• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdurrahman Dilipak
Abdurrahman Dilipak
TÜM YAZILARI

Dünkü FETÖ’cüler tevbe ettiler mi?

29 Haziran 2017
A


Abdurrahman Dilipak İletişim: [email protected]

Birileri hâlâ bu gayrimeşru dinin müntesibi.  “Gerçeği görmüş” gibi yaparak akıllarınca takıyye yapıyorlar. Kendilerini diğer Müslüman topluluklara nisbet ederek münafıkça bir şey yapıyorlar aslında..

Sizin aranıza katılınca, “biz de sizin gibi inanıyoruz” diyorlar, Şeytanları ile baş başa kalınca da “Biz onlarla dalga geçiyoruz” diyorlar..

Hep söylüyorum, bunlar dinlerini kaybettiler.. Cennet hayal ediyorlardı, siz Cehennemden söz edince şok yaşıyorlar.. Sadece dinlerini değil, dünyalarını, hayallerini, onurlarını da kaybettiler. Çeyrek asırdır dualarla süsledikleri bir hayalleri vardı. Hâlâ ne olduğunu tam anlamış değiller. Bir şok yaşıyorlar.

Bu esoterik bir din. Bunların çoğu biyonik robot. Gözleri var görmez, kulakları var duymaz, kalpleri var hissetmez.. Bunlar medyum bir topluluk gibi. İpnotik etki altındalar..

Ayıkır gibi olunca, bu kez maddi ve manevi olarak cezalandırılmaktan korkuyorlar. Böyle şartlandırılmışlar..

Aslında bazı cemaat yapılarında da aynı şartlandırma var.. Sakın aklınızı kiraya vermeyin.

Gerçeklerin farkına varmaya başladıklarında, bu kez devletle örgüt arasına sıkışıyorlar.. FETÖ’nün öteki yüzünü hatırlıyorlar ve kendilerini yalnız ve çaresiz hissediyorlar. “Madem bu işin arkasında CIA, MOSSAD var, ben ne yapabilirim ki! Beni yok ederler” diye bir korkuya kapılıyorlar..

Devlet ya da örgütü seçmek, bu şartlarda “ölümlerden ölüm beğenmek” gibi bir anlam kazanıyor.. Kimse kendilerine güvenmiyor, kendileri de kimseye güvenmiyor..

Bu gidişle özellikle kripto elemanlar zaman içinde yabancı istihbarat örgütlerine ucuz elemanlar olacaklar.. Sığındıkları ülkeler bunları tepe tepe kullanacak..

Bakın, bu işe bulaşıp kripto ilişkiler kurmamış olanların hali de aslında yürekler acısı. Tamam, görevden alınmadılar, tutuklanmadılar, kimse de kendilerini suçlamıyor olabilir, ama burada görünmeyen bir başka tehdit, bir başka tehlike var..

Bu kişiler bugün FETÖ’yü eleştirmeleri, bunun “ibadeti bırakıp siyasete bulaşmasını” eleştiriyor ama, bakın tek sorun siyasete bulaşmaları değil, anlattıkları din, din değildi ve aslında asıl büyük tehdit, büyük tehlike bu. Din giderse devlet de yaşamaz..

Bu adamlar, karma bir din uğruna ezandan Hz. Muhammed(SAV)’in adını çıkarmaya kalkmadılar mı? Başörtüsü furuattı değil mi? Hz. Peygamberi kamyona bindiren, Cebrail’e gerek kalmadan Allah’la (haşa) görüşen kimdi! Ecevit’e şefaat edecekti, Hz. İsa onun bedeninde yaşıyordu, Mehdiyet müntesiblerine hulul etmişti. Soru çalmak suç değildi. Takıyye gereği şarap içilebilir, baş açmak değil gayri ahlaki ilişkilere girilebilir, namaz, örgüt menfaati için işaretle kılınabilirdi..

Bu adam İslam’ın Saul’u olmak istiyordu sanki..

Kendilerinden olmayanların mallarına el konulmasına sesleri çıkmıyordu. Onlara iftira etmekte bir sakınca da görmüyorlardı.

Cebrail parti kurmasa girmeyecek olan bu adam, her partide adam bulunduracaktı, Kürt olduğu için Said Nursi’yi ziyarete gitmeyen bu adam, gidip PKK-HDP ile kol kola girebilecekti..

Zekat, kurban, fitre, sadakaları toplayıp örgüte destek için kumarhane ya da kilise mensuplarına, başka ülkelerdeki politikacılara ve basın mensuplarına rüşvet olarak kullanılabilecekti..

Tamam, F. Gülen’in CIA, MOSSAD ile bağını bilmiyordunuz da, konuştukları, yazdıklarını bilmiyor mu idiniz ve böyle bir sapıklığa din diye nasıl inanıyordunuz! Fuller’in çocukları böyle yapınca Brezinsky’nin çocukları, BÇG’liler de Captagon tüccarından tarikat icad ettiler. Orada da bizim Milli Görüş’ten abilerin çocukları, tasavvuf çevrelerinden birileri kullanılmadı mı? Bizimkiler de onların peşine takılıp rabıta yaptılar, zikir çektiler.. Bu karanlık örgütler üzerinden Şeytana Rabıta yapan birileri, “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” uyarısından habersiz mi idiler..

Bütün bunlarla  gerçek anlamda ciddi bir hesaplaşma olmadı. Hatta birileriyle siyasi, iktisadi sebeplerle, ya da cennet hayali ile ilişkiler kuruldu..

Bu yapıların sayısı da, bunlara katılan insan sayısı da bugün düne göre daha az değil.. FETÖ’den kaçanlar kurtuldu mu? Büyük bir kısmı agnostik oldu. Neye inanacağını bilmiyor. Yarın nereye kapaklanırlar belli olmaz. Birileri arkalarından dolanıp bunları yeniden başka çatılar altında toplamaya çalışıyor.. Çünkü temel sorun anlaşılmış, çözülmüş değil..

Bakın Kur’an-ı Kerim’in yorumunu tahrif ederek nasıl birbiri ile çelişen birçok topluluk oluşturdular ise, mana ve yorum olarak Mevlana da tahrif ediliyor, risaleler de. Tahrif her alanda ciddi boyutta.

Okullarda okutulan din dersini geçtik, İmam Hatipler ve Kur’an kurslarında bile durum içaçıcı değil. İlahiyatlar ve Diyanet zaten ortada.. Müfredat sağlıksız. Tepeden tırnağa yenilenmemiz gerekiyor.. Topyekûn saldırıya karşı topyekûn savunma ve topyekûn yeniden yapılanmaya ihtiyacımız var..

Basın ve yerel yönetimlere büyük görevler düşüyor. Belediyelerin kültür hizmetlerinin tepeden tırnağa gözden geçirilmesi gerek.

Tekrar söylüyorum bu “cemaat” hiç siyasete bulaşmasa, 15 Temmuz yaşanmasa da sapık bir topluluktu. Bunu görelim. Bu harekete katılanlar, yargının eline düşmeseler de öbür dünyada bunun hesabını veremezler. Dün bu halkaya katılan kim varsa, bunun 17-25’i filan yok, tevbe etmeli. “Bu din benim dinim değil”. O din “Amerikano bir İslam”, başındaki de “Amerikano çakma bir mesih!”

FETÖ sorununu siyasi olarak bitirebilirsiniz. Örgütü büyük ölçüde tasfiye edebilirsiniz, ama asıl üzerinde durulması gereken sorun yine de çözülmemiş olacak. Bu konu üzerinde hem siyasilerin, hem STK’ların ciddi olarak düşünmeleri gerek.

Selâm ve dua ile. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23