• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Anayasa’daki değişmezler de değişebilir

Yeniakit Publisher
2013-02-10 21:12:00 - 2013-02-10 21:13:05
Anayasa’daki değişmezler de değişebilir

Yeni anayasa çalışmaları tüm hızıyla devam ederken, Konya Barosu Başkanı Av. Fevzi Kayacan’dan önemli açıklamalar geldi. Anayasanın değişmez maddelerinin de değişebileceğini söyleyen Kayacan, “Bir anayasada değişmez bir şey olacak ise, bu Alman anayasasın

RAMAZAN ALKAN / ANKARA
Konya Barosu’nun iki dönemdir başkanlığını yapan Avukat Fevzi Kayacan ile yeni anayasayı konuştuk. Yapılacak olan anayasanın 82 anayasasının karşıtı olmak zorunda olduğunu söyleyen Kayacan, 82 anayasasında yapılan hataların tekrarlanmaması konusunda uyarılarda bulundu. Yazılmakta olan yeni anayasanın nasıl olması gerektiği, değiştirilemez maddelerin durumunu, başkanlık sistemi, laiklik ve anayasayla ilgili birçok konuyu masaya yatırdık.
-Şu an yazımı devam eden ‘yeni anayasa’ size göre nasıl olmalı?
Kanaatimce 1982 anayasası geçerliliğini çoktan yitirmiştir. Gerçekten yirmiye yakın tadilat görmüş ve artık deyim yerindeyse miadını doldurmuştur. Yapılacak yeni anayasa 1982 anayasasının karşıtı bir anayasa olmalıdır. Yeni anayasaların ruhunda hep bir önceki anayasaya karşı olmak vardır. Yeni anayasa yapılırken bir öncekine tepki olarak yapılması gerekir. En azından ülkemizde anayasaların serüveni bu şekilde olmuştur. Dolayısıyla yapılacak yeni anayasa 1982 anayasasına tepki bir anayasa olacaktır. Bu tepkinin en nirengi tezahürü de insan odaklı olmasıdır. Söz konusu olan insan ise de, hak ve özgürlüklerinin açık ve belirgin bir şekilde düzenlenmesi, kısıtlamaların açıkça gösterilmesi gerekir. Söz konusu olan insan hak ve özgürlükleri ise, bunun güvencesi de önem taşır. Elbette bu güvence bağımsız ve tarafsız yargıdır. İşte yeni anayasada bağımsız ve tarafsız yargı düzenlenirken, insan için kutsal sayılan savunma hakkının da bir şekilde bu anayasa metninde yer alması lazımdır. Yeni anayasa, daha demokratik olmalı, daha hür, daha özgürlükçü ve daha da önemlisi az önce de ifade ettiğim gibi insan odaklı olmalıdır.
-Nasıl insan odaklı?
İnsan odaklı elbette… İnsan varlıkların en şereflisi en onurlusu… Her şey insan için. Sistemler, binalar, kurallar, teknoloji vs. O bakımdan anayasa da insan için, insanımız için ihdas edilmeli. Dolayısıyla yeni anayasa kuşatıcı olmalı. Toplumun her bir bireyi anayasaya baktığında kendisini görebilmeli. Yani, yeni anayasa ayna gibi olmalı.  Kim bu aynaya bakarsa ondan kendine ait bir parçayı mutlaka görebilmelidir. Bu anayasa “benim anayasam” diyebilmeli. Kişi anayasada kendine ait bir şey görmezse onu benimsemez, sevmez, kendini sisteme yabancı hisseder. Bu nedenle yeni anayasa kuşatıcı olmalı diyorum. Kimseyi ötekileştirmemeli. 1982 anayasası maalesef böyle değildi. İnsan odaklı olmaktan çok uzaktı. İnsanı ve onurunu maalesef öncelemiyordu.  Otoriter ve totaliter bir yapısı vardı. Bu yüzden yeni bir anayasa yapılacaksa eğer, zihniyetin de yenilenmesi gerekir diye düşünüyorum.
-82 anayasasında kaldırılması dahi teklif edilemeyen maddeler var. Bunlar yeni anayasa da yer alacak mı sizce? Alırsa da ne kadar doğru olur bu?
