Ünlü, ünsüz herkese dokunulmalı
Ünlü, ünsüz herkese dokunulmalı
YEKSEL TOKUR
Toplumsal yaşantının olmazsa olmazı manevi değeri adalettir. Hakkaniyetin olmadığı, ya da yetersiz kaldığı ülkelerde iç karışıklıkların olması kaçınılmazdır.
Evet; adalet olmalı.. Ama; herkese eşit şekilde uygulanmalı ki, gerçek adalet tecelli etmiş olsun.
Gerçekte böyle olması gerekirken; ne yazık ki, gerek ülkemize gerekse dünyada adalet kâğıt üzerinde yazıldığı şekliyle değil, çoğu zaman kişiye, devletine göre uygulanır olmuş.
Ülkemizde Ak Parti iktidarıyla beraber adaletin uygulanması noktasında gerçek adımlar atılmaya başlandı.
Demek oluyor ki; yazılı olan suç ve ceza kanunlarının uygulanabilmesi için dirayetli, kararlı bir irade de gerekmektedir.
Devlete borçlu olduğu halde, başta Uzan’lar olmak üzere, maddi nüfuzunu kullanarak borcunu ödemeyip üzerine yatan birçok anlı şanlı holdinglere dokunularak malları TMSF’ye borçları karşılığı devredildi.
Güçlü bir lider, kararlı bir iktidar olmasaydı hazineyi boşaltarak milletin kanını emen bu eli kolu güçlü sülükler daha yıllarca semirmeye devam edeceklerdi.
Özellikle de medya gücünü elinde bulunduran elitler, “hükümetleri bir kurar, biz yıkarız” havasına girerek kendilerini halkın üstünde görmekteydiler.
Alın işte... Ülkenin “şehremini” diye en büyük kentinin iliklerine kadar yolsuzluğa bulaşmış bir Belediye Başkanı “Beni Türkiye’de tutuklayacak hakim yok!” diyebilecek kadar kendisini “dokunulmaz” görebiliyordu..
Hâlâ da böyle gördüğü için şok geçiriyor olmalı ki, suçlamalara cevap vermek yerine hakimle/savcıyla didişiyor!
Atatürk’ü kullanmak kozu bile işe yaramadı! Bakalım, Silivri’de zorunlu uzun bir tatil aklını başına getirebilecek mi?!?..
Yoksa, mahkeme şovlarının sonunda içeriden dışarıya sıçrayamayıp (!) içeride bağlama çalmasını da öğrenerek “kendim ettim, kendim buldum” türküsünü mü söyleyecek?..
Kim bilir; belki de tövbekâr olup, kendisini maneviyata adayarak, sabah akşam Yasin Suresi’ni okuyup, beş vakit namaz bile kılabilir!
Medya, sanat ve sosyete camiasında da bazıları kendilerini dokunulamaz, erişilemez yıldız (!) oldukları düşüncesiyle görünen yüzlerinin arkasında bir o kadar kirli çamaşırlarını (!) gizliyorlardı.
Uyuşturucu kullanmaktan tutuklanan Habertürk GYY Mehmet Akif Ersoy gibi; “Yaptım… Ama sor bakalım niye yaptım?!?” bile demeden, “kumpas, iftira, önüm kesiliyor” gibi kalıplaşmış savunma moduna geçiyorlar.
Savcılar, kimliğine bakmadan suç işleyen herkese dava açabilmeli; hakimler, önlerine gelen dosyada adı geçen sanıkların partisine, parasına, şöhretine bakmadan hüküm vermelidirler.
Halk arasında meşhur olan, “ön kapıdan girer, arka kapıda çıkarlar” söylemine; yani, suçlu da olsalar ceza almadan bırakılırlar düşüncesine fırsat verilmemelidir.
Bu arada uyuşturucu kullanımı artık şehirlerden köylere indi. Şehirlerden kırsala uyuşturucu sevkıyatı sıkı takibe alınmalı, zehir tacirlerine göz açtırılmamalıdır.
Araç ve diğer ekipmanla donatılan Jandarma ve Polis teşkilatımız son yıllarda uyuşturucu, kaçakçılık, mafya ve diğer suç örgütlerine yönelik operasyonlarıyla göz doldurmaktalar.
Bu konuda; cesur ve kararlı duruşları nedeniyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ve başarılı İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya’yı kutluyorum.