Sizler için hazırladığımız 'Günün Âyet ve Hadisi' ile 'Günün 'Sözü'nü istifadelerinize (3 Haziran 2024) sunuyoruz...
وَاِذَا رَاَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ اَجْسَامُهُمْؕ وَاِنْ يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْؕ كَاَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌؕ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْؕ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْؕ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُؗ اَنّٰى يُؤْفَكُونَ
Esirgeyen, bağışlayan Allah'ın adıyla
"Onlara şöyle bir baktığında dış görünüşleri sana iyi bir izlenim verir; konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin.
Ama onlar sanki bir yere dayanmış kütükler gibidir (böyle güvendeymiş gibi görünürler).
Her gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar. Asıl düşman onlardır, onlardan korun! Allah kahretsin onları!
Nasıl da haktan yüz çeviriyorlar!"
(Münafikûn Suresi - 4) (Meâl Kaynak: Diyanet İşleri başkanlığı)
TEFSİRİ:
Sözlükte münâfık “tükenme, saklanma, köstebeğin veya Arap tavşanının deliğine girmesi veya çıkması” gibi anlamlar taşıyan “nfk” kökünden türetilmiş olup Kur’an’da “gerçekte iman etmediği halde öyle görünen, inanç ve davranışlarında iki yüzlü olan” kişiler için kullanılır. Bu durumda olmaya nifak denir. “Çıkar ve itibar sağlama amacıyla kendisine dindar süsü verme” anlamına gelen riyâ ise hem bazı müminlerin ahlâkî bir zaafını hem de gerçekte iman etmemiş olan münafıkların müslüman hatta dindar görünmek için sergiledikleri sahte davranışları ifade etmek üzere kullanılabilen bir kavramdır.
Münafıklar müslüman kabul edilmelerinin avantajlarını kullandıklarından, müslümanlar için açıktan düşmanlık edenlere göre daha tehlikeli olmuşlardır. Bu sebeple Kur’an-ı Kerîm’de ve hadislerde münafıkların özellikleri ve verebilecekleri zararlar üzerinde geniş olarak durulmuş, bu konuda daha dikkatli olmaları için müminler uyarılmıştır (özellikle bk. Bakara 2/8-20; Nisâ 4/138-147; Tevbe 9/38 vd., özellikle 61-70; Ahzâb 33/4-5, 12-20).
4. âyetteki ifadeler daha çok bu konudaki tarihî bilgiler ışığında şu şekilde açıklanmıştır: Abdulah b. Übey ve yandaşları olan münafıklar giyim kuşamlarındaki ihtişamla dikkat çeken, kalıpları yerinde, ifadeleri düzgün kimselerdi. “Ey Allah’ın resulü” diye hitap ederek saygılı oldukları izlenimini veren tumturaklı sözlerle Hz. Peygamber’in ve müminlerin kendilerini dinlemelerini sağlarlardı. Ama dinleme sırası kendilerine geldiğinde bilinçsiz, ruhsuz varlıklar gibi, verilen bütün mesajlara kulaklarını tıkarlar, iyi niyetle dinlemeye ve gelişmeye kapalı bir halde dururlar, dinler gibi davranırlardı. Akılları fikirleri hıyanetlerini ortaya çıkaracak, maskelerini düşürecek bir açıklama yapılması veya kendilerine dışarıdan âni bir saldırı gelmesi ihtimaline takılıydı. Bir konuda ilân yapılması gibi dışarıdan yüksek bir ses gelse tedirgin olurlar ve telâşlanırlardı. “Onlar sanki bir yere dayanmış kütükler gibidir” şeklinde bir benzetme yapılarak akıl ve idraklerini söylenenlere tıkamış oldukları, “Her gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar” ifadesiyle de haince düşünce ve eylemlerinin kendilerini iyice evhamlı hale getirdiği belirtilmektedir (Taberî, XXVIII, 107-108; Zemahşerî, IV, 101).
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri
ALLAH RESULÜ'NDEN (Sallellahu Aleyhi ve Sellem)
“Şu dört özellik kimde bulunursa o, tam bir münafık olur. Kimde bu niteliklerden biri bulunursa onu terk edinceye kadar kendisinde münafıklıktan bir özellik vardır:
Kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.
Konuştuğunda yalan söyler.
Söz verdiğinde cayar.
Husumet sırasında haktan sapar.”
Kaynak: Buhârî, Îmân, 24
“Kıyamet günü Allah katında insanların en kötülerinin şunlara bir yüzle, bunlara diğer bir yüzle gelen ikiyüzlüler olduğunu görürsün!” (Buhârî, Edeb, 52)
“Münafık, iki sürü arasında gidip gelen şaşkın koyun gibidir. Bir o sürüye gider, bir bu sürüye!”
Kaynak: Müslim, Sıfâtü’l-münâfıkîn, 17
