• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Kadir Demirel
Kadir Demirel
TÜM YAZILARI

İki eylem adamı; Muhammed Ali… Malcolm X...

13 Haziran 2016
A


Kadir Demirel İletişim:

“Kelebek gibi uçar, arı gibi sokarım”

“Ben Amerika’yım. Tanımadığınız yönüyüm onun. Alışın bana. Siyah, özgüvenli, kendinden emin… Benim adım bu, sizin değil. Benim dinim sizin değil. Benim amaçlarım sizin değil. Alışın bana.” 

Muhammed Ali

“Zaman şehitlik zamanıdır ve ben bir şehit olacaksam, bu kardeşlik uğruna olacaktır. Bu ülkeyi kurtaracak tek şey budur.” 

Malcolm X

A

sıl adı: Cassius Marcellus Clay Jr. 

17 Ocak 1942’de ABD’nin Kentucky eyaletinin Louisville şehrinde doğdu…

Afro – Amerikan ve İrlanda kökenli, henüz 12 yaşındayken boksla tanıştı…

Kendisini tüm dünyaya tanıtan özelliği ise, “Tüm zamanların en iyi ağır sıklet boks şampiyonu” sıfatına sahip olmasıdır.

18 YAŞINDA ALTIN MADALYA

Ali, önce National AAU ve Altın Eldiven Şampiyonası’nda amatör kayıtlarda yerini aldı ve profesyonel lige 1960 yılında Roma’da aldığı altın madalya ile ‘merhaba’ dedi… 

18 yaşındayken kazandığı bu altın madalya ile dünya onu tanımaya başladı…

ZAFER VE İSLAM’LA ŞEREFLENMEK

1964 yılında, 22 yaşında iken, S. Liston’u yenerek ‘Dünya Şampiyonu’ oldu. 

Ve bu zaferin ardından İslam’la müşerref olan Cassius Marcellus Clay Jr. Muhammed Ali ismini alarak tüm dünyaya Müslüman olduğunu ilan etti.

Muhammed Ali hem zeki hem de çok nüktedan bir şahsiyetti.

O hep savaşlara karşı çıktı barıştan yana oldu… 

1967-1970 yılları arasında boksa ara vermek zorunda kaldı.

ABD’NİN VİETNAM SENDROMU VE ALİ’YE 5 YIL HAPİS

Muhammed Ali, Amerikan sistemine başkaldırmış bir “asi çocuk” edası ile o günlerde savaş karşıtlığını şu cümlelerle özetledi: “Vietnamlılar bana hiç bir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım.” 

Sen misin bu cümleyi sarf eden diyerek, Muhammed Ali’yi 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırdılar…

Ha bununla yetindiler mi?...

Yetinmediler… 

Çünkü;

Hem siyahisin, hem Müslümansın, hem de adın Muhammed Ali, bunlar sana yetmez diyerek, lisansını ve pasaportunu da elinden alarak adeta yokluğa mahkûm ettiler…

Ama onun adı Muhammed Ali…

Yılmadı, yıkılmadı, mücadelesine devam etti, açtığı davayı 1970 yılında kazanarak yeniden ringlere döndü…

3 yıl aranın ardından yeniden ringlerde dönen ve ringlerde fırtına gibi esen, rakiplerine minderi dar eden Muhammed Ali, 1971 yılında Joe Frazier’le yaptığı ‘unvan maçı’nda ilk mağlubiyeti tattı…

Bunda tabiî ki de en büyük etken 3 yıl boksa ara vermesiydi.

Azimli ve mücadeleci kişiliğe sahip Muhammed Ali ‘yenildim’ diyerek elbette oturacak değildi…

Daha önce Ken Norton’a yenilen Muhammed Ali, kariyerinin bittiğini düşünenleri yine yanılttı….

