Evet sancılı bir dönem, ekonomi normal vatandaş için zaten kotuyken virüs yüzünden daha da kötü oldu, ülkemiz gereken hassasiyeti virüs için gösteriyor, fakat vatandaşın geliri gideri , hiç onemsenmiyor, millet faturalara ve pahalılığı para yetiştiremiyorlar, kendilerine oy verdiğimiz liderler nerede, napiyorlar, milletini neden hiç düşünmezler, o aldıkları oyların hesabı bir gün elbetteki, sorulur, işte o zaman nasıl hesap verecekler

Pazarlarıkaldırmazsa ngerisifasafiso

Garipleri öldürünce ne geçti elinize.

ilaç kullanmayın..ordek , kaz , tavuk surusunu salın oraya bir tane cekirge bırakmazlar.. ilaçla ölmüş cekirgeleri yiyen kuşlar ve diger canlılarda zehirlenir.

Rabbimiz sayamayacagımız dengeler üzerine sayılamayacak mucizelerle bu nadide dünyamızı yarattı ve bize teslim etti. Küresel sanayi kirletmeleriyle iklim değişimi yani küresel ısınma, çekirgeler üzerinden beslenen kuş (sığırcık, keklik, leylek), sürüngenler (yılan, kertenkele) ve bazı memeli hayvan habitatlarının tarlalara yapılan ilaclamayla tahribi ve inşaat aşkıyla ve betonlaşmayla bu hayvanlara yaşam sahası bırakmıyoruz. Dolasıyla Allahın kurdugu dünyasında Ona asi olup bu güzelim dünyayı biz avanaklar tahrib ediyoruz. Halbuki bitkisiyle, hayvanlarıyla, göl ve ırmaklarıyla, ormanlarıyla bu kainatta eşsiz dünya bize sadece emanet. Unutuyoruz sadece emanetci oldugumuzu. Nefsimize uyup Allahın dünyasını bozup, darmadagın ediyoruz. 3 günlük dünya hayatı ve kıymeti harbiyesi olmayan para icin. Bu emanete hıyanetlik degilde nedir? Allah ne diyor, yiyin icin ama israftan kacının, yalan söylemeyin,bozguncu ve kan dökücü olmayın haram yemeyin yani rüşvet irtikabdan kacının, fakiri gözetleyin. Verilen emirleri siyasetcisi ve halkı dinlemiyorsa o zaman demektir ki felaketlere razıyız. "Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar./ Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler" diyen Fuzuli bile daha Osmanlı döneminde 15.yüzyılda rüşvetin varlıgından yakınmaktadır. ilginc ki rüşvete işaret eden şairin adını dahi gereksiz (fuzuli) anlamına getirmişiz. Yazalım güzel söyler birazda Yunus Emreden:"Mal sahibi, mülk sahibi/Hani bunun ilk sahibi? /Mal da yalan, mülk de yalan/Var biraz da sen oyalan..." Ârif olanların gurbeti, Rabbinden ayrı kalmasıdır. Rabbini bulan, bütün nimetlere, güzelliklere kavuşmuştur. O'nu kaybeden ise her şeyi kaybetmiştir. Hazreti Ali (radıyallahü anh) oğlu Hazreti Hasan'a buyurdu ki: "Garip, Allah için bir dostu olmayan adamdır." Fudayl bin İyad hazretleri de gurbeti başka bir tarzda tarif ediyor: "Faziletli, güzel ahlaklı kişilere gurbet olmaz. Onlar, yabancı yerlerde de olsalar, çevre edinirler, dost bulurlar. Kötü insanlar ise kendi memleketlerinde olsalar bile garip sayılırlar...

Rabbimiz sayamayacagımız dengeler üzerine sayılamayacak mucizelerle bu nadide dünyamızı yarattı ve bize teslim etti. Küresel sanayi kirletmeleriyle iklim değişimi yani küresel ısınma, çekirgeler üzerinden beslenen kuş (sığırcık, keklik, leylek), sürüngenler (yılan, kertenkele) ve bazı memeli hayvan habitatlarının tarlalara yapılan ilaclamayla tahribi ve inşaat aşkıyla ve betonlaşmayla bu hayvanlara yaşam sahası bırakmıyoruz. Dolasıyla Allahın kurdugu dünyasında Ona asi olup bu güzelim dünyayı biz avanaklar tahrib ediyoruz. Halbuki bitkisiyle, hayvanlarıyla, göl ve ırmaklarıyla, ormanlarıyla bu kainatta eşsiz dünya bize sadece emanet. Unutuyoruz sadece emanetci oldugumuzu. Nefsimize uyup Allahın dünyasını bozup, darmadagın ediyoruz. 3 günlük dünya hayatı ve kıymeti harbiyesi olmayan para icin. Bu emanete hıyanetlik degilde nedir? Allah ne diyor, yiyin icin ama israftan kacının, yalan söylemeyin,bozguncu ve kan dökücü olmayın haram yemeyin yani rüşvet irtikabdan kacının, fakiri gözetleyin. Verilen emirleri siyasetcisi ve halkı dinlemiyorsa o zaman demektir ki felaketlere razıyız. "Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar./ Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler" diyen Fuzuli bile daha Osmanlı döneminde 15.yüzyılda rüşvetin varlıgından yakınmaktadır. ilginc ki rüşvete işaret eden şairin adını dahi gereksiz (fuzuli) anlamına getirmişiz. Yazalım güzel söyler birazda Yunus Emreden:"Mal sahibi, mülk sahibi/Hani bunun ilk sahibi? /Mal da yalan, mülk de yalan/Var biraz da sen oyalan..." Ârif olanların gurbeti, Rabbinden ayrı kalmasıdır. Rabbini bulan, bütün nimetlere, güzelliklere kavuşmuştur. O'nu kaybeden ise her şeyi kaybetmiştir. Hazreti Ali (radıyallahü anh) oğlu Hazreti Hasan'a buyurdu ki: "Garip, Allah için bir dostu olmayan adamdır." Fudayl bin İyad hazretleri de gurbeti başka bir tarzda tarif ediyor: "Faziletli, güzel ahlaklı kişilere gurbet olmaz. Onlar, yabancı yerlerde de olsalar, çevre edinirler, dost bulurlar. Kötü insanlar ise kendi memleketlerinde olsalar bile garip sayılırlar...