Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi’nin (NSA) Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’den sonra Alman Başbakanı Merkel’i dinlediğinin ortaya çıkmasından sonra AB ülkeleri ABD’ye şok tepki gösterdi. Dinleme skandalı üzerine toplanan AB ülkeleri, tepkilerini sözlü olarak göstermekle yetinmeyerek, “ortak tutum” niteliğinde bir bildiri üzerinde anlaştılar. NSA’nın dinleme iddiaları üzerine Almanya ve Brezilya ise BM’ye başvurma kararı alırken Fransa, casusluğa karşı mutabakat zabtı imzalama çağrısında bulundu. Dinleme skandalından sonra ABD’ye sert tepki gösteren Merkel, “Dostlar arasında casusluk kabul edilemez” dedi. Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich de, dinlemenin Almanya’nın egemenliğine müdahale olduğunu söyledi.
Bildiride, ABD’yle AB arasındaki yakın ilişkiye ve buna verilen değere vurgu yapılırken, “gizli servislerin çalışmaları ve işbirliği de dahil olmak üzere ortaklığın saygı ve güven temeline dayalı olması gerektiği” belirtildi. İstihbarat toplanmasının terörle mücadelede yaşamsal bir unsur olduğuna dikkat çekilen ve bu durumun ABD’yle olan ilişkiler açısından olduğu kadar Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkiler için de geçerli olduğunun belirtildiği belgede, “Güven eksikliği, istihbarat toplamada gerekli işbirliğine zarar verebilir” denildi. Bildiride, Fransa ve Almanya’nın bu yılın sonundan önce sorunu giderme ve karşılıklı anlayış sağlama amacıyla ABD’yle ikili görüşmelerde bulunma niyetlerinin AB liderleri tarafından not edildiği kaydedildi.
AB liderlerinden Merkel’e destek
Dinleme skandalı AB zirvesinde saatlerce tartışıldı, birçok lider Washington yönetimini suçlayan açıklamalar yaptı. Zirve öncesinde Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile ikili görüşme yaparak dinleme skandalına karşı birlikte hareket etme kararı alan Merkel, artık bir şeylerin kayda değer şekilde değişmesi gerektiğini söyledi. Merkel, zirvede ilk günün ardından düzenlediği basın toplantısında, “Yıl sonuna kadar Almanya ve ABD, Fransa ve ABD arasında istihbarat ajansları işbirliğinde ortak anlayış sağlamak için, işbirliği çerçevesi oluşturmak için tüm çabayı göstereceğiz” dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande da ABD ile ilişkilerin tehlike altında olduğunu belirterek, “Yaşananlar nedeniyle bu ilişkiler değişmemeli fakat güvenin restorasyonu ve güçlendirilmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.
AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, Almanya ve Fransa’nın ABD ile görüşmeler yoluyla dinleme skandalına yıl sonuna kadar çözüm bulma arzusunda olduğunu bildirdi. Van Rompuy, AB liderlerinin Almanya ve Fransa’nın bu istediğini not ettiklerini ve istekli diğer ülkelerin de bu sürece dahil olabileceğini kaydetti.
Hollanda Başbakanı Mark Rutta, Merkel’in telefonunun dinlendiği iddiasının doğrulanması halinde bunun son derece ciddi bir durum oluşturacağını söyledi. İtalya Başbakanı Enrico Letta, “Gerçeği istiyoruz” derken, Avusturya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger, bu olayın ardından ABD ile karşılıklı güven ilişkisini yeniden oluşturmaları gerektiğini ifade etti.
Dinleme skandalı İspanya’ya da sıçradı
ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) birçok ülkenin liderlerini dinlediği iddiaları İspanya’ya da sıçradı. Brüksel’de bulunan İspanya Başbakanı Mariano Rajoy konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ‘’Hükümet olarak, ABD’nin İspanyol siyasi liderlerini dinlediğine ilişkin elimizde bir delil yok’’ dedi. Rajoy, her şeye rağmen Avrupa’da gündemde olan ve bazı İspanyol gazetelerinin de ortaya attığı iddialarla ilgili olarak bilgi almak için Dışişleri Bakanı Jose Manuel Garcia Margallo’ya, ABD’nin Madrid Büyükelçisi James Costos’u bakanlığa çağırma talimatı verdiğini söyledi. ‘’Casusluk, dostluk ve ittifakla bağdaşmıyor’’ diyen İspanya Başbakanı, ABD ile ilgili iddiaların doğru çıkması durumunda, ‘’Ben İspanya Başbakanıyım ve ne zaman karar almam gerekirse en sağlam şekilde alırım’’ görüşünü savundu. Casusluk skandalı gibi bir olayda AB’nin ortak karar almasını beklemeden AB ülkelerinin bireysel hareket edebileceklerini kaydeden Rajoy, ‘’Bu tür kararlar, AB’ye ait değildir, üye ülkeler ayrı da hareket edebilirler. Fransa ve Almanya bir karar aldı, biz aynısını ya da daha farklı bir şeyi söyleyebiliriz’’ şeklinde konuştu.