Bir anayasada değişmez bir şey olacak ise bu Alman anayasasında olduğu gibi “İnsan Onuru” olmalı. Mevcut anayasamızın değişmez maddeleri toplum tarafından zaten kabul gören ilkelerdir. Türkiye Devleti’nin bir cumhuriyet oluşuna, başkentine, diline, bayrağına, hukuk, sosyal ve laik yapısına kimse karşı gelmiyor ki… Önemli olan bu kavramları yerli yerinde yani doğru kullanmanızdır. Çatışma, kavramları doğru kullanmamaktan kaynaklanmaktadır. ‘Özellikle laiklik ilkesi ülkemizde yıllarca dindar insanlara alan daraltması için kullanıldı.’ Oysa bu ilke tam tersine, dindar insanların güvencesi olması gerekirdi. Bu ilke bunun için vardır. Kavramları yerli yerinde değil de, kendi ideolojiniz için kullanırsanız, değişmez kurallarla sonuca varamazsınız. Korumak istediğinizi toplum kafasında ve yaşamında bitirmişse o sadece kâğıtta kalır ve bu sistemle de halka zulmetmiş olursunuz. Bizim korku ile hareket etmememiz gerekiyor. Ülkenin bölünmez bütünlüğü, demokratik yapısı, kişilere eşit yaklaşım tarzı gibi durumlar artık toplum tarafından bilinen ve kabul edilmiş bir gerçek. Şimdi anayasanın değişmez maddeleri kaldırılınca ya da değiştirilince memleket elden gitmez. Değişmez maddeler kaldırılınca rejim değişmeyecek, cumhuriyet tarihinden itibaren kazanılan kazanımlar silinip gitmeyecek, çünkü bunlar toplum tarafından benimsenmiş durumda. İnsanımıza, toplumumuza güvenmeliyiz.  Toplumsal mutabakat da önemlidir.
-Laiklik?..
Az önce de ifade ettim. Laiklik din ve vicdan özgürlüğünün bireye sağlanmasıdır. Laiklik kişinin din özgürlüğünü, ibadet özgürlüğünü, vicdan özgürlüğünü koruyan bir ilkedir. Hem diğer kişilere ve hem de devlete karşı. Ama siz laikliği din ve vicdan özgürlüğünün önüne engel olarak koyarsanız, alan daraltırsanız, laiklik adı altında insanlara ve dolayısıyla topluma zulmetmiş olursunuz. Bizim ülkemizin en önemli sorunlarından bir tanesi de laiklik ilkesinin belki bilerek belki bilmeyerek; ama bana göre çoğu kez bilerek yanlış yorumlanmasıdır. İnsanlar dini yaşantılarını her yerde özgürce yaşayabilmelidir. Laiklik bunu güvence altına alır. Yeter ki, başkalarının özgürlük alanları ihlal edilmesin. İlkeleri anlamlandıracak uygulayıcıların anlayış ve karakteri son derece önemlidir. Vaktiyle anlayış ve karakter sorunu yüzünden insanlarımız ciddi travmalar yaşadı halen de yaşıyorlar…
Din anayasa da yer almalı mı?
Din yaşamın bir parçasıdır. Dini özgürlüklerin anayasada güvence altına alınmasında sonsuz yarar vardır. Bence anayasada ne yer aldığı değil neyin uygulandığı önemli. Uygulamalar kişiyi önceliyorsa, kişiyi ve toplumu korumayı hedeflemişse yasalarda din kavramların geçmesinin ya da geçmemesinin çok da bir önemi olmaz.
Kılık kıyafet konusu anayasa da yer almalı mı? Alırsa başörtüsü konusu ne olur?
Yeni anayasa bir kere özgürlükçü bir anayasa olmak zorunda. Böyle olmayacaksa zaten mevcut anayasadan bir farkı kalmaz. Yeni anayasa her tür düşünce ve inanca saygılı olmak zorunda ve bunları koruma altına alması gerekir. Anayasa toplumda alan daraltıcı bir rolde olmaması gerekiyor. Özgürlükleri garanti altına alan bir anayasa yapılırsa ve belirttiğim zihniyet değişikliği yaşanırsa kılık kıyafetin yeni anayasada yer almasına bile gerek kalmaz. Ancak mağduriyetlerin yaşanmaması ve din ve vicdan özgürlüğünün güvence altına alınması bakımından bu nevi bir düzenlemeye de yer verilebilir.
 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23