor.

Bu gidişe karşı Avrupa’daki Müslüman toplumun nüfusu sadece göçle artmıyor. Müslümanların doğum oranı da diğer dinlerin mensuplarına göre yüksek. Müslümanlar ayrıca Avrupa’nın genç nüfusunu oluşturuyor.

Tek sağlam olan ipe, Allah'ın ipine sarılalım:

İşte böyle bir ortamda tek sağlam ipe yapışanlar kimlerdir? İslam davasının yolcuları gerçek Müslümanlar. Bugün Avrupalılar, Müslümanlardan ve İslam’dan korkuyorlar. Yüzyıllar önce atlarla hatta yürüyerek Viyana önlerine kadar gelen Müslümanlar, Avrupa’yı İslam’ın emrine sokamadılar ama onların torunları belki de bugün bu fırsatı yakalamışlardır. Avrupalının kendi arzusu ve kendi davetiyle gelip buralara yerleşerek, 60 yıldır Avrupa’ya yavaş yavaş damgalarını vurmaya başlamışlardır.

60 senedir yapılan modern binalarda, kurulan fabrikalarda, üretilen makinalarda, yer altında veya yer üstünde Müslümanların kimsenin silemeyeceği ve gasp edemeyeceği haklarının; alın terlerinin damgası vardır. Getirmek belki kolaydı. Fakat Müslümanları kendi istedikleri şekilde göndermek pek kolay olmayacaktır. Müslümanlar ancak yeni yeni toparlanmaya başlamış ve Avrupa’da İslami bir altyapı teşekkül ettirmektedirler. Artık gazeteler; televizyonlar istemeseler de İslam’dan bahsetmek zorundadırlar. Avrupa insanından bazı akıllı düşünce sahibi olanlar İslam’a ilgisiz kalamamış ve İslam’ı tetkike başlamışlardır.

Yıllar önce rahmetli olmadan önce Paris’te Prof. Dr. Muhammed Hamidullah Bey’le görüşürken Fransa’da her gün 5-10 Fransız’ın İslam’ı seçtiğini belirtmişti. Halen sadece Fransa’da 7 milyon Müslüman’ın yaşadığını duymak gerçekten heyecan verici. Bir de İngiltere, Almanya, Hollanda, Avusturya, Belçika hatta İspanya’daki İslam saflarına geçen Avrupalıları düşünürsek yer yer Avrupa Birliği yöneticilerinin ve medyasının İslam’a karşı ahlaksız ve cüretkâr tavırlarının Müslümanları Avrupa’dan kovma telaşlarının sebebinin sadece ekonomik olmadığını anlarız. Ne var ki korkunun ecele faydası yoktur. Eğer Rabbimiz Avrupa’da İslami inkılabı takdir etmişse hiçbir beşeri güç bunu önleyemez. 1976’da gittiğimiz Rusya’da o korkunç baskı içerisinde bile Müslümanların hızla dinlerine sahip çıktığına, 2015’li yıllarda gittiğimiz Moskova’da ise pek çok caminin açıldığına şahit olmuşuzdur. Komünizm zulmünün bile İslam’ın nurunu söndürmeye gücü yetmemiştir. Bin bir eziyete katlanıp Avrupa ortalarına kadar gelerek birçok savaştan sonra geri dönmek zorunda kalan ceddimizin torunları olarak Cenab-ı Hakk bizlere Avrupa’da oturmayı, çalışmayı ve İslam’a hizmet etmeyi nasip buyurmuş. Bugün Avrupa, İslam’a uyanıyor. Bunun kıymetini iyi bilmek ve hakkını vermeye çalışmak zorundayız. Bizi hiçbir zorba güç elde ettiğimiz bu haklarımızdan vazgeçiremez. İnanıyorsak mutlaka biz daha güçlüyüz. İslami hizmetler içinde olan kardeşler, bu anlayışla hizmetlerine çeki düzen vermelidirler. Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz. Biz bu yolda azimle yürüyelim. Allah (C.C) da mutlaka bize yardım elini uzatacaktır. Gayemiz zulümle, kaba kuvvetle insanları batıl ve sapık yollara sürüklemek değildir. Gayemiz insanları huzura, mutluluğa, kardeşliğe, adalete çağırmaktır. İslam’ın tebliğini yapmaktır. Bu güzellikleri evvela nefsimizde sindirir sonra da Avrupalı ’ya gösterebilirsek işte tebliğimizi yapmış olacağız. Gönüller fethedildikçe İslâm güneşi Avrupa semalarında yükselecek pırıl pırıl ışıklarını saçacak ve işte o zaman İslâm Devleti ve nizamının kurulduğu yepyeni bir çağ başlayacaktır.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Halil İbrahim Ercan

Bizler İslâmı dille değil,gönülden sever,bağlanır, yaşar ve güzel örnek olursak şeriat zaten gelir.Samimiyetimize istinaden Cenâb-ı Hak İslâmı diğer insanlara,topluluklara ve milletlere de kabul ettirir.Şeriatını ikram eder.Yeterki bizler lâyık olalım.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23