Almanya'dan Avrupa Birliği mesajı! Değişimlere kararlılıkla tepki vereceğiz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile Ankara'da yaptığı ortak basın toplantısında Avrupa Birliği'ne karşı BRICS'i övmüştü. Bu açıklamaların üzerine Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Avrupa’nın uluslararası alandaki değişimlere karşı birlik içinde ve kararlı bir şekilde tepki vermeye devam edeceğini vurguladı.
Scholz, Belçika'nın başkenti Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesinin ardından basın toplantısı düzenledi.
Avrupa'daki liderlerin, Brüksel, Paris ve Londra'dan sonra dördüncü kez Brüksel'de dünyanın ve özellikle Avrupa'nın içinde bulunduğu zor durumu görüşmek için bir araya geldiklerini belirten Scholz, "Avrupa düzeyinde yakın koordinasyon içinde olmamız ve İngiltere, Norveç ve Türkiye gibi AB dışındaki ortaklarla da görüşmemiz iyidir." dedi.
Scholz, net bir ortak mesajın verilmesinin de önemli olduğuna işaret ederek, "Avrupa, uluslararası alandaki değişimlere tepki vermede kararlı ve birlik içindedir." değerlendirmesinde bulundu.
Zirvede Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldiklerini aktaran Scholz, Zelenskiy'nin herkesten "Ukrayna'yı yarı yolda bırakmayacakları" sinyalini aldığını kaydetti.
-ABD'nin Ukrayna için ortak kalmasını istiyoruz
Scholz, Avrupalıların Ukrayna'ya verilen desteğin daha güçlü bir şekilde sürmesi konusunda uzlaştığını belirterek, "ABD'nin bizimle ve diğer uluslararası dostlarımızla birlikte Ukrayna için bir ortak kalmasını ve Ukrayna'yı desteklemeye devam etmesini sağlamak için her şeyi yapmak istiyoruz." şeklinde konuştu.
Kalıcı barışı sağlayacak bir barış sürecinin önemine işaret eden Scholz, bunun Ukrayna'nın egemenliğiyle ilgili bir durum olduğunu anlattı.
Ukrayna'nın Devlet Başkanı'nın demokratik bir şekilde seçilen Zelenskiy olduğunu ve halkı tarafından bunun için görevlendirildiğini vurgulayan Scholz, olası bir barış anlaşmasından sonra Ukrayna'nın güçlü bir orduya da sahip olması gerektiğini kaydetti.
Başbakan Scholz, zirvede Avrupa savunma endüstrisine ilişkin görüşmelerin de yapıldığını bildirerek, Avrupa silah sanayisinin büyük bir birleşme sürecine ve tedarik zincirlerinden bağımsız bir savunma sanayisine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Scholz, bu alandaki şirketlerin Avrupa rekabet kurallarının engellemesine maruz kalmadan, aktif ve bağımsız bir şekilde birlikte çalışabilmesi gerektiğini ifade etti.
Avrupa savunma endüstrisinin finansmanına ilişkin, AB Komisyonun iyi önerilerde bulunduğunu aktaran Scholz, bu durum her şeyden önce "kredi finansman aracı" için geçerli olduğunu belirtti.
Başbakan Scholz, bunun daha düşük faiz oranları ödedikleri için bundan yararlanan üye ülkelere verilen kredilerle ilgili bir durum olduğunu aktararak, "Bu kredilerle desteklenebilecek projelerin, Almanya gibi bu tür kredileri kullanmayan ülkelerin yanı sıra İngiltere, Norveç, İsviçre veya Türkiye gibi AB üyesi olmayan ancak bizimle yakın çalışan ülkelere de açık olması bizim için çok önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Fransa'nın nükleer şemsiyesini Avrupa'ya genişletme önerisine ilişkin soruya da cevap verdi.
Macron'un önerisine sıcak bakmayan Scholz, "Hiç kimse, NATO'da bir anlaşmaya sahip olduğumuz bugünkü durumdan uzaklaşmayı planlamıyor. Bu Almanya'daki ilgili tüm partilerin ortak tutumudur." şeklinde konuştu.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın sonuç bildirgesinde Ukrayna ilgili konuya katılmadığının hatırlatılması üzerine Scholz, "(Orban) Bunu çoğu zaman yapmadı. Bu Birliği yıkmadı. Birlikte hareket edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Avrupa Birliği için ne demişti?
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşın üçüncü yıl dönümünde Pazartesi günü Ankara'da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir araya geldi.
İki ülke arasındaki ticaret, enerji ve turizm başta olmak üzere çeşitli iş birliği konularının ele alındığı görüşmenin ardından Lavrov ve Fidan ortak basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerinin 'İslamofobik' bir yaklaşımla "fiilen durmuş" olduğunu savunan Hakan Fidan, "Hemen yanı başımızda bulunan ve oldukça kurumsallaşmış olan Avrupa Birliği ile biliyorsunuz uzun yıllara dayanan bir üyelik maceramız var. Ama son yıllarda açıkça ifade edilmese de Avrupa Birliği'nin kimlik politikalarından dolayı büyük bir Müslüman ülkeyi kendi içine alma konusunda yaşadığı rahatsızlıktan dolayı üyelik müzakereleri bir noktada donmuş durumda. Bunu kimse açıktan söylemiyor ama vaziyet bu," ifadelerini kullandı.
'BRICS için bize üyelik teklifi gelmedi'
BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ile iş birliği konusuna da değinen Fidan, Türkiye’nin küresel ekonomik düzen içinde yerini sağlamlaştırmak adına farklı platformlarda bulunmasının önemine dikkat çekti.
Avrupa ile dengeli ticaret ilişkilerinin sürdüğünü ifade eden Fidan ayrıca Rusya'nın öncülüğünde kurulan BRICS'e Türkiye'nin katılımıyla bir üyelik teklifi gelmediğini belirtti.
Fidan, "BRICS'i yakından takip ediyoruz, İlgimizi de açıkça gösterdik. Ama anladığımız kadarıyla da BRICS kendi kurumsallaşmasını bir noktaya taşıma adına yeni üye alımını an itibariyle dondurmuş durumdalar. Bize üyelik teklifi gelmedi. Onun için şu anda yakından takip etmeye devam ediyoruz," dedi.
Bir hükümetler arası örgüt olan BRICS, Batı tarafından sıklıkla Türkiye'nin de üyesi olduğu Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) karşı kurulmuş bir topluluk olarak görülüyor.
Açıklamalarında AB'ye karşı BRICS'i öven Fidan, "Avrupa Birliği'nin aksine BRICS kompozisyonu oldukça kuşatıcı. Her renkten, her dinden, her kültürden, her medeniyetten ülkelerin bir araya geldiğini görmek… Müslüman, Hristiyan, Hindu, Budist; siyah, beyaz… Ne kadar insan varsa, medeniyet varsa burada bir platform oluşturma çabasındalar. Umarım burada da kurumsallaşan ve kuşatıcı olan bir ekonomik yaklaşım gelişir," ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Eylül ayında katıldığı bir canlı yayında, "Türkiye Avrupa Birliği'ne tam üye olarak kabul edilseydi BRICS arayışında olmazdı," diyerek ülkenin BRICS ilgisi konusunda Avrupa'yı suçlamıştı.