Hırsla çalıştı, tüm unvan maçlarına bir kez çıktı…

Yeniden Ken Norton’la karşılaşan Muhammed Ali ringi ona dar ederek rövanşı da almış oldu…

FRAZİER VE FOREMAN’I NAKAVT EDEREK ESKİ GÜNLERİNE YENİDEN DÖNDÜ

Muhammed Ali yine fırtına gibi esmeye başladı ringlerde…

1973 yılında, Joe Frazier ile unvan maçı için anlaşan Ali, Joe Frazier – George Foreman eşleşmesi sonrasında, Frazier’ın nakavt olmasının ardından, önce Fraizer’i ardından da Foreman’ı nakavt ederek eski günlerine yeniden döndü…

1974 yılında, Foreman’ı sekizinci raundda nakavt eden Ali, hak ettiği büyük unvanı Floyd Patterson’ın ardından yeniden elde eden ikinci boksör oldu.

Muhammed Ali, 1978 yılında, L. Spinks’e önce yenildi daha sonra rakibini yenerek dünya şampiyonluğunu 3 kez elde ederek boks tarihine adını altın harflerle yazdıran ilk boksör oldu…

PARKİNSON VE BOKSA VEDA

Parkinson hastalığına yakalanan Ali aynı yıl içinde boksa veda etti…

Profesyonel kariyeri boyunca, yalnızca 5 mağlubiyet yüzü gören Muhammed Ali, 37’si nakavt ile olmak üzere, toplam 56 maç kazanarak erişilmesi güç bir rekora imza atarak tarihteki yerini aldı…

Kişilik ve karakter denilince akla gelen ilk isimlerden biriydi Muhammed Ali…

IRKÇILIĞI PROTESTO İÇİN OLİMPİYAT MADALYASINI
OHIO NEHRİNE ATTI

1960 Roma Olimpiyatları’ndan döndükten sonra, bir lokantada yalnızca beyazlara servis yapıldığını öğrenen Muhammed Ali, ırkçılığı protesto etmek için olimpiyattan kazandığı altın madalyasını Ohio Nehri’ne atacak kadar kişilik sahibiydi…

2001 yılında, Hollywood tarafından hayatı filme alınan Muhammed Ali’nin hayatını oynayan Will Smith, oynadığı oyunla tüm sinemaseverlerden çok büyük övgü aldı…

MUHAMMED ALİ TÜRKİYE’DE

Tarih 3 Ekim 1976’yı gösteriyordu…

Yeşilköy Havaalanı ana baba günü…

Misafir, Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu Muhammed Ali…

Davet eden, o günkü MC Hükümeti’nin Başbakan Yardımcısı Prof.Dr. Necmettin Erbakan adına dönemin Diyanet’ten sorumlu Devlet Bakanı Hasan Aksay…

Havaalanı pisti Milli Selamet Partisi taraftarlarıyla doludur…

ABD KONSOLOSUNA ‘MUHAMMED ALİ’ TEPKİSİ

Erbakan, Ali’yi uçağın merdivenlerin önünde karşılar ve büyük bir muhabbetle kucaklayıp bağrına basar…

Cuma namazını kılmak için Sultanahmet’e gelen Muhammed Ali on binler tarafından bağırlara basılır…

Hasan Aksay abi o günlerle ilgili şunları anlattı: “O gün havaalanında Muhammed Aliyi karşılayanlar arasında o günkü ABD Konsolosu da vardı…

Hatta kapının önündeki ilk kişi oydu…

Muhammed Ali uçaktan indi. ABD Konsolosu Muhammed Ali’ye ‘hoş geldiniz’ demek için elini uzattı…

Muhammed Ali konsolosun elini iterek, elini sıkmadı…

Ve ona şunu söyledi: Siz ABD’de Müslümanlara hem zulmediyorsunuz hem de burada bizim elimizi sıkmaya çalışıyorsunuz sizinle tokalaşmam…

Sultanahmet’teki o müthiş buluşmanın ardından Muhammed Ali ile birlikte Kanlıca’ya yoğurt yemeye gittik yatla…

Muhammed Ali maç yapıp gelmişti, dolayısıyla yorgunluğu da yüzünden okunuyordu…

Kanlıca dönüşü direkt olarak otele gittik..

