Gazeteci yazar Hüseyin Likoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı izole etmek için CHP ile koalisyon kurmayı isteyen AK Partilileri ele aldı.
İşte o yazının ilgili bölümü:
Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönü arasında yaşanan görüş ayrılığı nedeniyle İnönü'nün Atatürk'ü Dolmabahçe ve Çankaya köşkünden izole ettiği iddia edilir. Bazı tarihçiler, 1937'de Başvekillikten azledilen İnönü'nün Atatürk'ün ölümünden bir gün sonra 11 Kasım'da Cumhurbaşkanı seçilmesini dikkat çekici bulurlar. Konumuz Atatürk-İnönü ilişkisi değil, sadece bir atıf için böyle bir hatırlatmada bulundum.
Konumuz koalisyon.
Malum 7 Haziran seçimlerinde hiçbir parti tek başına iktidar olma çoğunluğunu elde edemedi. Dolayısıyla Meclis Başkanlık Divanının oluşmasından sonra koalisyon görüşmeleri başladı. AK Parti ile CHP'nin koalisyon görüşmesini fırsat bilen birileri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı izole etmenin hesabını yapıyor. AK Partili titrini taşıyan bu birileri, İnönü misali Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne hapsedebilir miyiz düşüncesiyle CHP ile koalisyonu var gücüyle savunuyor. Dertleri 'aman ülke hükümetsiz kalmasın' olsa bir nebze sineye çekilir. Ancak öyle değil. Kendi ikballeri ve geçmişteki günahlarını kamufle için bunu yapıyorlar. Bahaneleri de hazır. 'CHP ile koalisyon kurduk. Tayyip Erdoğan kenara çekilsin' CHP ile iyi niyetli ve uzun süreli bir koalisyon ülke için yararlı olabilir.
Fakat burada hesap faklı!
Erdoğan'ı izole etmek için CHP ile koalisyonu savunanlara bakıldığında bütün yollar Fetullah Gülen Cemaatine çıkıyor. Kimi paralel yapıya büyük imkanlar tanımış, kimi paralel yapıyla ortaklıklar kurmuş, kiminin çocukları hala o ortaklığı sürdürüyor, kimileri de Cemaatle hısım olduğu için Erdoğan'a hasım olmuş. Şu veya bu nedenlerle hala Cemaatin elinde rehin olanlar, Erdoğan'ın tasfiye edilmeden kurtulamayacaklarını bildikleri için CHP ile kurulacak koalisyonla Erdoğan'ı izole ederek tasfiye sürecini başlatmanın hesabını yapıyorlar.
Hele son zamanlarda bazı tipler türedi ki, Erdoğan düşmanlığında CHP'liler ellerine su dökemez. TV'de Erdoğan'ın konuştuğunu gören bir danışmanın 'yine mi bu adam konuşuyor' ifadeleriyle dile getirdiği tepkiyi görseniz CHP'lileri mumla ararsınız.
CHP cephesinde ise farklı bir hesap var. Erken seçimin kaçınılmaz olduğunu gören CHP yönetimi AK Parti ile koalisyona çok sıcak bakıyor. 14 ilke açıklayan CHP, bu sayıyı 5'e düşürdü. Son olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Her türlü ödünü vermeye hazırız” dedi. Keşke bütün bunlar iyi niyetli ve uzun vadeli bir koalisyon için atılan adımlar olsa. CHP yönetimi çok ince bir strateji izliyor. CHP, bu şartlarda erken seçime gitmek istemiyor. Mevcut şartlarda bir erken seçimin en büyük kaybedeni CHP olur. Bu yüzden CHP üç aşamalı bir yol haritası oluşturdu kendine.
1- Ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için AK Parti ile koalisyon kurmak.
2- Olağan Kurultaya hükümet ortağı olarak gitmek ve partiyi dizayn etmek.
3- Eğer koalisyon yürümezse yolsuzluk başta olmak üzere çeşitli provakatif iddialarla hükümetten çekilerek, seçime o şartlarda gitmek.
Yenișafak