Odaya çıktık…

Muhammed Ali o kadar yorgundu ki; ayakkabılarını bile çıkarmadan yatağını üzerine kendini attı ve öylece uyuya kaldı…”

SABAHA KADAR ÇOK BEKLEDİK ALİ’Yİ İZLEMEK İÇİN

Şimdiki nesil Muhammed Ali efsanesini pek bilmez, ancak ‘Ali’ filmini seyredenler belki onun hakkında birazcık bilgi sahibi olurlar…

Bizler çok bekledik; siyah beyaz televizyonların sınırlı sayıda evlerde bulunduğu dönemlerde sabahın saat 04:00’ına kadar Muhammed Ali’nin maçlarını…

O ringe çıktığında bizler de o ringin hemen yanı başındaymışız gibi hareket ettik…

Gonk çaldığında onun rakibine attığı her yumruğu ve karşısındakinin ringde yalpalamasını sanki biz atıyormuş o yumruğu gibi sevinir, iç geçirirdik…

Muhammed Ali yumruk yediğinde sanki o yumruğu kendimiz yemiş gibi üzülürdük…

O, ringlerde hep, İslam’ın gücünü temsil eden rakipsiz bir kral olarak görüldü…

O, Amerikan toplumunda her renkten insanın sevgilisi haline gelmiş bir millî kahraman bir sembol isim olarak görüldü…

O, İslamiyet’i seçtikten sonra hep mazlumların ve mağdurların yanında oldu…

Son söz;

ABD’nin sembol isimlerden sadece ikisi Malcolm X ve Muhammed Ali…

Biri; hayatını İslami mücadeleye adayan eylem adamı Malcolm X... 

“Barışçıl olun, kibar olun, kurallara itaat edin, herkese saygılı olun; fakat biri size dokunacak olursa onu mezara gönderin” diyen Malcolm X’in şehadetinden bugüne kadar tam 51 yıl geçti… 

O’nun mücadelesi özellikle ABD’deki Müslümanlara örnek oldu…

Mekanın cennet olsun Malcolm X…

İkincisi de; boks dünyasının efsane ismi Muhammed Ali…

74 yaşında hayata veda eden Ali’yi de geçtiğimiz hafta son yolculuğuna on binler uğurladı…

“Şampiyonlar salonlardan çıkmaz. Şampiyonlar içlerinde tutku, hayal ve amaç olan insanlardan çıkar” diyen efsane Ali de artık Louisville’deki ebedi istirahatgâhında…

Senin de mekanın Cennet olsun, “kelebek gibi uçan arı gibi sokan” adam…

Nur içinde yatın…

 

MUHAMMED ALİ’Yİ KUCAKLAYAN İLK BEYAZ ADAM

Muhammed Ali’yi kucaklayan ilk beyaz adam  Prof. Nevzat Yalçıntaş, 2002 yılında Yeni Şafak’a verdiği röportajda şunları söylemiş: “1963 ya da 1964 yılı olsa gerek. Doçentlik çalışmalarım nedeniyle Londra’da bulunuyordum. Evde çalışıyorum. Bir pazar günüydü, kapalı bir Londra havası vardı. Bir telefon geldi Londra İslam Merkezi’nden. Bana oradaki arkadaşım, ‘Londra’ya boksörler geldi, Dünya Boks Şampiyonası için. İslam Merkezi’ne uğradılar. İlgilenmek gerekiyor. Sen ilgilenir misin?’ dediler. Gençliğimde boks yaptığım için spora meraklıydım. Ağabeyim de boks şampiyonlarındandı. Muhammed Ali ile Picadelly Oteli’nin resepsiyonunda buluştuk. Hemen sarılıp kucakladım. Çok şaşırmış görünüyordu. O da beni kucakladı. Gözlerinden yaş akmaya başladı. ‘Neden ağlıyorsunuz’ diye sordum. ‘Beni kucaklayan ilk beyaz adam sizsiniz. Amerika’da beyazlar, zencilerin elini bile sıkmazlar’ diye cevap verdi. Bu kez ben çok etkilendim. Böyle bir şey aklımın ucundan bile geçmemişti.” 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23